Vücuduna translate English
1,719 parallel translation
Hatta başka birinin vücuduna girdiğini düşünüyorum.
I think she even jumped into somebody else's body.
Vücuduna dokundunuz mu?
Did you touch the body?
Pekala, bayım, vücuduna erkek hormonu sürüyorsun demek.
Well, sir, uh, it means you've been rubbing yourself with male hormones.
Her ateş ettiğinde tepme enerjisi, yaylı bir alıcı sayesinde ateş eden kişinin vücuduna dönmek yerine aşağı doğru akıp gidiyor.
Every time you fire, the recoil energy produced is vectored downward into a spring-loaded receiver instead of backward into the shooter's body.
Bu şeyi tüm vücuduna yayması için iyi ve güçlü olması gerekiyordu.
Should be pumping nice and strong. Sending this stuff throughout your whole body.
Eğer bu kadın Kitt'in beynini, Karr'ın vücuduna koymada başarılı olsaydı,...
And if this woman had succeeded in putting Kitt's brain into Karr's body...
- Claire şu an birilerinin elinde tutsak. Allah bilir vücuduna neler enjekte ediliyor.
- Claire Williams is a prisoner right now, having God knows what injected into her body.
Vücuduna bağlı mı?
Is it still attached to his body?
Süpermen, Kripton vücuduna sahip, dolayısıyla Kripton terine de sahip.
Superman's body is Kryptonian, therefore his sweat is Kryptonian.
Sakıncası yoksa vücuduna bir bakmak istiyorum.
If you don't mind, I'd like to take a look at the body.
Evet, bir model vücuduna kısılmış yönetici kendisi.
Yeah, she's a CEO trapped in a model's body.
Hayır, vücuduna son gereken şey o.
no, that's the last thing your body needs.
Öncelikle 3 ana düzeyi öğreteceğim balıkların sesleri arasındaki farkı anlamak havayı hissetmek, sıcaklığı vücuduna dokunan nemi, rüzgarları ve gelgitleri.
In the first 3 majors I will teach you to tell the difference between the noise of fish and to know the feeling of air, temperature, humidity, tides and winds that touch your body.
Sonra bütün vücuduna dağıt.
Then push the breath around your body.
Oliver, vücuduna giren onca zehirden sonra daha fazlasını eklemek sence mantıklı mı?
Oliver, with all that poison in your system, are you sure adding more Is the best idea right now?
- Anladım ama bütün vücuduna radyasyon vermemize dayanamaz.
- I get it But she'll never survive total body irradiation.
O tıkanıklık bağırsaklarında delinmeye neden olup dışkını vücuduna boşaltacak.
That blockage will rupture your intestines, spew sewage throughout your body.
En iyi eşleşme bir kardeş veya ebeveynlerden biri olur. Lezyondan biyopsi alın, öldüğünü teyit edin sonra vücuduna arsenik verin.
Best match would be a sibling or a parent. then load her up with arsenic.
Eğer sayfaları çevirmek için parmağını yalıyorsan sonunda muhtemelen zehri vücuduna almış olursun.
But if you lick your fingers to turn the pages, you'll probably end up ingesting the poison that way.
Bence kanı vücuduna Frankenstein tarzı naklettiler.
I'm thinking they transfused her Frankenstein-style.
Üniversite öğrencisi / yeni stajyer / üniversiteli kız vücuduna ve yüzüne sahip eski kız arkadaşı Gigi!
Gigi the college junior, slash the new intern, slash the ex with her college-girl body and face.
Vin, vücudun gayet iyi ama senin yüzünü, Russell Crowe'un vücuduna koymayı düşünmüşümdür.
Vin, your body is just fine. But I have often thought if we put your face on Russell Crowe's body we'd have the Terminator of acting.
Sizi resmetmiş vücuduna, kendi vücuduna.
He pictured you on his body.
Özenli bir çalışma, belki de aşkını belki de vücuduna yansıtarak, size bir gönderme ya da sizi vücudunda yaşamak gibi.
An elaborate work.Maybe his love maybe by reflecting it on his body a reference to you... like living you through his body.
Vücuduna saplanan ikinci kurşunun travması, anevrizmanın patlamasına ve hemen orada ölümüne yol açmış.
