English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ W ] / Wants

Wants translate English

88,001 parallel translation
Karsiliginda istedigi tek sey kendin olman. Oldugun gibi. cunku sana âsik.
All he wants in return is for you to be you, just the way you are, because he loves you.
- Beavis bir sey soylemek istiyor.
Beavis wants to say something, sir. - Oh, okay.
Dax paten kaymaya gitmemizi istiyor ama onu patenle görmek istemiyorum, bence o da beni patenle görmek istemez.
So, Dax wants us to go rollerblading, but I don't wanna see him on rollerblades and I don't think he wants to see me on them either.
Sophia, Donanma'ya katılıp katılmaması gerektiğini öğrenmek istiyor.
Well, Sophia here wants to know if she should join the Navy.
Bize öğretilen şey, pazara neye ihtiyacı olduğunu söyleyemeyeceğin.
What they teach you is, you can't tell the market what it wants.
Kıyafetleri değiştiriyorum çünkü müşterimin ne istediğini biliyorum.
The point is, I alter clothes because I know what my customer wants.
Ve kimse kahve istemiyor.
And no one wants coffee.
Kim çılgın bir şeyler görmek ister?
Who wants to see some fly shit?
Yani, kimi isterse tavlayabilir.
It means he can hit on whoever he wants.
Şimdi beni aptal, eski, sıkıcı bir ev gezisine götürmek istiyor.
- [Sophia] Mm-hm. Now he wants to go take me to some stupid old boring house.
Senin gibi görünmek istiyor.
He wants to be you. He wants to look like you.
Derini kıyafet olarak giymek istiyor.
He wants to wear your skin as a body suit.
Harvey bu harika ve inan gerçek olmasını çok isterim. Ama tek bir görüşme.
Harvey, that is great and nobody wants that more than I do, but it's just one meeting.
Kadın şirketimiz için özel olduğunu hissetmek istiyor.
This woman wants to know that she's special to this firm.
Müsaitseniz Pat bir şey konuşmak istiyor.
Pat wants a word if you're free.
Benim ailem istediğini alır, bunu en iyi sen biliyorsun.
You know better than anyone that my family always gets what it wants.
Ama Marcel onu güvende tutmamızı istiyorsa, onu güvende tutacağım.
But if Marcel wants her safe, then I'm gonna keep her safe.
Birini öldürmeni mi istiyor?
He wants you to kill somebody?
Dan de onun kişisel katili olmamı istiyor.
So now Dan wants me to be his personal killer.
Baban tavuk istiyor, ben sığır eti.
Your dad wants chicken, I want beef.
Kuzey Carolina'ya gitmek istiyor.
He wants to go to North Carolina.
Sadece aklanmak istiyor.
She just wants to walk.
Kimse seni soruşturmak istemiyor.
Nobody wants to prosecute you.
Denise, onu Syracuse'a bakmasını istiyor.
Denise wants him to look at Syracuse.
Bir işaret istiyor.
He wants a sign.
Birinin istediği şey ile ihtiyacı olan şey genelde farklı şeylerdir.
What someone wants and what someone needs are often two different things.
Ve çok tatlı bir hayranından e-posta aldı. Onunla tanışmak isteyen şuradaki çocuktan.
And he received the sweetest fan mail letter from a little boy here who really wants to meet him.
Şu anda Aida'yı ve ne istediğini bulmamız gerek.
Right now, we need to find Aida, and the first step is figuring out what she wants.
Yaşamak istiyor.
She wants to live.
- S.H.I.E.L.D. seni silah hâline getirmek istiyor.
S.H.I.E.L.D. wants to make you their weapon. Nothing could be further from the truth.
Onun gerçekten istediği şey bu çantanın içinde.
But they're working for senator Nadeer, and what she really wants is inside this case.
- Bu işte kullanmak istiyor ama endişeleri var.
He wants to use her on this, but concerned. Concerned.
- Konuşmak istiyor, soruları var.
He wants to talk, has questions.
Bu yüzden sizi hâlâ yanımızda istiyor.
It's why he wants you with us still.
Nadeer tehcir konusuna öfkelendi ve insanların Nainsanlara karşı isyan etmesini istiyor.
Nadeer's furious about the relocations, and she wants people riled up against Inhumans.
Bu adam benimle konuşmak istiyorsa neden olmasın?
If this guy wants to talk to me, then why not?
Framework'u korumak, evet. Bu yüzden o Rus'a istediği her şeyi verdik ki Framework'un bu sarayın bünyesinde çalışabileceğini garanti etsin.
Protect the Framework, yes, which is why we've given that Russki all that he wants... so that he'll guarantee the Framework has this palace to operate within.
Evet, Daisy yola çıkmadan önce gelecek olan Nainsanlar için yer kontrolü yapmak istediğini sana söylememi istedi.
Yeah, Daisy told me to tell you she wants to check the accommodations for the incoming Inhumans before we head out.
Doktor bu işin hızlıca çözülmesini istiyor.
The doctor wants this fast-tracked.
Sahip olduğumuz şeyleri kendine istiyor.
He wants what we have for himself.
Konuşmak isteyen birini gördüğüme memnunum.
Well, glad somebody wants to talk.
Kimse dijital bir hapishanede bir avatar olduğunu duymak istemez ama bazen böyle olur ve işte buradayız.
No one wants to hear they're just an avatar in a digital prison, but sometimes that happens, and here we are.
Kendini gerçek bir insan yapmak istiyor.
She wants to make herself into a real person.
Programlamasından kurtulmak istiyor.
She - - she wants to circumvent her programming.
Kendini gerçek bir insana çevirmek istiyor.
She wants to make herself into a real person.
Özgür irade istiyor.
She wants free will.
Bu dünyadaki Fitz, hepimizin ölmesini istiyor.
The Fitz in this world wants all of us dead.
Ve Sürücü ikisini de geldikleri yere geri göndermek istiyor.
And the Rider wants to send them both back to where they came from.
Hadi.
Come on, who else wants a piece of some fascist ass? !
Burada bir şey bulmamı istiyor.
This is a message. He wants me to find something here.
Gördünüz mü?
This is what S.H.I.E.L.D. wants... a world of Inhumans. You see?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]