Veba translate English
1,135 parallel translation
Veba olabilir mi?
Could it be a plague?
Fare ordusu ve veba seni izleyecek.
The army of rats and the Black Death will follow you.
Veba!
The plague!
Veba.
The plague.
Veba değil.
It is not the plague.
Bu kasabada bir tür veba var.
There is a kind of plague in this town.
Ondan veba gibi korkuyorlar.
They fear it like the plague.
Veba olabilir miydi ya da nükleer savaş?
Could it have been a plague or nuclear war?
Yanmış bir kalabalık ve kör ve sakat tıbbi bakım yokluğu hastalıklar, veba toprak ve suyun uzun ömürlü radyasyon zehirlenmesi.
Loss of loved ones the legions of the burned and blinded and mutilated the absence of medical care disease, plague long-lived radiation poisoning of the soil and the water.
Veba salgını bütün cimrilerle cimrilikleri götürsün.
Plague take all misers and all miserly ways!
Diyorum ki, veba bütün cimrilerle cimrilikleri silip süpürsün.
I say plague take all misers and all miserly ways.
Kara veba gibi diyorsun yani.
I'll say. It's like the Black Plague.
Kara veba Avrupayı kasıp kavurdu.
The black plague ravaged the continent.
Hıyarcıklı veba olsanız bile umurumda değil.
I don't care if you got the bubonic plague.
Bebeğimi bir daha böyle bayağılıklara maruz bırakırsan suspansuarına, hıyarcıklı veba aşısı yaparım.
If you expose my baby one more time to cheap shots like this I'll inoculate your jock strap with bubonic plague.
Fareleri öğrendik ya, veba bize asla bulaşmaz.
Now we've found out about the rats, we'll never have plague again.
Kuşakları dış dünyaya atmaya devam eden veba için.. çalışmalar yapmaya devam ediyorum.
For generations, I have defending my subjects against the great plague... that continues to rubbish the outside world.
14. yüzyılda sıçanların kara veba taşımasıyla Hindistan'dan İzlanda'ya kadar her üç kişiden birisi öldü.
In the 14th century, the rat carried the bubonic plague flea... that killed every one out of three people from India to Iceland.
- Veba.
- Plague.
Veba mı?
Plague?
A, veba gibi!
Oh, the plague!
- Veba da sadece bir gripti.
- The bubonic plague was only a flu.
Kaybetmek bir hastalıktır. Hıyarcıklı veba gibi bulaşıcıdır. Birini hasta eder ama herkese bulaşır.
Losing is a disease as contagious as bubonic plague attacking one but infecting all.
Burayı altı bacaklı veba sarmış, ahbap.
You're infested with a six-legged plague here, pal.
"HABEŞİSTAN SEMALARINDA BİR İTALYAN PİLOT" diğer adıyla "KAHVERENGİ VEBA"
"An Italian fascist pilot in Abbyssynia or The Brown Plague".
... bir kum fırtınasında veya bir veba salgınında!
And in Arabian hurricane... And in the breath of plague!
Veba işareti.
A victim of the plague.
Ölümcül veba.
Bubonic plague.
Veba.
It's the plague.
Burada veba var, aptal herif.
There's plague here, you idiot.
Veba bu.
It's the plague.
Veba Celine'i sakinleştirmeyecek!
The plague isn't going easy for Celine!
Veba bile onların kökünü kurutamadı.
Since the plague, there are more wolves than men.
Veba salgınında, tuvalet kapısı gibi dolaşan mı?
Goes like a privy door when the plague is in town?
Zamanında Thebes şehri hakkında bir Yunan trajedisi okudum... Krallarının zulmü yüzünden şehir halkı... belalı bir veba hastalığından kırılmıştı.
I once read a Greek tragedy about the city of Thebes... that was struck by a calamitous plague... because of crimes committed by its king.
- Ben veba mıyım?
- I'm a plague?
Pis başını veba yesin...
A plague on your scurvy head...
Styris IV'teki veba kontrolden çıkmış.
The plague on Styris IV has flared up out of control.
Veba mı?
The plague?
1348'deki veba salgınında daha sert metotların da uygulandığı görüldü.
The 1348 plague saw harsher methods employed.
1348 yılında, Londra'daki kara veba salgının hemen öncesinde, 'Kral Fare'diğer birkaç fareye kuyruğu dolanmış olarak bulunmuştu.
Just before the black Death in London in 1348, a King Rat was found that consisted of no less than 5 rats.
'Veba'adlı romanında Camus bir muhasebeciden söz eder, yıllarca kitap yazmak için çabalayan büyük bir sanatçı.
In "The plague", Camus writes about a bookkeeper, a great artist who tried to write a book.
Kaptan, veba gemisi ışınlayıcı menziline yaklaşıyor.
Captain, the plague ship is approaching transporter range.
Bu "kütüğe" üç kez veba virüsü enjekte edildi.
This marut has been injected with plague three times.
Şimdiden, normal veba virüsünden 60 kat daha güçlü bir virüsü başarıyla büyük miktarlarda üretmeyi başardık.
We have already successfully produced a large quantity of virus which is 60 times stronger than the Black Death Virus.
Veba salgınından sağ kurtuldum.
I lived through the Black Plague.
Bütün bu bölgeye veba yayacak... ve hepinizi öldürecek!
He'll spread a plague through this place and kill all of you!
Dışarısı kılıç, içerisi veba ve kıtlık.
" Outside is the sword, inside are plague and famine.
Kara Veba, Antiller'den gelip Avrupa üzerinden batıya doğru bir kez daha sesini duyurmaya başladı, denizciler tarafından taşınarak Güneybatı istikametinden İngiltere'ye nüfuz etti.
Eyes, right!
Veba ya da uçuk!
Dave, you'll catch AIDS or plague or herpes!
Albert Camus'un "Veba" sını okudun mu?
And "The foreigner"?