Of the bullet entering his body Caused the aneurysm to burst, killing him almost instantly.
Evet, vücuduna iyi bakıyorsun, doktora ihtiyacın olmuyor.
Yeah, you take care of your body, you don't need a doctor.
Onu vücuduna bakması için çağırıyorum!
I'm calling for him to look at his body.
Bayan Pim... sizin işiniz prensesin vücuduna göz kulak olmak.
Miss Pim... Your duty is to look after the princess's body.
Ve kıçı vücuduna nazaran daha az kılsız mıdır?
And do you think his ass is slightly less hairy than the rest of his body?
- Vücuduna bak.
- Look at his body.
Vücuduna iyice bir bak Tim.
Get a good look at his body, Tim.
Kılıç, onun vücuduna kesinlikle girdi.
The sword definitely pierced him.
- Kılıcın vücuduna girdiğine eminim.
The sword went in, I'm sure.
Kuruyarak büzüleceğiz. Bir kaç dakika içinde 90 yaşındaki birinin vücuduna dönüşeceğiz!
We're going to shrivel up into the bodies of 90 year men in a few minute
Bir insanın vücuduna yapışıp kalmış!
As thick as a man's body!
İntihar etmek için biri kılıcı kullanırsa, normalde kılıcı direk vücuduna saplar.
When someone uses sword to commit suicide, normally he would stab straightly it into his body
her neyse, vücuduna fazla stres yapma sadece eğitimin için endişelen, tamam mı?
Anyway, don't stress your body. Worry about studying only, okay?
İnsanlık araştırmaları faaliyetlerimiz, uzayda insan vücuduna ne olduğunu ortaya koymak için yaptığımız insan deneylerine mükemmel bir kaynak teşkil edecektir.
The human research facility will be an excellent source... for performing human experiments to make sure we understand... what happens to the human body in space.
Bunda ultrason teknolojisi var. Üzerinde birçok ölçüm cihazı ve insan vücuduna giyilebilen, içine yerleştirilmiş sensörler içerir ve bu dataları dünyadaki bilim adamlarına gönderir böylece bunları analiz edebilirler.
It has ultrasound technology... it's got storage for many other meters and sensors... that we can attach to the human body to wear... and then send the data to the scientists on the Earth... so that they can analyze it.
O zaman kalbin duracak ve nefes alamayacaksın ama hayır, suratını o hale sokmana gerek yok, çünkü kalbini yeniden başlatıp bir tüp takarak vücuduna hava vereceğiz ve seni hemen ameliyathaneye götüreceğiz, tamam mı?
You... Your heart will stop, and you'll stop breathing. But, no, there's no need to make that face because we will restart your heart, and we will put in a tube that will breathe for you and rush you to the OR.
Baban her gün narin vücuduna teşekkür etmek için yaşıyor.
Your father is living day after day just thanks to his nice body
Babamın vücuduna kazınan sembolü, hiç gördün mü?
Is the symbol etched on my father's body Have you ever seen it?
Bir kadın vücuduna neden bunu yapar bilmiyorum.
I don't know why a woman would do that to her body.
Tamam Kendini vücuduna yoğunlaştır.
Center yourself on the body.
Tüm vücuduna lazer mi?
Laser her whole body?
Virüs varsa veya kısa devre yaparsa elektrik nodlardan doğru vücuduna akar.
If there's a virus or a short circuit... electricity will pour into your body through the nodes.
Daha ne kadar vücuduna böyle eziyet edeceksin?
Well, how much longer are you gonna put your body through this?
Bu hançer vücuduna saplanmış ve uzun süre kalmış.
- The blade has deteriorated. - It was in his body too long.
- Vücuduna yaptığın şey delilik.
Crazy, what you do to your body. Don ´ t start like that.
İskelet ejder, elmas gibi parlayan parlak hançerin vücuduna saplanmasıyla korkunç bir acı içinde yere yığıldı.
The terrible skeleton dragon stumbled and staggered and collapsed with an agonizing groan, that sent shivers down the spine.
Vücuduna yaklaştır ve sıcak tut.
Just hold it next to your body. Keep him warm.