Written translate English
13,056 parallel translation
Benim için yazmıştı.
He had written it for me.
Yazdığınız her şey bu histen ileri geliyor.
And everything you've written proceeds from that feeling.
Bodrumdaki mahzenden, bu nottaki şaraptan bir şişe getirebilir misiniz?
Can you bring a bottle of wine that's written on this paper from the basement wine storehouse?
Sonsuza kadar kaybettiğini sandığı kızına yazılan mektuplar.
Written to a daughter he thought he'd lost forever.
Phil'i bulduğumda, billboarda "Tampa'ya Taşındım" yazmıştı.
When I found Phil, he had written "Moved to Tampa" on the billboard.
zarfa yazılan adres ihbar notundaki ile tamamen aynı, "Beverly" yazısındaki hataya kadar.
The address written on the front is exactly like the "cadaver" note, down to the misspelling of "Beverly."
Kimi kitaplar okumak için kimi kitaplar ise yazılmak içindir.
Some books are made to be read, others to be written.
Üzerinde yazıyor.
It's written on them.
Adamın İncil'inin neredeyse her sayfasında ismin yazılı.
Your name is written on almost every other page of his Bible.
Leo Butler'ın adı Evan Lee Hartley'nin incilinin her yerinde yazıyor.
- Leo Butler's name is written all over Evan Lee Hartley's Bible.
Axl'ın işidir.
It's got Axl written all over it.
Kasetlerdeki tarihe bakarak bu işi bir aydır yaptığını söyleyebiliriz.
The dates written on them suggest that he's been doing this for months.
Ölü birinin yazdığı kitap.
A book written by a dead man.
Polise, sadece katilin yazabileceği bir notu yazmak.
You're writing a note to the police, that only the killer could have written.
"Açıkçası bu şekilde yazılmış... bu iki adrese kim bakarsa baksın... aynı kişi tarafından yazıldığını düşünürler... bu zarfı yazan kişiyle.... kadavra notunu yazanın aynı olduğunu."
"Obviously to anybody who's looking, " looks at these two, these two addresses written this way, " they're going to think they're written by the same person,
yazılış da aynı... polislerin ya da yazı uzmanı olan kişinin... çıkaracağı sonucu görebiliyorum... ikisi de aynı kişi tarafından yazılmış.
Is the same, so I can see the conclusion the cops would draw, or the writing exemplar person would conclude they were both written by the same person.
Al-Haj'ın onun binasında yaşamasına bir kılıf bulabilir ama buna bulamaz.
Now, "lived in his building" could be written off to chance. This cannot.
Royal Yorkshire devir almalarını desteklemeleri için bütün mali bağışçılarımıza yazmış.
The Royal Yorkshire has written to all our financial donors to canvas their support for the takeover.
Bir iş planı dahi hazırlayıp sizin için para ayırmış.
She had even written up a business plan and put away money for you.
Babama yazılmış.
Written to my father.
Bir İspanyol keşiş tarafından yazılmış günümüze ulaşabilmiş son La Conquista dokümanı.
It was the last surviving document written by a Spanish friar during the time of La Conquista.
Yazılı bir sınav mı oldunuz?
Was it a written-test sort of thing?
En son ne yazmışlar?
Well, what's the last thing written in there?
Dünyanın en iyi yazarlarından bazıları, tek kelime bile yazmamıştır.
Look, some of the best writers in the world have never written a word.
Mezopotamyalıların MÖ 3200'de bulduğu... " "... yazıyı kullansanıza. " Sen sus be, bu ne cüret?
"try the written word, invented by the Mesopotamians in 3200 BC."
Hatta yanımda, yazılı bir liste dolusu sataşma sözleriyle gelmiştim.
- In fact, I came here tonight with a written list of heckles.
- Bir yerde yazıyor olacaktı.
Oh, uh, I have it written down somewhere.
Bir haftadır tek bir kelime bile yazmadın.
You haven't written a word in a week.
Raporu yazışına bakarsan hala öyle.
The way it's written, it still is.
Polise tecavüz şikayeti ile gidince kayda vur-kaç yazıldığını duymuşlar.
- they reported a rape it'd be written up on the board as knock and run.
Kanla yazılmış.
Written in blood.
Özür dilerim.
I'm sorry. Written and directed by :
Şehirdeki her radyasyon değişimini algılayacak bir algoritma yazdım.
Now, I've written an algorithm that will sweep the city for any variable changes in radiation.
PD sınavlarına çalıştığım sırada "Sınırsız Meydan Okuma" nın yapımcısı Kim Tae Ho'nun yazdığını düşünerek bu kitabı satın almıştım.
Oh, when I was preparing for the written examination I bought it thinking that Kim PD from'Infinity Challenge " wrote it.
Salgın hakkında yazdığın bulduğun her şeyi yok et.
Destroy all your work... Everything you have written or gathered on the plague.
- Söylediğin gibi yapılan suçlamalar dosyadan çıkarıldı.
Like you said, his charges were written off.
Yapılacaklar listesinin katil tarafından yazıldığını varsayarsak midesinde bulduğumuz not bir başkası tarafından yazılmış. - El yazısı uyuşmuyor mu?
Uh, I assumed our to-do list was written by the killer, but the undigested note we found in his stomach was written by somebody else.
Her sayfayı inceleyene kadar öyle sanmıştım ama içinde yazılı veya saklı bir şey yok.
I thought so until i skimmed through every page, And there's nothing written or hidden inside.
Kızımın adı Nazilerin bombayı üzerine kurdukları denklemlerde yazılı.
You see, my daughter's name... it's written in the equations the Nazis are using to build their bomb.
Tamam, istek gönderelim mi, ne dersin?
Ok, how about we send her a written request?
Bu kelimelerin yazılmasını istiyorum.
I need all those words to be written down.
Her şeyi not aldım.
I have everything written down.
- Habercilikten bu gibi şeylere... aşinalığım var.
- I've done investigations like this for stories I've written.
Vasiyetimi yazdım.
I have written a last will and testament.
Kurallar tam anlamıyla duvarlarda yazıyor.
The rules are literally written on the wall.
Çocuklar, daha önce bir şey okuyup sadece sizin için yazıldığını düşündünüz mü?
Guys, did you ever read something and think it was written just for you?
Ülkemin Societel'e borcunun tümü yazılı olacak.
All of what my country owes to Societel will be written off.
Isabel Rainey adlı kadın gazeteci tarafından yazılacak.
There's gonna be an article written by a woman called Isabel Rainey.
"Aşk" gözyaşları ile yazılır hayal kırıklıklarımın günlüğünde.
"Love" is written with tears In the diary of my disappointments
Aşkın, gözyaşları ile yazıldığını bana sen öğrettin.
You taught me that "love" is written with tears
Bana nasıl ulaşabileceğini söyledim.
I've written to Tom and told him how to reach me. He's the most sensible.