Vücudun translate English
2,660 parallel translation
Vücudun en geniş bölgesine nişan alıyorsun.
You're aiming for the largest part of the body.
Vücudun anesteziye dirençli olmasını sağlar.
It helps your body tolerate the anesthesia.
Vücudun iyi görünüyor.
You seem to be in good shape.
Vücudun gelişimini engelliyor.
Stunts your growth.
Ama vücudun V denen o pislikle doldu. Belki zihnini zehirledi, hayatım.
But you did fill your body full of that V garbage, and I think it might have poisoned your mind, too, honey.
Vücudun formdan düşmüş.
You're out of shape.
Ve sen biraz zaman ayırmalı ve vücudun üzerinde calışmalısın. Çünkü bu utanç verici adamım.
And you need to take some time out of your day and work on your body,'cause it's an embarrassment, bro.
TT ye geliyorsun ve vücudun bu şeye yabancı
You come to the TT and your body's unfamiliar with it to start with.
Önceki adli tıpçının buna bakması için bir sebebi yoktu. Ama bir yıl sonra vücudun etrafındaki mantarlar bir el izi ortaya çıkarttı.
The previous M.E. had no reason to look for it, but after a year, it has given us a hand impression surrounded by the fungus on the body.
Sadece vücudun büyüklüğü yüzünden kadınları elemeyelim.
Let's not rule out a woman just because of upper body strength.
- Vücudun etrafında belirgin bir kan kaybı var, - ve insanlar genellikle koldan tek kurşun yarasıyla ölmezler.
There is a distinct lack of blood around the body and people don't usually die from a single gunshot wound to the arm.
Makyajcı sadece vücudun üst kısmının güzel görünmesine önem vermiş.
That makeup artist was only worried about making her look pretty from the waist up for the viewing.
Beni kurtarırken sergilediğin yeni süper gücünü de göz önüne alırsak belli ki vücudun radikal biçimde değişiyor.
Add to that the new super-power you exhibited when you saved me and it's obvious your body is changing radically.
Vücudun, tenin hareketlerin beni sevdiğini söylüyor.
Your body, your skin, your gestures told me you love me.
Vücudun saldırı altında.
Your body is under attack.
Ayı kostümünü çıkarınca vücudun hala kıl kaplı gibi yürümelisin.
When you take off that bear costume... you should walk like your body is still covered in fur.
Vücudun hayalimi kaplıyor.
The thought of your body confuses me.
Vücudun senin servetin.
Your body is an asset.
Vücudun zaten sıcaktır.
Your body makes the best warmth anyway.
... biraz acı verici ancak birazdan vücudun uyum sağlar. Ne?
A bit harsh, but your body will soon adjust.
Bir kadın giysisi parçası, vücudun üst kısmı için.
It's a garment women wear, between the bosom and the corset.
Vücudun gerçekten dökülmüyor mu senin?
Is crap seriously not falling off your body?
Bahsettiğin vücudun saygısızlığıdır.
What you described is desecration of the body.
Vücudun seni doğuştan hakkın olan kraliçeliğe hazırlıyor.
Your body is preparing you for your birthright... to be queen.
Ondan sonra vücudun mutasyona uğramış hücrelerden kendiliğinden arınacaktır.
After that, your body will likely rid itself of the mutated cells naturally.
Bu senin vücudun, değil mi?
. That isn't your body? .
Farkında ol ya da olma, vücudun kaynayan hormonlar ve bastırılmış cinsel enerjiyle dolu.
Whether you know it or not, your body is a reservoir of raging hormones and pent-up sexual energy. What is wrong?
Vücudun çok hırpalandı.
Your body has been through a lot.
Zamanı geldiğinde vücudun seni uyarır böylece hamile kalırsın ve sonra da çıkarırsın çocuğu.
Your body tells you it's ready, So you get knocked up and then you spit one out.
# İnanılmaz vücudun #
Abeautiful body...
Çünkü El alındığı vücudun en sapkın özelliklerini alıkoyar.
Because the Hand retains the deviant qualities of the original body- -
Anne, o zamanlarda taş gibi vücudun vardı.
Mama, you had a rockin'body back then.
- Şu an vücudun adrenalin dolu.
Well, you're full of adrenaline.
Örneğin ruh olmadan bir vücudun var olabileceğine inanıyor musunuz?
For example, do you believe the body can exist without the soul?
Vücudun bazı şeyleri unutmamış.
Your body remembers things that you don't.
Evler ve arabalar unvanlar ve kıyafetler hatta vücudun bile. "
Houses and cars... Titles and clothes... Even your body. "
Bu zaman süresince açlık çeken bir cenin olursan, vücudun öyle programlanır ki, hayat boyu vücudundaki şeker ve yağ miktarının azalacağından korkarsın ve aldığın miktarların tamamını depolarsın.
Be a fetus who was starving during that time and your body programs forever after to be really, really stingy with your sugar and fat and what you do is you store every bit of it.
Bazen vücudun alt tarafı hareket etmeye devam eder.
Sometimes... The bottom part of the body continues to move.
Tom tüm vücudun felç geçirmişti.
Tom, you were paralyzed.
Kretcher'ın vücudun da, birçok bıçak yarasına ek olarak 40 dan fazla kesik ve çürükler tespit ettim.
Dr. lalli : I found over 40 bruises and cuts on kercher's body, in addition to multiple stab wounds.
24 saat içinde iki ağır, bir tane hafif suç işlediniz, Bay Lang. Vücudun testosteron üretimiyle alakalı bir şey.
It's about testosterone production.
Vücudun çok beyaz.
You're pretty white.
Vücudun gevşiyor.
Relaxing your body...
Vücudun gevşiyor.
Relaxing your body.
En büyük problemimiz kanserin benim için ameliyat etmenin çok tehlikeli olduğu.. ... ya da ulaşmanın çok zor olduğu vücudun bir bölgesinde olması.
Our biggest problem is that the cancer has metastasized to areas of your body that are either too dangerous for me to cut or too difficult for me to reach.
Güzel bir vücudun var.
You have a nice body.
Vücudun L harfi yapsın.
Make your body an L.
Sonra, sonra hapşırırken tüm vücudun sallanıyor.
You-You-You sneeze with your whole body.
- Senden biraz daha kan alırsam vücudun kendini kapatabilir.
- If I take any more out of you your body could shut down.
- Yani, vücudun pozisyonuna kurşun çizgisine bakarsak bence kurşunu burada otururken yemiş tam burada. - Yani?
So?
Vücudun herhangi bir bölgesine falan?
Any body part, whatever?