English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ W ] / Wedgie

Wedgie translate English

164 parallel translation
- Sebze yemeği kimin?
- Who's having the wedgie veggies?
- Şunun donunu kafasına geçirelim
- Let's give him a wedgie.
Wedgie!
Wedgie!
Servis hostesimden bir çağrı aldım ve hatırlatmak zorundayım ki 10 dakika önce hareket etmemiz gerekiyordu.
I will receive a wedgie from my bus mates... I must remind you... we should have been at school ten minutes ago.
- Sıra don çekmede! - Bırakın beni!
Hey, it's wedgie time.
Merhaba. Ben Cheryl Goode. Hip Couture Dünyası'na hoş geldiniz.
I'm Cheryl Goode and welcome to "Wedgie"... the world of hip couture.
Brett Butler'ın topuklusunu çıkardığı fotoğrafa iki katını verdiniz.
You pay twice that much for Brett Butler pulling out her wedgie.
Kocaman bir kum tuzağı gibi, ve benim wedgie'm yok.
It's like one giant sand trap, and me without my wedgie.
- "wedgie" ( bir çeşit kadın ayakkabısı ) nedir?
- What's a wedgie?
Ayrıca öğle yemeği parasını çalıp donunu da kafasına geçirdik.
After we stole his lunch money and gave him a wedgie.
Geliyorum.
I got a fur wedgie.
- Simens'le donunu kafasına geçirmiştik.
- Me and Simens gave him a wedgie.
Umarım diğer kardanadamlar görmemiştir.
That's the coldest wedgie I ever had.
Çamaşırım araya girdi.
Okay, I have a wedgie.
Yine mi don çekilmesi?
[Grunts] - Another wedgie? - Uh-huh.
İşte kolay unutulmayacak bir sıkışıklık.
That's a wedgie she won't soon forget.
Acaba Majesteleri, şu küçüğün nasıl ezildiğini seyretmeyi ister mi?
Would Mr. Uppercrust like a little power wedgie for your viewing pleasure?
Ama artık güçlendim, dinlendim ve bu eski şehire tekrar bir çılgın vermeye hazırım!
But now I'm tanned, I'm rested and I'm ready to give this old town a wedgie again!
Külotunu düzeltmeyeceğim, başın sıkışırsa diye üzerine mikrofon yerleştireceğim.
Corky, I'm not going to give you a wedgie. I'm going to put a wire on you. It's Uncle Leo's idea... in case you get in over your head in there.
Şaka zamanı!
Wedgie moment!
- Wedgie Şakası.
Wedgie!
Kıza vurulmuştu ve sonu hiç de iyi bitmedi o kadar kötü hale düştü ki bir hafta okula gelemedi.
He hit on her and ended up with a chocolate wedgie... He hit on her and ended up with a chocolate wedgie... so bad he couldn't come to school for a week.
Bu kavga etmek değil.
A wedgie is not a fight.
Neden kimse donumu yukarı çekip aşağılanmamı tamamlamıyor?
You know what? Why doesn't someone just give me a wedgie now and complete my humiliation?
Ya da Sybil çok etkiliydi.
Don't want to keep your brother waiting. Might give you a wedgie.
Seni dövebilir.
Might give you a wedgie.
Kıçıma şaplak mı vuracaktın?
Give me a wedgie?
Şimdi kızmaya başladım ama.
Okay, now I really have a wedgie.
Kendime don numarası yapsam inanır mısınız?
If I give myself a wedgie will you believe me then?
Donnie, şu anda çılgın dansın sırası değil!
Donnie, this is no time for the wedgie dance!
Ben Raab, ve bu Bungee Sıkıştırma.
Hey, I'm Raab himself, and this is Bungee Wedgie.
Sıkıştırmadı.
Didn't give me a wedgie.
Ben her zaman onu elimde tutuyorum sonraysa onu düşürüyorum.
I always hold him up. And then I give him a wedgie.
Çamaşırınız bir tarafınıza kaçmış şekilde geziyorsunuz.
You're always walking around with a wedgie.
Sonra da ilkokul arkadaşını, külotunu çekti diye dava edecek.
Next, he'll sue his first-grade playmate for a wedgie!
Ne yapacaksın yavru kurt, saçımı mı keseceksin?
What are you gonna do, boy scout, short my sheets? Give me a wedgie?
Diş fırçasına Ben Gay * sürerdi... ve don arası * yapardı... ve suratına osuruk atak yapardı.
He hit her with the old Ben Gay on the toothbrush... and the over-the-shoulder wedgie... and the butt-face gas attack.
Lastik!
Wedgie! Wedgie!
Lastik!
Wedgie!
"Ooh, Ed geliyor'." "Ooh, Tobias."
I get a wedgie just walking in your office.
- Biraz oynayalım.
- Wedgie.
Tipik bir kovboy filmi sahnesi. Kahraman kötü adamı havaya kaldırır. Sonra da ağacın dalına asar.
Classic moment of Western movie, where hero holds bad guy up in air, then humiliates with tree wedgie.
George, indir beni.
George! Un-wedgie me.
Bekle biraz. Biri yakalayıp çekmeden şunu düzelteyim.
Let me fix this before somebody gives you the wedgie from hell.
Hayatının en romantik gecesini sana yapılan ilk eşşek şakasının olduğu yerde geçirmek gibisi yoktur.
There's nothing like celebrating the most romantic night of your life... in the room where I got my first wedgie.
Sahte hokey oynayabiliriz, Fez ile dalga geçebiliriz...
We can play air hockey, give Fez a wedgie, uh -
Wedgie!
- Wedgie!
Donunu çektim.
- Wedgie!
Nerede kaldın? - Noel Partisinden sonra bir arkadaşı taksiye bindirdim. Şoför için dua ettim.
After the Christmas party, I poured a colleague into a cab, said a quick prayer for the driver, dislodged the wedgie of a lifetime then I did some shopping.
Wedgie Hip Couture Dünyası...
Hi.
İç çamaşırını çekeceğim!
- Wedgie. - Unh!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]