Viesturs translate English
27 parallel translation
Bu baharda, Jamling, Seattle'dan Ed Viesturs önderliğindeki Everest yolculuğuna katılacak.
[Narrator] This spring, Jamling will join an Everest expedition... led by Ed Viesturs of Seattle.
Everest bölgesinde jeoloji çalışmaları yapan bir bilim adamına yardım etmek için usta dağcılardan bir ekip oluşturdum.
[Viesturs] Well, I brought together a team of highly skilled climbers... to assist a scientist who's studying the geology of the Everest region.
Eşyamızı taşıyan 60 Tibet sığırı kervanıyla bulunduğumuz yerden 1500 metre uzaklıktaki Saha Kampı'na yöneldik.
[Viesturs] With a train of 60 yaks to carry our gear... we headed for Base Camp, 5,000 feet up from here.
2 Nisan'da, Everest Dağı eteğine ulaştık.
[Viesturs] On April 2, we reached the foot of Mount Everest.
Saha Kampı'nda günde birkaç kez çığ uğultusu duyarsınız.
[Viesturs] Several times a day at Base Camp... you hear the roar of an avalanche.
Buz çağlayanında çok kez merdiven kullanırız buna alışması da biraz zaman alabiliyor.
[Viesturs] On the icefall we use ladders a lot, which can take a little getting used to.
Buz çağlayanına tırmandıktan sonra ortama alışma için birkaç haftalığına Orta Kamp'a doğru hareket ediyoruz.
[Viesturs] After we climb through the icefall, we head towards Middle Camp, where we spend where we spend a few weeks acclimatizing.
Yükçüler, Saha Kampı'na Paula'nın yanına ne zaman gelse videolarını yanlarında getiriyorlardı, çünkü Paula iyi olduğumu görmek istiyordu.
[Viesturs] Whenever porters went back down to Paula, at Base Camp, they brought her videos because Paula wanted to see that I was okay.
Neredeyse yıl boyunca fırtınalar ve kuvvetli rüzgarlar Everest'i tırmanılamaz kılar ama Mayıs ayında bazen bir haftalığına dingin ve açık bir hava görebilirsiniz bu da bir şekilde zirveye sokulmanıza izin verir.
[Viesturs] Almost all year storms and high winds make Everest unclimbable, but some time in May you may get a week of calm, clear weather, which then allows you to sort of sneak up to the summit.
İki düzineden fazla dağcı zirve yolunda perişan oldu birçoğu, güvenli bir şekilde inemeyecek kadar oldukça yüksek dağlarda yakalandı.
[Viesturs] Over two dozen climbers were scattered along the route to the summit, many of them caught high on the mountain... much too high to get down safely.
Başarısız olan dağcıların oksijen tüpü bitti.
[Viesturs] The stranded climbers ran out of bottled oxygen.
Kamera ekibi, eşyasını yüklendi dağdaki fırtınaya doğru beni takip etti.
[Viesturs] The camera team put down their gear... and followed me up the mountain into the storm.
Albay Madan, Ed Viesturs, film mürettebatındakiler hayatımı tamamen onlara borçluyum.
Colonel Madan, Ed Viesturs, the guys in the film crew... I literally owe them my life.
Saha Kampı'na döndük.
[Viesturs] We all went back down to Base Camp.
Beck, Dallas'taki evine gitmesinden birkaç gün sonra uzun vadeli iyileşme tedavisine başladı.
[Viesturs] A few days after Beck got back home to Dallas, he began the long road back to recovery.
Zamanımız azalıyordu.
[Viesturs] We were running out of time.
Selam Roger.
[Viesturs On Radio] Yeah, hi, Roger.
Yüksek Kamp'ta, zirve yolunun dörtte üçünü aşmış oluyoruz.
[Viesturs] At High Camp, we're already three-quarters of the way to the top.
Bu videoyu aldığınızda zirveye yöneliyor olacağım.
[Viesturs] By the time you get this video I'll be heading for the summit.
Devam edersiniz.
[Viesturs] You stagger along.
İnsan vücudu, burada hayatta kalmak için yaratılmamıştır.
[Viesturs] The human body is not built to survive up here.
Karda donmuş olarak yatan Rob'u nerede bulacağımı tam olarak biliyordum.
[Viesturs] I knew exactly where I'd find Rob lying frozen in the snow.
Zirvenin hemen altında tüm tırmanışın en zorlu eğimi Hillary Step olarak bilinen kaya ve buz duvarı vardır.
[Viesturs] Just below the summit... is the most difficult pitch of the whole climb... the wall of rock and ice known as the Hillary Step.
Paula! Selam, selam!
[Viesturs On Radio] Paula!
Paula ile telsiz teması kurup, sakince, ona başardığımı söyledim.
[Viesturs] I radioed Paula and calmly told her I'd made it.
Bu yıl, Paula beni Saha Kampı'nda bekliyordu.
[Viesturs] This year, Paula was waiting for me at Base Camp.
Ed Viesturs.
Ed Viesturs.