Yapacak bir sürü işim var translate English
149 parallel translation
Yapacak bir sürü işim var, gitmem lazım!
I have things to do! Soon.
Pardon, yapacak bir sürü işim var.
Excuse me, I have a million things to do.
Ama yapacak bir sürü işim var.
I have a lot of things to do.
Yapacak bir sürü işim var.
I got lots to do.
Çıkıyoruz ama onun dışında benim de yapacak bir sürü işim var.
We just go out sometimes. We may not go out again for another year.
Çocuğu yemeğe götüreceğim, sonra hemen Roma'ya dönüyorum... çünkü yapacak bir sürü işim var.
I'II take the kid out for lunch, and then I'll immediately go back to Rome, because I have lots of job engagements.
Bu sabah yapacak bir sürü işim var.
I have a lot to do this morning.
Bugün yapacak bir sürü işim var.
I've got a lot of housework to do.
Olamaz, yapacak bir sürü işim var.
Oh dear, all this work I've got to do.
Geç kaldım, gitmem lazım. Yapacak bir sürü işim var.
I'm late and I've got a lot of work.
Bir hafta yatamam ben, yapacak bir sürü işim var.
I can't spend a week in bed. I've got a lot of work to do.
Yapacak bir sürü işim var.
I have so much to do!
Yapacak bir sürü işim var ve Polis vaktimi boşa harcıyor.
I have a lot of work to do, and the police are wasting my time.
Çok yorgunum ve yapacak bir sürü işim var.
I'm very tired. A lot of important business to do.
Yapacak bir sürü işim var, artık devam etsek diyorum sen ne dersin?
I got a Iot to do, so we should really go ahead... don't you think?
Yapacak bir sürü işim var.
I got work to do.
Harika. Oteldeyim ve yapacak bir sürü işim var.
Great. I'm at the hotel and I still have a lot to do.
- Yapacak bir sürü işim var.
- l got a lot to do here.
Willy, bundan sonra yapacak bir sürü işim var.
Willy, after this I still have a lot of work to do.
Yapacak bir sürü işim var.
So much to do.
Saat çok geç oldu ve yapacak bir sürü işim var.
It really is late, and I have a lot I have to do. I -
Sen git kendi ülkenle ilgilen, yapacak bir sürü işim var!
Just mind your damn country, I I have a lot of work here!
Bekle, yapacak bir sürü işim var.
Wait, I got a lot of stuff to do, you know?
Kılıfı koparttın, yapacak bir sürü işim var.
You tore my holster, and I got work to do.
Yapacak bir sürü işim var.
I've got lots of work to do.
Acele et, Willem, yapacak bir sürü işim var.
Hurry up Willem, I have work to do.
Yapacak bir sürü işim var.
We've got too much to do.
Bugün yapacak bir sürü işim var, efendim.
I have a lot of work to do today, sir.
- Yapacak bir sürü işim var.
- I have a lot of work to do.
- Yapacak bir sürü işim var.
I have a lot of things to do here. Excuse me.
Biliyor musun, aslında yapacak bir sürü işim var.
You know what? I actually do have a lot of work to do.
Yapacak bir sürü işim var.
I have a lot of work to do anyway.
Yapacak bir sürü işim var zaten.
I got a lot of work to do.
Üstelik yapacak bir sürü işim var.
And I've so much to do here.
Sorun değil. Yapacak bir sürü işim var.
I've got plenty of work I can do.
Yapacak bir sürü işim var.
I got a lot of work to do.
Yani burada yapacak bir sürü işim var ama birşeyler yapmaya çalışırım.
I have a lot of work here, but I'll see what I can do.
Yapacak bir sürü işim var.
I have... sweetheart... I have a ton of shit to do.
Yarın yapacak bir sürü işim var.
I have a lot of work to do tomorrow.
Yapacak bir sürü işim var.
I have a million things to do.
Benim de yapacak bir sürü işim var bugün... ama yine de kahvaltı için zamanım var.
I got a lot of stuff to do today, too... but I still have time for breakfast.
Yapacak bir sürü işim var.
I have a lot of work to do.
Yapacak bir sürü işim var ama bir şeyi merak ediyorum.
I have a million things to do, but I'm curious about something.
Yapacak bir sürü işim var.
I got a lot of work to do today.
Sabahleyin yat St. Barts'a gitmek için ayrılmadan önce yapacak bir sürü işim var.
I've got a lot to do before the yacht leaves for St. Barts in the morning.
Şimdi izin verirsen, yapacak daha bir sürü işim var.
If you'II excuse me, I still have a great deal to do...
Üzgünüm, yapacak bir sürü evrak işim var.
I've got a pile of paperwork to get through.
- Yapacak bir sürü işim var.
- I just got a lot of things to do.
Yapacak bir sürü de işim var, ama bir türlü el atamadım.
Fuck, I have thousands things to do, haven't done anything yet...
Ayrıca yapacak bir sürü ayak işim var.
Besides, I have chores to do.
Yapacak bir sürü- - bir sürü işim var buna odaklanmam lazım
I've got a lot- - a lot on my plate right now a lot I need to focus on