Woodbury translate English
117 parallel translation
- Evet, Woodbury demiştin, değil mi?
- Yeah, ask Woodbury, Ok?
Kadrolu felsefe profesörü Robert Woodbury'ye kayıtlı.
Registered to Robert Woodbury, philosophy professor, tenured.
Profesör Woodbury o gece burada altı tur atmışsınız.
Professor Woodbury, you circled the block six times.
Profesör Woodbury, eşiniz çalışıyor mu?
Professor Woodbury, does your wife work?
Eşinizin arabasının anahtarı sizde var mı?
Mrs Woodbury, do you have the keys to your husband's car?
- Bayan Woodbury,.. ... atladığınız bir şey var bence.
Mrs Woodbury, I think you're leaving something out.
- Yine çıkmaza girdik. - Bayan Woodbury hâlâ şüpheli.
And we've chased another lead to a dead end.
Bayan Lanahan öğle yemeğinde yiyeceği marulu bulamadı. Arabasına binip Woodbury'deki rakip markete gitti.
When Mrs. Lanahan couldn't buy her head of lettuce for her lunch... she drove straight to Woodbury to buy lettuce from a competing market.
Üstelik diğer müşterilerime de Woodbury marulunun daha çıtır çıtır olduğunu söylemiş.
Word has it that she was telling other Doose's Market shoppers... that Woodbury lettuce is crisper.
Annesi pazar gününe kadar Woodbury'deki antika fuarında.
Her mom's at an antique fair in Woodbury until Sunday.
- Belki "Shakers" tarikatı onu alır.
Maybe the Shakers in Woodbury would take him. Yeah, he's already got the beard.
- Wodbury de canavar kamyon gösterisi varmış.
There was a monster truck show in Woodbury tonight, pulls a lot of the same demographic.
Hey, Woodbury'deki çılgın medyumu gene getirtmişler, gördün mü?
Hey, did you see they got the crazy psychic from Woodbury again?
- Bu sene Woodbury kasabası ev sahipliği yapacaktı. Ama sel felaketi nedeniyle bunu son anda iptal ettiler. Ben de Ev sahipliğini Stars Hollow'un yapmasını teklif ettim.
The town of Woodbury was supposed to host it this year... but because of recent flooding, they canceled at the last minute... and I offered Stars Hollow to be the host.
Hank'e bunu garanti ettim. Kendisi Woodbury'nin Taylor Doose'sidir. Bunu başarıyla gerçekleştireceğiz dedim ona.
I've already assured Hank, who is the Taylor Doose of Woodbury... that we'd take it over successfully.
Woodbury'li Hank yola çıktıklarına yemin etti. Ama o adamı iki üç kez kontrol etmek gerek. - Woodbury'nin Taylor'ı olan Hank mi?
Hank in Woodbury swears they're en route... but you got to double and triple check with that guy.
- Tam bir mızmız.
- Hank's the you in Woodbury.
Zaten Woodbury'deki Hank'in gözü üzerimde.
And with Hank from Woodbury looking over my shoulder...
Eğer Woodbury'li Hank'in önünde beni küçük düşünürsen, sana bunu pahalıya ödetirim.
- Like a glove. So help me, if you make me look bad in front of Hank from Woodbury... - there is gonna be hell to pay.
Bilerek masanın yarısını gönderdi.
This is Hank from Woodbury's doing. That little fink only shipped half the table on purpose.
Woodbury'li Hank en ön sıraya oturmuş. Beni sinirlendirmeye çalışıyor. - Herkes hazır.
That Hank from Woodbury is sitting front-row center... just trying to psych me out.
Bildiğiniz gibi bu sene, Woodbury kasabası, bu festivale ev sahipliği yapacaktı. Ama sel felaketinden ötürü Woodbury vazgeçti.
As you may know, the town of Woodbury was supposed to host this year's festival... but due to their recent flooding, Woodbury backed out.
Bay Woodbury'nin oğlu evleniyor.
Mr Woodbury's son is getting married.
