Watch translate English
82,746 parallel translation
Gece Nöbeti'nin Yeminli Kardeşiyim. Kara Kale üstadı olmak için eğitimdeyim.
Sworn Brother of the Night's Watch, training to serve as maester at Castle Black.
O benim Gece Nöbeti'nden kardeşimdi. Bu dünyada en güvendiğim adamdır.
He was my brother at the Night's Watch, a man I trust as much as anyone in this world.
Dikkat!
Hey, watch him!
İzle ve öğren.
Watch and learn.
Nerede olduğunu söylemedi fakat lider ve Bruce'un serpintiyi izlemek üzere doğrudan Wayne Şirketine gittiğini söyledi.
He never said where, but he did say that the leader and Bruce are heading directly to Wayne Enterprises to watch the fallout.
Ona güvenen sendin. Sizden tek şey istedim. Sandalyede bağlı adama bakacaktınız!
Watch a man tied to a chair!
Havanın doğal frekansında titreştiğinde vücudun ve hücrelerin uyarılmış bir duruma geçer ve bu da nesnelerin içinden geçmene olanak sağlar.
Watch. When you vibrate at the natural frequency of air, your body, your cells, will be in an excited state that'll allow you... to phase.
İstersen başka bir şey de izleyebiliriz.
Well, we can just watch something else.
Ya da hiçbir şey izlemeyebiliriz.
Or we don't have to watch anything at all.
Ablanın ölümünü izlemen için seni oraya vibelayamam.
I'm not gonna vibe you there for you to watch your sister die.
Ben buradayken olmaz.
Not on my watch.
Zordu, biliyorum.
It was hard to watch. I know.
- Anlayacaktır, bekle de gör.
He'll come around. Watch.
Laflarına dikkat et.
Watch yourself.
Gece boyu. ... odanda oturup uyumanı izlerdim.
I would just... sit in your room... and watch you sleep.
Burada durup ölmesini izlemeyeceğim, tamam mı?
I'm not gonna sit here and watch her die, okay?
Hafızam olsun ya da olmasın, onca insanın ölmesine engel olabilecekken oturup seyirci kalamam.
I mean, memories or not... I can't stand by, and watch people die if I can prevent it.
Çocukken bunu yapmanı izlerdim.
I used to watch you do that as a kid.
Önce senin öldüğünü görmeleri lazım.
They... need to watch you die first. - Baby, no.
Ve yaşlanmanı ve saçlarının beyazlaşmasını izlerim.
And I'll watch you grow old and gray.
Onunla evlenmeni izleyemem.
I can't watch you marry him.
Onun mutlu olmasını izleyemem.
Can't watch him be happy.
Ne, yani kendimi yok etmemi izlemeye mi geldin?
What, did you come to watch me blow myself into oblivion?
Sonra neler olduğunu anladım ve gösterinin devamını izlemek için burada kaldım.
Then I figured out what was really going on, you know, so I stayed to watch the show.
Annene göz kulak olmamı istedi.
He, asked me to watch over your mom.
Bak şimdi.
Watch.
Dostum yola bak.
Dude, watch the road.
Buraya insanlığı gözlemlemeye gönderildin, izleyip öğrenmek için.
You were sent here to observe humanity, to watch and to learn.
Senin çocuk acısı çekmeni görmemi sağladı.
It allowed me to watch you suffer the loss of a child.
Her gece onun öldüğünü görüyorum.
I watch him die every night.
Bekler, izleriz.
We wait, we watch.
Sonra seni yememi canlı olarak seyredecekler.
Then they'll watch as I devour you, live, onscreen.
- Aferin sana. Tamam orada dur ve izle.
Okay, stay here, keep watch.
Doğa ile iletişim kurmak için geldik insanları nasıl yediğini izlemek için değil.
We come out here to commune with nature, not watch people get eaten by it.
Şimdi şunu izle.
Exactly. Now watch this.
Seni çukuruna geri koyacağım ve sonra tohumunu bulup onu parçalamamı sana izlettireceğim.
I'm gonna put you back in your hole, and then I'm gonna go find your spawn, and I'm gonna rip him apart while you watch.
Sonra Kelly benim yanımdan kaçtı ve onu bulamadım.
And then Kelly escaped on my watch, and I couldn't find her.
Ona asla nasıl bisiklet kullanılır öğretemeyeceğim ya da onu evlenirken göremeyeceğim. Onun gözlerine bile bakamayacağım.
I'm never gonna be able to teach him how to ride a bike or watch him get married or even look him in the eyes.
Suç dramalarını izliyor musunuz?
Y'all watch crime dramas?
- Nereye yürüdüğüne baksana.
- Watch where you're going.
İlginçtir, üstüm başım çamura bulanmışken saatimi kontrol etmek aklıma gelmemişti.
Funny thing, when I was on my arse in the mud, didn't think to check my watch.
- Çok sık porno izler misin?
You watch a lot of porn?
Eskiden birlikte izlerdik.
We used to watch it together.
Tek yapabileceğiniz sahilleri gözleyip beklemek.
All you can do is watch the beaches and wait.
Sadece bakarak olacaksın Ragnar, öyle mi?
You just watch over Ragnar, hm?
Sessiz ol ve ayağınızı koyduğun yere dikkat et!
You be quiet and watch where you're placing your feet!
Sen de bir kalp satın al çünkü sen ölürken buralarda olmak istemiyorum!
Now buy a heart,'cause I'm not gonna hang around just to watch you die.
Umurumda değil gibi davranamam. Çünkü durum tam tersi.
I can't watch you do that and pretend I'm cool with it when I'm the opposite.
Elbette evinin rahatlığında film izlemek daha iyi ama ne düşündüğünü sormadım.
Yes, of course it's more convenient to watch from the comfort of your own home, but I didn't ask for your opinion.
Dikkat et!
Watch out!
Nöbette üç kişi görüyorum.
I see three on watch.