Uçurtma translate English
591 parallel translation
Kağıttan uçurtma gibi bir şey yapamaz mıyız?
Can't we cut out of paper a kite or something?
Bu, benim uçurtma ipim.
It's my kite string.
"bir uçurtma gibi"
♪ A s a kite ♪
Ve ümitlerimiz bir uçurtma kadar yüksek
♪ A nd our hopes as high as a kite ♪
Uçurtma mı?
- What is it, a kite?
Uçurtma gibi uçacağız.
" Get high as kites tonight
Bir uçurtma almak istiyorum.
I want to buy a kite.
Ama bir gün, aniden yanımda beliriverdi ve uçurtma uçurmama yardımcı oldu.
But one day, he suddenly appeared beside me and helped me to fly the kite.
Uçurtma ve Yüzbaşı John.
The kite and Captain John.
Ben o Uçurtma-Balığa benzemem.
I'm not like that Fish Kite.
- Evet, Sakai-San, Uçurtma Balığın yaşayan hali gibidir. - Uçurtma Balık mı?
- Fish kite?
Bizim Bay Balık-Uçurtma öyle diyor.
According to our Mr. Fish Kite's report.
Uçurtma sayesinde mi alıyoruz bunları?
And all that comes through the kite?
Bir uçurtma gibi uçuyorsun.
You're high as a kite.
Uçurtma uçuruyor gibi duruyorsun.
You might just as well be flying a kite.
O olmadan bir uçurtma bile uçuramazdım.
- Without him, I wouldn't fly a kite. - Uh...
Uçurtma Bayramları İyi seyirler...
MADE OUT OF MOUNTAINS, SALT FLATS AND SAND
Uçurtma Bayramları ucurtma @ ucurtmabayramlari. com
AFTER THIS WORD FROM OUR ALTERNATE SPONSOR, KIMBERLY CLARK.
Erkeklere olan güvenin kalmayınca, kanadı kırık bir uçurtma gibi oluyorsun. Rüzgarın içerisinde, bir adamdan diğerine...
Once you stop trusting men, you're like a kite with a broken thread, blowing in the wind, from one man to another...
- Ve uçurtma çok güçlüydü.
- And the kite was too strong for us.
Aslında iyi bir uçurtma değildi.
Actually, it wasn't a very good kite.
Ya da uçurtma uçurabilirim.
Or I might just fly a kite!
Gidip uçurtma uçuralım
Let's go fly a kite
Gidip uçurtma uçuralım
Oh, let's go fly a kite
"Gidip uçurtma uçur."
Go fly a kite!
Uçurtma uçuralım.
Fly a kite
Bu uçurtma...
This kite...
- Uçurtma görünce?
- Lf you see a kite flying?
Pazar günü gelirseniz yine uçurtma uçururuz.
I say, if you come over Sunday, we might fly the kite again.
Bebeğim, Çocuk Bayramı ama bir uçurtma bile uçuramıyorum.
It's Boys'Festival, yet I cannot even fly carp streamers for you.
Bir uçurtma gördün mü?
You seen a kite?
Sen de uçurtma uçurarak.
You ain't from flying a kite neither.
Bir uçurtma bile uçuramıyorum ve oynadığım tüm beysbol maçlarını kaybediyorum.
I can't fly a kite and I lose every ballgame I play in.
Canım uçurtma yapıp Godesberg'in güzel tarlalarına gitmek istiyor.
I feel like making a kite and going to the beautiful fields of Godesberg.
Godesberg'deki köşklerin tepesinde uçurtma uçuruyorum, sanıyorsun.
You think I fly kites over the villas in Godesberg.
Bir uçurtma gibi uçtular.
They blew away like a kite.
Birkaç uçurtma.
And several kites.
- Güzel uçurtma.
- Nice kite.
Babamın uçurtma uçurabildiğini bilmiyordum.
I didn't know that Pa could fly a kite.
Biraz da senden söz edelim, uçurtma uçurtmaktan başka ne yaparsın?
So, let's talk about you, what do you do besides fly kites?
Benjamin Franklin de fırtınada uçurtma uçururken ne yaptığını bilmiyordu.
Neither did Benjamin Franklin when he flew that kite in the thunderstorm.
Neyse, geçen yıl Tony'yle uçurtma uçurma fikrini ortaya attı.
Anyway, uh, last year he got this great idea... that he'd take Tony out to fly a kite.
Neyse işte, uçurtma uçurmak için parka gittiler ama rüzgar yoktu.
And so they went out to the park to fly a kite, but there wasn't any wind.
Uçurtma yükseldi.
The kite is up.
Benimle bu gece uçurtma uçurmak isteyen var mı?
Anybody wanna go fly a kite with me tonight?
Bence uçurtma uçurmak için harika hava var.
I think it's great weather for flying'kites.
Buralarda uçurabileceğimiz hiç uçurtma var mı acaba.
I wonder if there are any kites around here we can fly.
Ona "uçurtma" denmez. "Uçurma" denir.
It's not "kites". It's "kike".
Lanet uçurtma.
Damn kite.
Uçurtma ama o zaman çocuktum.
Kites. But that was when I was a kid.
Uçurtma Bayramları İyi seyirler...
[car braking and engine revving]