Venture translate English
1,570 parallel translation
Paranın çoğu James amcamın şehirdeki girişimci dostlarındandı.
Most of the money Uncle James raised was from venture capitalists in the city.
Sanırım senin kar etmeyen riskli işlere yatırım yapma isteğini göz ardı etmişim.
Looks like I underestimated your willingness... to tackle a non-profit venture.
Saygınlığım seni pek ilgilendirmemişti, bu işe kalkışırken birine ihtiyaç duyduğunda.
Oh, my reputation didn't seem to bother you when you needed someone to kick-start this venture.
Ve eğer bu sokağa girmeye göze alırsanız, göreceksiniz... Jack ile elde edemediğiniz oyuncakları ve başarısızlıkları... parlağa sarılmış olarak alacaksınız, kuşe kağıda!
And if you venture into the alley, you will see... that the toys you wanted and Jack failed to obtain... are wrapped in shiny, shiny paper!
İnsanoğlu, tehlikesine rağmen gezegenimizin en yüksek noktalarına ulaşmaya çalışır.
Human beings venture into the highest parts of our planet at their peril.
Ben yüzde üçyüzlük müthiş kar marjıyla bir yatırımcıyım.
I am a venture capitalist with a crazy 300 % profit margin.
Ben bir yatırımcıyım.
I'm a venture capitalist.
Kocam medikal risk yatırımcısıdır.
My husband's a medical venture capitalist.
Eğer dışarı çıkarlarsa, kendi başlarına da gelebileceğini...
If they venture outside, there is a possibility...
İkincisi ise, şirketi birleştiriyoruz.
And second : We're entering into a joint venture with Sunrise Handicrafts...
Ya benimle bu işe girersin yada sonun Pontius gibi olur.
So either you join my newest venture, or you can end up like the Pontius guy.
Salıma geri dönüp, nehir de şansımı denemek zorundayım.
I have to go back to the raft and venture to the River.
Kendini topladığında ve başlamaya karar verdiğinde evine büyük bir istekle gidip boyalarını eline alıyordu. Ama tekrardan krizlerin baş göstereceğini biliyordu.
He'd feel better, venture cautiously out and, gathering confidence and energy, would paint to stave off the next attack, which he knew would be inevitable.
Yerel suların dışına çıkarsan, kefalet şartını ihlâl edersin.
You venture outside these local waters, you violate your bail.
SOVIK Venture Capital DCG Plus Sunar
Presented by SOVIK Venture Capital DCG Plus
Çeviren : morsalyangoz
CJ Entertainment and SBS present In association with CJ Venture Investment MOVIEJOY
Ama bence bu yatırımın geleceği parlak. Bunlar ciddi insanlar. - Sen de ciddi bir çocuksun.
It's gonna be a lot of long hours and an incredible amount of work building the company, but I really feel this venture has a bright future.
Ortaklığımızın bize kazandıracağı nimetler düşünün Bayım.
Think of the rewards our joint venture Will bring'sir.
Cüretimi bağışlayın ama ona gereğinden fazla değer veriyorsunuz.
If I may venture to say'miss'you are in every respect quite Worthy of him.
Bunun anlamı işlek yoldan biraz uzaklaşmaktır.
That means we have to venture off the beaten path just a little.
Bayan Kinshasa katılmasa bile yaptığım şey yasal bir sermaye yatırımı.
Ms. Kinshasa may not agree with what I do, but it is a legitimate financial venture.
Burada bir iş üzerine çalışıyoruz.
Working on a business venture, here.
Diğer ortak noktamız olan ailelerimize odaklanalım ve gelelim... -
Right. Let's focus on our families'other joint venture -
Biraz para kazanmak için elinde bir iş olduğunu söylüyor.
I'm telling you, guys, he says he has a little money-making venture.
İşlek yoldan uzaklaşalım.
Let's venture off the beaten path.
