Yapmıssın translate English
3,843 parallel translation
Görünüşe göre gayet iyi yapmışsın.
Looks like you're doing pretty well for yourself.
- Ve sen gidip ne yapmışsın!
And now you do this.
Tebrikler, Biri tarafından yapmışsın.
Congratulations, you made it by one.
Duyduğuma göre bugün manuel trombektomi aspirasyonu yapmışsın.
I hear you pulled off a manual aspiration thrombectomy today.
Vay be, yapmışsın.
Oh, wow, you did it.
Pekâlâ, Lima fasulyesi tohumlarınızla neler yapmışsınız bir bakalım.
All right, let's check in and see how you guys did with your lima bean plants.
Doğru olanı yapmışsınız.
You did the right thing.
Kesinlikle doğru olanı yapmışsınız.
You did exactly the right thing.
Bana pek çok şey yapmışsın gibi göründü.
Looks to me like you did quite a lot.
Ve görünüşe göre bunu, tam zamanında yapmışsın.
And by the looks of it, just in time.
O zaman, doğru seçimi yapmışsın diyebilirsin, değil mi?
I guess you made the right choice then, huh?
Vayy, çok iyi yapmışsın.
Whoa, you did pretty well.
İyi yapmışsın.
You did good.
Örneğin, benim hakkımda yazdığın makalede atıfta bulunmak için sana özel olarak söylediklerimden alıntı yapmışsın.
In the article you wrote about me, for example, you included things that I had said to you privately as though they were quotes for attribution.
Harika bir kuş evi yapmışsın oğlum.
You built a great birdhouse, son.
Numara yapmışsın, orospu!
- You faked it, you bitch!
Güzel görünüyorlar. - Hatta az bile yapmışsın.
Yeah, he does, but, uh, gettin'that would involve seeing him, which is probably not the best idea.
Dava dosyanı okudum, bir anlaşma yapmışsın.
I read your case file, and you could've made a deal.
Her şeyi yapmışsın zaten.
You've already tried everything.
Her şeyi harika yapmışsın Bart.
You did everything great, Bart.
- Mekanla müthiş bir iş yapmışsın.
You did a bang-up job with the place.
Bu denli büyük yenileme için daha çok adam gerekir sanmıştım ama sen yapmışsın.
I thought we were gonna have to bring in some hired guns for a major replant, but you nailed it.
Benim de yapacak daha iyi işlerim vardı,... ama görünüşe göre sen benden farklı olarak, bunları yapmışsın da.
I've got better things to do, but obviously you did, too.
Baksana, Skeleton King bile yapmışsın.
Look, you even made a skeleton king.
Kullandığın dille ilgili şikayetler geldi ayrıca iş saatinde özel görüşmeler de yapmışsın.
So I've had some complaints about your language, A few personal calls on company time- -
Saha ödevini iyi yapmışsın.
Your field assessment was correct.
Hasar kontrolü yapmışsın.
You're doing damage control.
Belli ki onu korumak için her şeyi yapmışsınız.
Obviously you did everything you could to protect it.
- Anlaşılan bundna fazlasını yapmışsın.
It looks like you did a lot more than that.
Tamam, iyi yapmışsın o zaman.
Well, there are you, then.
Araştırmanı yapmışsın. "Aferin!" dememi mi bekliyorsun?
You've done your research. What you want, a gold star?
Polisle işbirliği yapmışsın.
You make a great sidekick
İyi yapmışsın.
- Sensible.
Geçmişte bir çok şey yapmışsın.
There are a bunch of things from your past.
Kendine yeni görünüş yapmışsın?
Got yourself a new look, huh?
- Bir detektifi yardımcın yapmışsın. - Morse efendim.
I understand you've a detective constable acting as bagman?
Neden hepimizin isimlerini bir liste yapmışsın?
But why do you have all of our names down on a list?
Vay be Carter. Sağlam polisçilik yapmışsın.
Wow, Carter, that's real police work.
Karının erkek arkadaşının evde kalmasına izin vererek büyüklük yapmışsın.
It's awfully nice of you to let her new boyfriend stay in your house.
Organizasyonu amma da çabuk yapmışsınız.
You guys put it together fast, didn't you?
Yani, geleneksel bir reklam planı yapmışsınız Rayna gibi birinde işe yarardı ama biz aynı nesilden değiliz.
Basically, you're planning a traditional roll-out, which works for somebody like Rayna, but we're not exactly of the same generation.
Çıkış yapmışsın.
You took a hit.
İyi yapmışsın.
Well, good for you.
Elinden geleni yapmışsın.
You did everything you could do.
Kendine küçük konforlu bir yer yapmışsın Megatron.
Cozy little place you built for yourself, Megatron.
Gördüğüm kadarıyla mastırını çocuk gelişiminde yapmışsın. - Tanrım!
Well, I see you got your... master's in child development.
Hepiniz bir şey yapmışsınız!
Oh, like one thing each!
Sana gelince bu otele Randall Breen adı altında giriş yapmışsın.
As for you, you're registered in this hotel under the name Randall Breen.
İyi yapmışsın.
Good move.
Merhaba. Bugün, düğünü için arkadaşıma dövme yapmışsınız.
Hi, you-you tattooed my friend this morning for her wedding.
- Hayır, kovalamaktan fazlasını yapmışsın.
No, you did more than chase him.