English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ V ] / Vow

Vow translate English

1,679 parallel translation
Devrim yeminlerimi ettim.
I pledged our vow to the revolution
Devrim yeminlerimi ettim.
I pledged a vow to the revolution
Yayılan karanlığın içinde,
I pledged a vow to the revolution
Yayılan karanlığın içinde,
I pledged our vow to the revolution
Tamamen kendi başına savaşdın ve yeminini yerine getirmedin mi?
You fought on by yourself to the bitter end and kept your vow, right?
Sessizlik yemini ettiğini sanıyordum.
I thought they took a vow of silence.
Geleneksel düğün yemini işini yaptım.
I've done the whole traditional wedding vow thing.
Şimdi nasıl yoldan yürüyüp gözlerine bakıp yemin...
Now how am I supposed to go down the aisle, look him in the eye and vow to do
Sana gerçeği söylemeden yemin edip seni sevdiğimi onurlandıracağımı ve diğer şeyleri söyleyemezdim.
I couldn't vow to love you and-And honor you and all that stuff without... Without telling you the truth.
Onun yanina tekrar gidip bir söz verdigimi hayat kurtarmak için bir söz oldugunu söyle.
You need to go back out there and tell him that I took a vow - A vow to save lives.
iyi zamanda ya da kötü zamanda yapmak için onun da bir söz verdigini söyle.
And he might want to member that he also took a vow - For better or for worse.
iyi ya da kötü, su an benim sözümü tuttugumu söyle.
You tell him that I'm standing by my vow, for better or for worse.
Ona su anda o sözüm için bu adami tuttugumu söyle.
You tell him I'm holding him to his vow.
Yemin ederim bunu bir daha soran olursa onu öldüreceğim.
I vow to kill the next person that asks me that.
"Ölüm bizi ayırana dek" kısmında yemin ediyorsun
You'll vow, "till death do us part,"
Evliler, bir yemin etmiş.
They're married, she took a vow.
Yemin şudur, bir daha asla.
The vow is - never again.
Size yemin ederim.
You have my vow.
Sanki bizim apartmanın doğu yakası bekarlık yemini etmiş gibi.
I mean it's like the east wing of our apartment has taken a vow of celibacy.
- Ve söz veriyoruz ki... Ant içiyoruz ki sizin pisleticinizi bulacağız.
We vow that we will catch your pooper.
Bu mezarlıktan çıkalım.
- I made a vow to him, Larry. - Okay, fine, we're leaving. We're leaving this cemetery.
Barış sözü vermiştim.
I took a vow of peace.
Ant içmeliyiz.
We ought to make a vow.
Biz üç Fosil, isimlerimizi tarih kitaplarına geçireceğimize ant içiyoruz.
We three Fossils vow... to put out name in the History books.
Ant içeriz.
We vow.
Ayran içeriz.
We vow.
Ayrıca Garnie'ye yardım etmek için para biriktireceğimize ve de Gum eve dönene kadar ayaklarımızın üzerinde duracağımıza ant içeriz.
We also vow to earn some money to help Garnie... and support ourselves until Gum comes home.
Kilisede değiliz ki! Doğum günlerimizde ve her yılbaşında da ant içiyoruz ve asla "Amin" demiyoruz.
We do the vow every birthday and every Christmas... and we've never said Amen, ever.
Biz iki Fosil, bir dansçı ve aktris olarak kendi isimlerimizi tarih kitaplarına geçiremesekte kardeşimiz Petrova'nın ismini geçirebilmek için elimizden geleni yapacağımıza ant içiyoruz.
We two Fossils vow, since, as an actress and a dancer... it is unlikely that we will ever get our names in the History books... to do everything we can to get our sister's name, Petrova... there instead.
- Ant içeriz.
- We vow.
- Ant içeriz.
We vow.
Bir adak adarsın ve geçmişi silersin.
Take a vow and erase the past.
şimdilik... barış yemini isteyebilir miyim?
For the moment... may i suggest a vow of peace?
barış yemini, Azura.
Vow of peace, azura.
Barış yemini.
Vow of peace.
barış yemini.
Vow of peace.
Tabii ki bebeğim, bir yemin ettim.
Of course, baby, I made a vow.
Bir yemin ettin.
You made a vow.
Yemin olayına tekrar döndük ve o tekrar kanamaya mı başladı?
I went back on my vow, and- - and now she's bleeding?
Susma yeminliler bile homurdanıyor.
Even the "vow of silence" guys are grumbling.
Henüz evlenmemiş olmamıza rağmen, evlilik yemininin ne olduğunu bilirim.
Though we haven't married yet, I know what the wedding vow is.
Yeminimi yerine getirdim ve bir isteğim var.
I have fulfilled me vow and now ask your favour.
Ben bir barış yemini ettim. Şimdi benden tüm bu adamları öldürmene yardım etmemi mi istiyorsun?
I took a vow of peace, and now you want me to help you kill all these men?
Hindistan'da doğmuş bu İranlı adam, sessizlik yemini etmiş ve yeminini yaşamı boyunca tutmuştu.
He was a Persian born in India who took a vow of silence and kept it for most of his life.
Sana karşı sonsuz sadakat ve ebedi aşk vaadimi bir kez daha tekrarlıyorum.
I repeat to you once again my vow of eternal fidelity and everlasting love.
O yüzden taçlı tanrıçam, şimdi bu yemini ediyorum.
So now... crowned goddess, I make this vow.
Fermina, yeminim...
Fermina, my vow...
Yeminimi bozdum.
I've broken my vow.
İşim cinsel perhiz yemini gerektirdiğinden tüm yakınlaşmalardan uzak durmam çok önemli, özellikle ilk isimlerden.
Since my job required a vow of chastity, it was essential that I avoided all intimacies, especially first names.
- Ant mı içmeliyiz?
- A vow?
Biz üç Fosil, isimlerimizi tarih kitaplarına geçireceğimize ant içiyoruz.
We three Fossils vow to put our name in the History books.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]