Kimsenin gitmeye cesaret edemediği galaksimiz ve ötesindeki en ölümcül yerlere sanal bir gezinti için hazır olun.
go and no one has dare to venture. take a virtual tour of the deadiest placies of our galaxy and beyond
Ancak risk alıp o sınıra çok yaklaşırsanız o zaman yutulursunuz.
But if you do venture too close Like extremely close to the edge Then you do get sucked in.
Fırtına erkenden dindi ve McMurdo'dan dikkatli bir şekilde çıkmamıza ilk kez izin verildi.
The storm soon broke and we were allowed to venture out of McMurdo for the first time
Yani, hareket edebilen canlıların çatlaklara girmesi için yeterince uzun.
Time for mobile organisms to venture into the fissure.
Öyle görünüyor ki, bilim insanlarının her hangi bir kara delik içine tehlikeli girişim yapıp daha sonra eve tek parça dönüp raporlarını yazmaları pek olası değildir.
It appears unlikely that scientists... could venture inside any black hole... and return back home in one piece to report theirfindings.
Adam bardaki kadına büyük bir iş kazandığından falan bahsetmiş.
Bartender says he was here celebrating some new business venture.
Deniyorum, fakat bu yeni... macerayı bir türlü kabul edemiyorum.
BELL TINKLES I have tried. But I can't reconcile myself to this new... venture.
Dünyada girişimcilik ve iş piyasasında KTF'nin yerinin artmasına yardımcı olacak.
It will help KTF enhance its position in the business and venture out to the world.
Bir sefere çıkmalıyım, bu yüzden de bir gemiye ve mürettebata ihtiyacım var.
I've a venture underway and I find myself in need of a ship and a crew.
Sizin şu sefer de öteki dünyaya yapılacak olsa çok şaşırtıcı olurdu, değil mi?
Wouldn't it be amazing if this venture of yours took you to the world beyond this one?
Telefonda yatırım için bahsettiğiniz para beni heyecanlandırdı Bay Tremblay.
- Your call about the venture-capital proposal intrigued me, Mr. Tremblay.
Yemek bulmak için tek umudu soğuk okyanusa, onun asırlık av bölgesine dalmayı göze almak.
Their only hope of finding food it is to venture to the frozen sea their very old hunt land.
Tahminde bulunabilirim.
I'm willing to venture a guess.
Önümüzdeki iki ay boyunca ben kimya mühendisi değilim, Ve sen, Tyler, borsa yatırımcısı değilsin, Ve sen Jay, kesinlikle avukat değilsin.
I'm not a chemical engineer for the next two months, and you, tyler, are not a venture capitalist, and you, jay, are definitely not a lawyer.
Asla olmadı ve olacağını da hiç sanmıyorum.
Never have, and I'd venture to say I never will.
Bu teşebbüste, ortağınız olması münasebetiyle onunla da bir görüşmemiz olacak. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacağız.
Since she'll be your partner in this venture, we do require one meeting with her anyway, so kill two birds with one stone.
- Margaret, bilmek için riske gireceğim.
- Margaret, I'm gonna venture a guess here.
- Venture Ricci'nin Paris'teki kardeşi mi?
Jo Ricci the club owner? Venture's brother?
İyi akşamlar.
Hello, Venture.
Benim. Venture.
It's me, Venture.
Venture'den haber var mı?
How's your brother Venture?
Jack'in ölümüyle birlikte macera duygumu biraz yitirdim.
When Jacques got plugged, I thought of Venture.
Venture gibi büyük işlerde gözün yoktu.
You don't play Venture's game.
Venture ise sigara mafyasının başına geçme derdindeydi.
Venture's wiping out his competitors in cigarettes.
Sen ve ağabeyin Jack ile münasebetteydiniz.
You mean your brother Venture and Jacques too.
Müfreze çavuşumun daima söylediği bir şeyi sizinle paylaşma cüretinde bulunacağım.
I venture to share with you something my platoon sergeant always said :