Wings translate English
5,424 parallel translation
Evet, kanatlar!
Yeah, wings!
Baymax, kanatlar.
Baymax, wings.
Kanatlar.
Wings.
Adam porno seviyorsa, kız alışveriş yapmayı seviyordur... futbol muhabbetine katıIıyordur ve Hooters'da kanat yemeye itiraz etmez.
If he likes girls gone wild, she's a mall babe... Who talks football and endures buffalo wings at Hooters.
Şu kanatlara bak.
Look at his wings.
Bu ailenin kanatlarının rüzgarla dolma vakti geldi de geçiyor.
It's about time this family got a little air under our wings.
♪ Sevgi dolu kanatların beni sarıyor
Your loving wings enfold me
♪ Aç kanatlarını ve uç ♪ Bu şarkıyı işitince
Open your wings Fly when you hear the call
♪ Hadi, açın kanatlarınızı ♪ Özgürlük şarkılarıyla raks ediyoruz
Come spread your wings Dance and sing songs about freedom
Kendi kanatlarımla tabii ki.
With my own two wings, of course.
♪ Kanat çırpın!
Flap your wings!
Tobey, kartallarla birlikte uçmak istiyorsan daha büyük kantlara ihtiyacın var evlat.
Tobey, you wanna fly with the eagles, you need bigger wings, son.
Kanatlarını aç Güzellik!
Spread your wings, Beauty!
Kanatlar... 6'lı karın kasları.
Wings. Six pack abs.
Kanatların yok, senin bir uçağa binmen lazım.
Ha ha. You don't have wings, you got to get in a plane.
"Evini yukarıdaki sular üzerine kuran rüzgârın kanatları üzerinde gezen."
"Who layeth the beams of his chambers in the waters " and walketh upon the wings of the wind. "
Belki kanat takıp uçmuştur.
Maybe it spread its wings and flew.
Kanatları olduğunu söylediği şeytani bir şeymiş.
Something like a demonic being with wings.
Kanatların iyi mi?
Wings okay?
Islak kanatlar.
Wet wings.
En azından kanatlarımız kurudu.
Well, at least our wings are dry.
Pekiya kanatlarını bağlarsak?
What if we tie her wings together?
Bak kanatlarim ne güzel!
See how nicely my wings are doing!
Havada süzülüyor gibiyim, kanatlarım var sanki.
LIKE IF MY ARMS ARE WINGS.
Kanatlarıyla hareket etmiyor.
It ain't moving its wings.
Kanatlarını takıp o aptal kuş kostümünü de giysene.
Why don't you get your wings and your bird suit?
Kanatlarını çırpan küçük bir kelebek gibi... fırtına yaratacak.
Just like the tiny butterfly that flaps its wings.. And makes the hurricane.
Ama Küçük Zıpzıp, dinlenirken sıkça kanatlarını 45 derecelik açıda tutar.
But the Small Skipper often holds its wings at a 45-degree angle when resting.
Kır Zıpzıpı, aile içinde gözle görülür şekilde en farklı olanıdır yani kanatlarındaki detaylara girmeye hiç gerek yok.
Well, the Grizzled Skipper is so visually distinctive amongst the family that there's no need to go into such detail on the wings.
# Kanatları yeşil, gagası pembe. #
"Wings are green her beak pink."
Yani kanatlarını açıp.. ... okul için başka bir kente gitme istiyorsun.
You want to spread your wings a little... get out of the city, go to school somewhere else.
Kanatlarımı açacağım.
I want to spread my wings.
Kanatlarını açmak istiyorsun. İyiymiş.
You want to spread your wings, that's great.
Fakat bir yere uçmayacaksan kanatlarını neden açasın ki?
But you can't spread your wings and fly to nowhere.
... bunlardan birisi, 1909 yılında geceleyin yatak odasının penceresinden kanat çırpma sesleri duyan meclis üyesi. ... Wheton'du. Sonra ertesi sabah, karda büyük bir toynak izi buldular.
... one in 1909 by Councilman Wheaton, who heard flapping wings outside his bedroom window one night, and then the next morning, found large, cloven footprints... in the snow.
Gökyüzü ve güneş karanlığa büründü ve çekirgeler gökten düştü saçları kadın saçı gibiydi ve dişleri aslan dişi gibi ve kanatları ses çıkardı savaşa giden atların çıkardığı gürlemeler gibi
The sun and sky were darkened and locusts fell upon the earth. Their hair was like women's hair, their teeth were like lion's teeth, and their wings made the sound like the thundering of many horses rushing into battle.
Sineğin kanatlarını koparmak gibi.
It is like tearing the wings of flies.
Kanatlarimi boslukta güvenle açip sonsuza dogru yükseliyorum digerlerinin uzaktan görmeye zorlandiklarini ardimda birakarak.
I spread confident wings to space and soared toward the infinite, leaving far behind me what others strained to see from a distance.
Kargalar yeniden kanat çırpmaya başlayacak desene.
Those crows will be sure to start flapping their wings.
Besbelli, kanatlarım yok.
Obviously, I don't have wings.
Kürtajı yaptırması gereken, bunun parasını ödemesi gereken o koca kanatlı büyük pedi giymesi gereken kişi sensin.
You are the one who has to get this procedure, pay for it, wear the fucking pad with the big wings, okay?
Ve kanatlarını da yayıyorlar.
And they're spreading their wings.
Kelsey bundan sonra sahneye Laura'yı oynamak için çıkacak.
Kelsey is going to be stepping out of the wings to play Laura.
Korktun, değişim zordur yavru kuş ama o kırık kanatları düzeltmen için sana yardım edeceğim.
You're scared, and change is hard, baby bird, but I'm gonna help you mend those broken wings.
Henry bak... iki ağaç yan yana büyürken şayet biri diğerinin gölgesi yüzünden büyüyemiyorsa kanatlarını açıp gitmek isteyebilir.
Henry, when two trees grow beside each other and one tree can't grow in the shade of the other, it might want to spread its wings.
- Ağaçların kanatları mı var?
- Sorry, trees have wings?
Dusty, küçük kasabadan çıkma bir zirai uçakken tüm tabuları yıkıp Kanatlarla Dünya Turu Rallisi'ni kazandın.
Dusty, you were just a small-town crop duster who overcame impossible odds to win the Wings Around the Globe Rally.
Kanatlarında yakıt depolarıyla yangına dalamazsın.
You couldn't exactly go flying into fire with fuel tanks on your wings.
Evet. - Kanatlarımı çizmene bayıldım.
- I love that you're capturing my wings.
Kendimi hep kanatlı düşünmüşümdür.
I always imagined myself with wings.
Kanatlarını geliştirdiğini düşünüyorum.
Going to grow wings.