Veggies translate English
200 parallel translation
Tanrım, sebze yok.
God, no veggies.
- Sebze yemeği kimin?
- Who's having the wedgie veggies?
Bense evlenmekten, çocuk yapmaktan belki bir ördek ve ördekler ve - ve taze sebzelerin olduğu küçük bir bahçeden söz etmeye başladım.
But I started talking about getting married and having kids... and maybe a goat and some ducks... and a little garden with fresh veggies. - You know how I love to chop and...
Ööö, sebzeler.. İğrenç!
Yuck, veggies, ugh!
Şapşallarla mı gidiyoruz?
We're going with the veggies? Yeah.
Güzel, büyük bir tabak midye, yanında salata, sos ve patates kızartması.
A nice big plate of mussels, with lots of veggies, sauce, and fries.
Patates püresi ve sebze.
- Mashed potatoes and veggies.
Şimdi sebzelerini ye.
Now eat your veggies.
- Bana pilav ve sebze ver.
- There you go. - Oh, let's see. Give me just some rice and veggies.
- Pilav ve sebze.
- Rice and veggies. - Thanks.
Tofu, kahverengi pilav, sebze.
Tofu, brown rice, veggies on the side.
Normalde, sentezlenmiş sebze kullanabileceğimi, asla düşünmezdim.
Normally, I would never dream of using synthesized veggies.
Magoo'nun kapısına son dokunan iki tane yeşil sebze yiyecek.
The last one to touch Magoo's door has to eat two green veggies.
3 poşet sebze?
Three bags of veggies?
Tavuk, pirinç, sebze, tam istediğiniz gibi.
Chicken, rice, veggies, just the way you like it.
Aslında sebzeyle başlarız diye düşündüm.
I thought we'd start off with some veggies.
Ben bu diplomayı manavlık yapmak için almadım!
7 : 30am... i didn't get my degree to be selling veggies!
Ve onlar karşılık olarak sana bu sebzeleri mi veriyor?
and they turn you on that much, those little veggies?
Biraz da sebze ister misiniz?
Want some extra veggies?
Biraz et, tavuk, sebzeler, pasta.
Some leftover meat loaf, chicken, veggies
Önce sebzeleri kızartayım.
I'll fry the veggies first.
Biraz sebze ve soğan sosu.
Just veggies and onion dip.
Biraz sebze ve sos arttı.
What do you got? I got some veggies and dip left.
- Leziz Kabağı çok güzel.
Killer veggies. - Tasty. - His squash is beautiful.
Sebzelerin hepsini ayır.
Divvy up all the veggies.
Dans pistini paylaşacağımız gençliğin şerefine sanırım A seçeneğini tercih edeceğim. Sebzeler.
Well, in honor of the youth with whom we'll be sharing the dance floor I think I'm gonna go with option A, the veggies.
Sebzeler olsun.
Veggies it is.
- Sebzeler de fiyata dâhildi.
Well, you see, the veggies were included in the price, so it just...
- Sebzelere limonlu ve sarımsaklı sos koyuyorum.
So, what do we have here? A little lemon-garlic aioli for the blanched veggies.
Biraz daha sebze veya az yağlı protein koyabilir misin?
Could you look into some veggies or low-fat protein or something?
Sebzeler olacak.
There'll be veggies.
Yemek servisine gidip biraz sebze, pastırma ve çorba aldım... Al sana yahni.
I go to craft service, get some raw veggies, bacon, cup of soup... { Chuckles ] Baby, I had a stew goin'.
Sebzeleri biraz peynir ile kaplıyorum.
I cover the veggies with some cheese.
Fazladan sebzeli, patatessiz.
Extra veggies, no potatoes.
Sebze satmak istiyor musun?
You wanna unload some veggies or not?
Sebzelerle beraber yiyebiliyorum.
It's okay when I eat it with veggies.
Etoburlar, vejeteryanlar.
Carnivores, veggies.
Bazı sebzeleri kızarttım.
I grilled some veggies.
Bu sebzeler berbatmış ya.
Man, these veggies are awful.
Sebze yetiştirir, tavuk besleriz.
Grow some veggies... Feed the chickens...
Sen sebzeleri doğrayıp, mangalı yakar yakmaz.
As soon as you chop up these veggies - and get the grill ready.
Havuç ve tüm sebzeleri yiyorum...
Eating radish and veggies
Fakat bundan sonra sadece sebze yiyen ve ciddi bir Sokka olacağım. Anlaştık mı?
But I'm willing to be Sokka the veggies and straight talk fellow!
Sebze ve patates de ister misin?
You want some more veggies and potatoes too?
Sebzelerini de ye.
Eat your veggies.
Hapsedilmekten ve sadece sebzeyle beslenmekten çok mutludur eminim.
it'd be so happy to be locked up and fed only veggies.
Yarından itibaren sebzeleri benden alıyorsunuz, tamam mı?
I'll bring veggies from tomorrow.
Biraz sebze al.
Take some veggies.
Ailesi Yunan adetlerine uyuyormuş, onu bir adama üç keçi, 40 yunan frangı ve yarım ton sebzeye vermişler, değil mi? Üzgünüm.
Her parents, as it's a Greek custom, have promised her to a man for three goats, 40 drachmas and half a ton of veggies, right?
Ve bunu sebze meyve almak için bir fırsat olarak gördünüz, öyle mi?
And you saw this as an opportunity to pick up some fresh fruit and veggies, did you?
" Sebzeni ye.
" Eat your veggies.