Vashti translate English
55 parallel translation
Ama, Vashti, kiminle evlenmeyi düşünüyorsun?
But, Vashti, whom do you want to marry?
Elbette evlenebilirsin, Vashti.
Of course, Vashti.
Ah şu Vashti.
That Vashti.
Al o zaman. Listeyi sen yap daha iyi Vashti.
Maybe you better make the list, Vashti.
Bayan McCanles bana bir seferinde "Vashti, yazmayı biliyor musun?" demişti.
Mrs. McCanles says to me once, "Vashti, can you write?"
Vashti.
Vashti.
Vashti!
Vashti!
Vashti, neredesin sen?
Vashti, where are you?
Bir seferinde bana "Vashti, sen boş kafalısın" dedi.
He says to me once, "Vashti, you're empty-headed."
Vashti, Bayan Pearl'e yiyecek birşeyler ver.
Vashti, get Miss Pearl some supper.
Bana dedi ki, "Sakın bir daha..."
He says to me, "Don't you ever..." - Vashti.
Dokuz falan olmalı... Bayan McCanles bana dedi ki, " Vashti...
It must have been about 9 : 00... when Mrs. McCanles says to me, "Vashti..."
Tamam, boşver Vashti.
Never mind.
Bana dedi ki "Vashti, sen gidip kendi işinle ilgilen Kendi işinin başına dön."
She did say... "Vashti, go right on about your business." "Right on about your business."
Merhaba, Vashti.
Hello, Vashti.
"Vashti, Bay Jesse yemeğini mutlaka yemeli, tamam mı..."
"Vashti, you be sure and see that Mr. Jesse eats proper..."
Sen iyi bir dostsun Vashti.
You've been a good friend.
Vashti. Bayan Pearl'ün eşyalarını da topla.
And I want you to pack Miss Pearl's things.
Vashti, eve girmediğini söyledi ama ona inanmak istemedim.
Vashti said you wouldn't come into the house... and I couldn't believe her.
Komşum Vashti Hake diye bir kız.
My neighbor is a girl, Vashti Hake.
Vashti, seni karımla tanıştırayım.
Vashti, I'd like you to meet my wife.
Merhaba Vashti.
Hello, Vashti.
- Öyle mi Vashti?
- How's that, Vashti?
Vashti Hake'nin çiftliği için mi bu?
Is that about Vashti Hake's ranch?
Kraliçe Vashti, bu akşam Kralın ziyafetine katılmamayı planlıyor, savaşı protesto etmek için.
Queen Vashti plans not to attend the King's banquet this evening, in protest of the war.
Kraliçe Vashti, Majesteleri.
Queen Vashti, Your Majesty.
O zaman Kraliçe Vashti'ye içelim, ülkenin en güzel kadınına.
Then let us drink to Queen Vashti, the most beautiful in the land.
Vashti'yi getirin!
Bring forth Vashti!
Vashti'nin herkesin önüne çıkmasını mı istiyorlar?
They demand Vashti be here before all?
Kraliçe Vashti!
Queen Vashti!
Vashti'nin suçu sadece krallığa karşı değil, aynı zamanda atalarımıza karşıdır.
Vashti's guilty not only of disobedience to the crown but against the protocol of our fathers.
- Ferman uygulanmalıdır ve kayıtlara işlenmelidir Vashti'nin...
A royal edict must be issued and written into the rolls of the land that Vashti...
Vashti'nin bir daha Kralın huzuruna çıkamayacağı, ve kraliyet tacının yeni bir kraliçeye verileceği, ondan çok daha değerli birine.
That Vashti come no more before the King, but that her royal position be given to a new queen, more worthy than her.
Ve kalabalığı tahrik edip Kraliçe Vashti'nin gelmesini isteyen
And was it not even Admantha who stirred the crowd into demanding
Admantha değil miydi hem de gelmeyeceğini bile bile?
Queen Vashti's appearance, knowing she would not come?
Neden Vashti'nin gelmesini emrettiniz gelmeyeceğini bildiğiniz halde?
Why did you summon Vashti when you knew she would not come?
Vashti'nin yaptığı gibi mi?
- As Vashti did?
Ve bir daha benim huzuruma çıkma, yoksa kaderin Vashti'den çok daha kötü olur.
And come before me no longer, no matter what pretense you seek, or your fate shall be worse than Vashti.
Esther sizin onurunuzu lekeledi hem de Vashti'nin yaptığından çok daha fazla.
This Esther has dishonored you more than Vashti ever could.
O da bir başka Vashti.
She's another Vashti.
Sizin Vashti'niz savaş fikrini protesto etti.
Your Vashti but protested the notion of war.
Ben de meditasyon merkezine mail attım.
And I've emailed the Vashti retreat.
Vashti Nadira söyleşi yapmayı teklif etti. Ben de kabul ettim.
Vashti Nadira requested a sit-down today, and I said yes.
Aslında, Vashti, kararımı değiştirdim.
Actually, Vashti, just changed my mind.
- Vashti.
- Yes, ma'am.
Vashti, konuşmamız lazım.
[School bell rings] Vashti, we need to talk.