Votka translate English
2,645 parallel translation
Buzlu bir votka daha alabilir miyim?
Can I get another vodka on the rocks?
Cincinnati'den uçacağım, uçakta sert bir votka tonik atarım komşudan kedimi alacağım, sonra da sıradaki dağ için işlemlere başlarım.
Flight out of Cincinnati, stiff vodka tonic on flight, pick up cat from a neighbor, and then open the file on the next mountain.
Votka, Cin?
Vodka, gin?
- Sadece bana votka getirir.
Just bring me vodka.
Bana biraz votka ve biraz da ana yemekten getir.
Bring me a vodka and the main dishes.
- Pahalı olmayan bir votka. - Evet.
Non-fancy liquor it is.
Geceleri votka varken pek bir şey olmuyor.
On nights we don't, there's always vodka. Mmm-hmm.
Bu votka için hazırım.
I am ready for this vodka.
Evet, ben sağlıklı kalmayı yeğlerim, votka ve meyve suyu.
Yeah, but I wanna stay healthy, so vodka and V8 juice.
- Votka tonik.
- Vodka tonic.
- Votka tonik mi?
Vodka tonic?
Bir keresinde üzerinde "İsa bizi korusun" yazan mataranın içine votka koyup gizlice kiliseye sokmuştum.
I once smuggled vodka into church in a "Jesus saves" sports bottle.
- Sek votka.
- This is straight vodka.
Duble votka, sek.
- Is it? Double vodka, no mixers.
- Vişneli votka.
- Vodka cranberry.
Buz gibi bir votka?
A cold vodka?
Hey sizde şat var mı... votka şatı...
Hey, a shiver, a shiver... shots of vodka, tiritos...
Evet, ama bana kalem, biraz votka ve de bıçak lazım.
Yeah, but I need a pen, I need some vodka... A knife.
Gidip votka alacağım.
I'm gonna get the vodka.
# Buzsuz votka soda içebiliriz!
We can have vodka soda no ice!
Dört votka tonik?
You say that every week. Four vodka tonics?
Votka, cin ve bir damla da şampanya.
Vodka and gin with a splash of champagne.
Günümüz süperstarları parfüm, aktörler votka pazarlıyor.
Today's superstar singers pitch for perfume, action stars vouch for vodka.
Votka sosu...
Ooh, vodka sauce...
Büyük şişe votka ve küçük bardaklardan aldık. Çok kızgındık ve bir anda sarmaş dolaş öpüşmeye başladık.
And there was a big bottle of vodka and these tiny little glasses so we were quite pissed and suddenly we were having this big snog.
- Votka!
Vod... ka.
Sadece votka mı?
Vod... ka? Just vodka?
İçinde votka var ama fazla değil.
And there is vodka in it, but not that much.
Nick kardeşinden özür dilemek için bir şişe votka içtiğini söyledi.
Nick told me you drank a bottle of vodka to apologise to his brother.
Votka gimlet.
Vodka gimlet.
Ya da hediye paketleri, tatlılar, votka standı, fark etmez.
Or - gift bags, desserts, vodka tasting whatever- -
Votka soda, Tom Collins whiskey sour, iki bira.
Vodka soda, Tom Collins, whiskey sour, two beers.
Ri, zeytinli Votka Martini alabilir miyim?
Hey, Ri, can I get a Vodka Martini up with olives?
Ve votka.
And vodka.
Votka o, adamların hediyesi.
It's vodka, a present from them.
Pekala, votka.
Okay, vodka.
- Barmen. Votka susuz muydu?
Barman, was the vodka straight?
Susuz bir votka ne üniformanın ne de onurunun üzerinde leke bırakır.
A straight vodka leaves no stains on uniforms and honor.
Bu kırık votka şişesini bulduk.
They kept alcohol on top. We found this broken vodka bottle.
Ama laboratuardan aldığımız kırık votka şişesi üzerinde onun parmak izi vardı.
But the vodka bottle we recovered came back from the lab.
Applebee'nin izleri sadece votka şişesindeydi.
Applebee's prints are the only ones on the bottle.
- Kırık bir votka şişesi yüzünden... -...
- You arrested Mike Applebee
Birazcık da votka.
A little bit of vodka.
Okuldan eve geldiğim her gün onu kanepede sızmış salyaları akmış bir şekilde yerde ilaç şişesiyle veya votka şişesiyle bulurdum.
I came home from school every single day to see him lying on a couch, drooling with a pill bottle on the floor or a vodka bottle on the floor, or, you know...
Stratejik olarak bir şişe zehirli votka :
One strategically poisoned bottle of vodka- -
Votka ile.
Oh.
Sana votka soslu makarnamı yaparım böylece.
In vodka sauce.
Votka.
Triple Fudge Swirl...
Votka içmekten gına geldi.
- Well, I ran out of vodka.
Votka mojitos mu?
Vodka mojitos?
- Votka tutuşturucuydu.
- The vodka was the accelerant.