Venezuela translate English
610 parallel translation
- Venezüella'ya sanırım.
- Venezuela, I think.
- Venezüella'ya mı?
- For Venezuela?
- Venezüella'ya.
- For Venezuela.
Venezüella'ya bir çanta ile mi gidiyorsun?
You're leaving for Venezuela with one bag?
Saat dörtte bir gemi Venezüella'ya açılacak, ben de onda olacağım.
A ship's leaving for Venezuela at 4 : 00, and I'll be on it.
Bunu bana öğreten çocuk şimdi Venezuela başbakanı.
The fellow who taught me is now president of Venezuela.
Hepsi Venezuelalı altın madencileri.
They are gold miners from Venezuela.
İçimizden üçü Fransa'da doğup Venezuela vatandaşlığına geçmiş kişiler.
Three of us, though born in France, are naturalized Venezuelans.
Diğer ikisi ise Venezuela'da doğmuş, Fransız anne babaya sahip olan kişiler.
The other two were born in Venezuela of French parentage.
Sen Venezuela vatandaşlığına geçenlerden misin?
You're one of the naturalized Venezuelans?
Bir keresinde kanoyla Venezuela'ya kaçmıştı ama geri yolladılar.
He escaped once in a canoe to Venezuela, but they sent him back.
Burada, "Anambe-Preto" gibi tuhaf ve egzotik kuşlar bulabilirsiniz.
Like the anambepreto of Colombia and Venezuela.
"İnşaat tecrübesi olan işçiler aranıyor." Yukon.
Venezuela oil fields. "Wanted, man with construction experience."
Ve Henrietta gemisinin istikameti Caracas, Venezuela.
And the Henrietta's destination is Caracas, Venezuela.
Venezüella ile suçluların iadesi anlaşmamız yok.
We have no extradition treaty with Venezuela.
Affedersiniz efendim, Venezüella rotasından uzaklaştık.
Begging your pardon, sir, we're way off course for Venezuela.
Venezuela'da da, bir keresinde iguana yedim.
In Venezuela, I once had iguana...
"Bu kadar yeter Venezuela'da yeterince kaldın."
"It's over " you've had enough of Venezuela. "
Venezuela büyük bir ülke, öyle değil mi?
Say, Venezuela's a big country, isn't it?
Babamınki Venezuela'da.
Daddy's is in Venezuela.
Bilirsin, Venezuela'da, petrol işimiz var.
You see, we have these oil interests in Venezuela.
Öyle ki, Venezuela petrol tekelinin başkanının kızı var...
It just so happens the president of the Venezuelan oil syndicate has a daughter...
Yarın acentamı arayıp, Venezuela petrolün 50 bin hissesini almasını söylerim.
Tomorrow I'm gonna call my broker and have him buy me 50,000 shares of Venezuelan oil.
Gemi saat 7'de Venezuela'ya doğru hareket etti.
It sailed for Venezuela this morning at 7 : 00.
Venezuella'da.
In Venezuela.
Burası, Venezuela ile Kolombiya arasında bir yerde.
- Well, it's between Venezuela and Colombia.
- Venezuela'da...
Venezuela. - Now I'm fed up.
Venezuela'da, son aldığımız habere göre Lorenoc kaynakları yakınında, petrol yatağına rastlandı. - Lorenoc mu?
In Venezuela an oil reserve has been found near the source of the Orinoco river.
Evet, Portekizcede öyle, ama sen Venezuelalısın ve İspanyolca konuşuyorsun.
In Portuguese. In Venezuela his name would be Pablo.
Öncelikle, bir son dakika haberi. Venezuela ormanlarında, muhteşem bir petrol yatağı bulundu.
Breaking news : a huge oil field has been found in the Venezuelan jungle.
Venezuela Konsolosluğuna.
To the Venezuelan Consulate.
Sonrasında da Venezuela Konsolosluğunda?
And at the Venezuelan Consulate afterwards?
Venezuela için ondan daha iyi bir seçenek olabilirim.
In Venezuela, maybe I'd be a better deal than him.
- Barbara'yla Venezuela'ya mı gidiyorsun?
You're going to Venezuela with Barbara?
Onları senin öldürdüğünü düşünüyorlar ve Venezuela'ya kaçmak istediğini de biliyorlar.
They think you're guilty, and they know you wanted to leave for Venezuela.
Geçen akşam bana telefon açtı. Venezuela'dan iş adamları gelmiş, iyi izlenim bırakmak için beni yanında istedi.
He invited me to dinner to impress his guests from Venezuela.
Adam Venezuela'dan döndüğünde pişmandır çünkü kadın ona şöyle der ;
When he returns from Venezuela, repentant, she says :
Venezüella'daki kuzenime yazdım.
I've written my cousin in Venezuela.
- Yok. - Venezuela kunduz peyniri?
Venezuelan beaver cheese?
Venezuela, Vatikan, Liechtenstein, vesaire.
Venezuela, the Vatican, Liechtenstein, et cetera.
Birlikte Venezuella veya bir başka yere gidelim.
Let's go away together. Venezuela... anywhere!
Venezuella olur.
Sure, Venezuela!
Hep Venezüela'ya gitmeyi hayal etmişimdir.
I've always dreamt about travelling to Venezuela.
Hiç fotoğrafını da görmedim ve birdenbire Venezuela'dan bir telgraf alıyorum :
I've never seen her photograph. All of a sudden I get a telegram from Venezuela saying...
Venezuelalı.
She's from Venezuela.
Roma'daki Venezuela elçiliğini arayıp aşçılarından yemeğin tarifini aldırttı.
He phoned the Venezuelan embassy in Rome to have their cook tell me how to prepare it.
Venezuela'ya özgü başka tatlar da tatmak isterdim.
I'd like to find out what some other Venezuelan specialties taste like.
Ama Venezuela'da dava yolu çok paraya mal olur.
But trying the case in Venezuela would cost a bundle.
Venezuela semalarına vardığında büyük Amazon ormanının üstündeyken beni düşünür müsün?
And when you're in the skies of Venezuela, over the great Amazon jungle, will think of me?
Evet, Bolivar.
Are you from Venezuela?
Kim yaptı bu Venezuela yemeğini?
Who cooked this Venezuelan dish?