Yakult translate English
67 parallel translation
- O yoğurtlu içecek.
- That's Yakult.
Yakult!
Yakult!
- Sakin ol, Yakult.
- Get down, Yakult.
Neyse, sonuçta bir tür doodle, değil mi, Yakult?
Anywho, she's some kind of doodle, aren't ya, Yakult?
Yakult?
Yakult?
Aman tanrım, Yakult.
My goodness, Yakult.
Kes sesini, Yakult!
Shut up, Yakult!
Git geber, Yakult!
Drop dead, Yakult!
Yakult, benimle dalga mı geçiyorsun?
Yakult, are you kidding me?
O $ 400'lık mokasen ayakkabı, Yakult!
That's a $ 400 loafer, Yakult!
Beni kızdırma, Yakult!
Keep testing me, Yakult!
Ben odama çıkıyorum benim odama, o yüzden beni takip etme, Yakult!
I'll be in my room. My room, so don't follow me, Yakult!
Allahm, anne, Yakultu çağır.
God, mom, call Yakult!
İşte ben ve Yakult.
This is me and Yakult.
Bir adamı böyle terk edersin, Yakult.
This is how you leave a man, Yakult.
Yakult, hadi gidelim.
Yakult, let's go.
Yakult, sen kalabilirsin.
Yakult, you can stay.
"Gidelim" dedim, Yakult.
I said, "let's go," Yakult.
Yakult'u niye bu krize ortak ettin?
Why'd you have to drag Yakult into this?
Sakin ol, Yakult.
Slow down, Yakult.
Kanser testim var, ve sonra Yakult'u taş taktırmaya götüreceğim Nelly gibi.
I have a pap smear, and then I'm taking Yakult to get blinged-out grillz like Nelly.
Buraya, Yakult.
Here, yakult.
Demek istediğim, Onun tarafında Yakult var, ve benim hiçkimsem yok.
I mean, she has yakult on her side, and I have no one.
Yakult! Oh.
Yakult!
Yakult kayıp!
Oh.
Afişler dağıtırız. Tessa, kızımı bulmalısın.
I'm sure yakult is okay.
Yakult'u süpürmüşsün.
You swept yakult.
Namaste. Arkadaşlar, Yakult'un nerede olduğunu bulmamız lazım. Böylece onu anneme geri getirebilirim ve böylece annem bana kırgın ve kızgın olmaz.
You guys, we need to figure out where yakult is so I can bring her back to mommy so she won't be sad and mad at me.
İsmi Yakult.
Her name's yakult.
Bu köpek hiç de "Yakult" gibi görünmedi bana.
That dog doesn't look like a "yakult" to me.
Yakult bu yardım otelinde mi?
Yakult's in that welfare hotel?
İsmi Yakult.
Her name is yakult.
Yakult batı Chatswin'de gey bir erkek gibi yaşıyordu.
Yakult was living as a gay male dog in east Chatswin.
Yakult'u gören O'ydu
She's the one who spotted yakult.
Sanki başka birisi ilgi aldığında iki dakika bile dayanamıyorsun Yakult!
Oh, my God! It's like you can't stand if someone else get attention for two seconds, yakult!
Yakult, çok gizemlisin.
Yakult, so cryptic.
Yakult'la beraber yuvarlanırım ben de.
I'll... I'll roll with yakult.
Yakult bile senin çok gösterişli olduğunu söyledi.
Even Yakult said you look saturated.
Yakult Royce?
Yakult Royce?
Özür dilerim Yakult.
I'm sorry, Yakult.
Son zamanlarda Yakult'un moralinin çok bozuk olduğunu biliyorsun. Noah Werner'ın köpeğimiz Walker Ashanti'yi çalmasından dolayı.
Okay, you know how Yakult has been super depressed since Noah Werner stole our dog Walker Ashanti?
Yakult intihara meyilli, George.
Yakult is suicidal, George.
Peki.. ona hiç yeni bir oyuncak almayı düşündün mü?
Okay. Have... have you tried buying Yakult a new squeaky toy?
- George Yoni, Yakult'un enerjisini düzeltip düştüğü, ruhunun o karanlık çukurundan onu kurtarmayı kabul etti.
George. Yoni's agreed to heal Yakult's energy and bring her back from the dark pit of despair.
Yakult'u bir kafese koymamı mı istiyorsun? ...... sanki o bir sirk kaçkınıymış gibi.
( Clatters ) You want me to put Yakult in a cage like some kind of circus freak?
Bak, Yakult'un stresinin nedeni bu evin çok büyük olması olabilir oda evi korumak için sorumlu olduğunu hissediyor ama bu...
Okay. ( Whimpers ) You see, Yakult might be stressed because this house is too big, and she feels responsible for securing it, whereas in her...
Yakult'un huzurunu geri getirmeye çalışmıyormuydun?
I thought you were interested in making Yakult less anxious.
O kayıp!
Yakult's missing!
Yakult güzel bir gülümsemeye sahip.
Yakult has a beautiful smile.
İşte Yakult tam orada!
There's yakult right there!
Böylece havalı olabilirsin. Yakult burda değil bile.
Yakult isn't even here.