Tatlım, Bay Woodbury'nin hâlâ oksijene ihtiyacı var.
Mr Woodbury is still requiring a lot of O2.
Carla, Bay Woodbury'ye kötü haberi verecek.
Carla has to give Mr Woodbury the bad news.
Bay Woodbury taburcu edilebilecek kadar iyi.
Mr Woodbury's doing well enough to be discharged.
Ben de Dr. Dorian'ın bana gelip kanatlarını açıp, sesini yükseltip, Bay Woodbury'yi göndereceğini söylemesiyle alakalı sanmıştım.
- Really? I thought it might be because Dr Dorian came to see me with his feathers all up, and his voice a-crackin', and told me he was letting Mr Woodbury go.
- Belki de Bay Woodbury iyi olacaktır.
- Maybe Mr Woodbury will be fine.
Eğer sonradan, gerçekten umurunda olan şeyin, hastalarının seni sevmesi olduğuna karar verirsen, Bay Woodbury'nin gitmesi konusunda fikrini değiştirebilirsin.
Still, if you decide later that what you really care about is how much your patients like you, you can change your mind about letting Mr Woodbury leave.
Bay Woodbury!
Mr Woodbury!
Bence, Bay Woodbury'yi burada tutmamız için bir sebep yok.
Well, I see no reason we should keep Mr Woodbury any longer.
- Woodbury likeni.
- Woodbury lichen.
Komşu Woodbury'de bir sürü yer var. Gazete almamız da lazım.
Lots of places in Woodbury, and we'll have to get a newspaper.
Banka işlerim var. Woodbury'de. Önceden alınmış bir randevu.
Banking business in Woodbury, standing appointment.
Woodbury Bowling Ligi.
Woodbury Bowling League.
Woodbury.
Woodbury.
- Woodbury.
- Woodbury.
Woodbury'de tutuluyor.
He's being held in Woodbury.
Woodbury'de lokantası var.
He owns a diner in Woodbury.
Bu sürede Woodbury ve Coggsville'in cirosu arttı.
In that same time, Woodbury and Coggsville's revenue has jumped.
Bu küçük yükü nerede bırakmaya karar verdin mi bilmiyorum. Ama ben doğduğum Woodbury Memorial'ı tavsiye ederim.
So, I don't know if you've decided where you're gonna drop this little load, but I highly recommend Woodbury Memorial, where I was born.
Woodbury'de sadece bir sinema var, ve bütün oynattıkları aile filmleri.
There was only one theaterin woodbury, and all it ever playedwere family movies.
- Haftaya Woodbury'deki çiftler bovling gecesinde bize katılın diyecektim ama siz pek çiftler bovlingine gelecek tipler değilsiniz.
I was gonna ask you two to join us next week in Woodbury for couples'bowling night, but you don't really seem like the couples'bowling type. Why?
Woodbury Okuluna hoş geldiniz, Ajan Booth.
Ah, Welcome to the Woodbury School, Agent Booth.
Onu hala Woodbury'e göndermeyi, düşünüyor musun?
Are you still thinking of sending him to Woodbury?
İnsanlar eğer kuzeye Woodbury pazarına ayda iki kere metroyla ile gittiğimi bilselerdi benim Hamilton evinde anahtar sorumlusu olabileceğimi cidden düşünür müydün? Ya da saçlarımı kendimi yaptığımı?
Do you really think I would've been keymaster of Hamilton House if people knew I take Metro-North to Woodbury Common twice a month or that I do my own hair?
Belki, Woodbury pazarından olsa bile gerçekten senin olan bir elbise giyersin?
Maybe you wear a dress that you actually own even if it's from Woodbury Common?
- Bayan Woodbury.
- Mrs Woodbury.
- Ya da kocası.
We still have Mrs Woodbury.
Belki Woodbury'yi geçebiliriz o kadar.
We may beat Woodbridge, but that's it, I swear!
Bu kesin Woodbury'li Hank'in işi.
Drag.