Varliği translate English
18 parallel translation
MAL VARLIĞI PAYLAŞIMI ANLAŞMASI
Arthur Rubinstein.
SEVGİLİ BOŞ TV, KURUMSAL TANRILARIN VARLIĞI NASIL OLUR DA BU KADAR KÖTÜ BİR GAZETECİLİK ANLAYIŞINI BENİMSERSİNİZ VE BUNU KARMASININ KIRILMASI GEREKEN ŞİŞMAN BİR İNEĞE YAPTIRIYORSUNUZ.
Dear Emoty TU The Entity of all Corporte Gods how fucking dare you embrase such trash journalism from en overweight Cow who severely needs her Karma Broken.
Varligi her yerde asikar olmasina ragmen, bürokrasi bir sinif olarak görünmez olmak zorundadir. Sonuç olarak tüm sosyal yasam manasizlasir.
Spread out everywhere, bureaucracy should be the invisible class for consciousness, so that all of social life becomes insane.
Çevreyle ilgilenecek bir adamin varligi sevindirici.
I'm glad there will be a man around to take care of things.
Ama varligi sizinle gitti ve gelin onunla geldi allah Korusun onu, lütfen.
But he went in your presence and came with his bride. Bless him, please.
Onlarin varligi bana hakaret etti.
You've insulted me in their presence.
Varligi beni çok korkutuyor.
His very existence tears at me.
Bir hatali makinanin varligi sana yetmez.
One defective machine is not enough.
İnsanlar atomun varligi fikrine ancak alismisti.
People had barely got used to the idea that atoms existed.
1905'ten 1911'e kisacik 6 yilda atomun varligi hayal edilemeyecek kadar küçük oldugu gerçegiyle birlikte duyuruldu.
In six short years from 1905 through to 1911, the atom had announced its existence with the fact that it was unimaginably small.
James gibi sadist biri olsa da herhangi bir varligi öldürme fikrinden hoslanmiyorum.
I don't relish the thought of killing another creature, even a sadistic one like James.
En sevdigin varligi öldürdügüm ve onu bir daha geri döndüremeyecegin fikrinden.
No escape from knowing I took what you love most and you will never get it back.
O yüzden, istersen evine ugrayip bebegine, evde bir erkek varligi hissettirebilirim.
So if you'd like me to, I could swing by your house So the baby can experience a strong male presence.
MICHAEL CIA VARLIĞI
Just saying, the way the boss talks about you,
Kendisi Tony Ödülleri ile mesgul olurken milyonlarca insanin biçaklandigi bir yüce varligi destekleyemem.
I cannot get behind some supreme being who weighs in on the Tony Awards while a million people get wacked with machetes.
Bu zavalli varligi degerli yapmarn gerekiyor
I need to do something to make this miserable existence worthwhile.
En degerli varligi satacagina bir saniye bile olsa gercekten inandim.
I actually believed, for a second, that you would sell your most valuable possession.
Rudy'nin evdeki varligi tartisma götürmez.
Rudy's presence in the house is undisputed.