English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yavrum

Yavrum translate English

4,115 parallel translation
Seni biraz sarsacağım yavrum.
I'm gonna rock you a little bit, baby.
Hadi, yavrum.
Come on, baby.
Yavrum, hemen olmak zorunda değil ki.
Girl, it ain't gonna happen right away.
Minik yavrum benim.
My little one.
Melanin, yavrum.
Melanin, baby.
Her şey rakamlardan ibaret yavrum. Ve rakamlara göre ben olayı bitirmişim.
It's all about numbers, baby, and the numbers say I'm kicking 1,000.
Hadi yavrum, vur şuna!
Right, come on, baby, big kick!
Söyle yavrum!
Sing, baby!
Yavrum, gördüğüne inanıyorum.
Oh, child, I believe that you saw it.
* Kiki verelim * * Yavrum *
♪ Let's have a kiki ♪ Mother
Dj deli gibi çalıyor, arka tarafta Tardis fotoğraf kulübesi var ve hey yavrum, yemeklere gel.
Look at what I pulled off here. The deejay's on fire, there's a Tardis photo booth in the back room, and, oh, my God, the food!
Bakacağım, yavrum. Ona da bakacağım.
We'll see about that, child.
Bayan Buckminster, beni sarıp "geçti yavrum" deyin!
Mrs. Buckminster, hold me and make everything okay!
- Evet, pilleri de içinde yavrum.
Yes, the batteries are included, dear.
Oğuz, yavrum.
Oğuz, my son.
Sen çok üzülmüştün yavrum. Büyüyünce pişmanlık hissedip o çocuğu hep koruyup kollamıştın, hatırladın mı?
You felt such remorse that you kept an eye on him when you grew up, remember?
Yavrum.
My boy.
Ama, babanı da düğüne çağırmayı unutma oldu mu yavrum?
But, don't forget to invite your father to your wedding.
Umutsuzluğa kapılma hiç yavrum, ne olursa olsun.
Don't despair, no matter what.
Hey yavrum, yıllardır buraya inmemiştim.
Boy, I haven't been down here in years.
- Aklını başından aldım, yavrum.
I broke your brain, girl.
Yavrum Sandy B. bile bir filmi kurtaramıyorsa, o film kötüdür yani.
I mean, you know a movie's bad when my homegirl Sandy B. can't save it.
Bana bir iyilik yapsana, yavrum.
Why don't you do me a favor, homeboy?
İşte bu yavrum!
That's it, baby!
Hadi yavrum yapalım şu işi.
Come on, baby, let's do this.
Evet. Hadi, yavrum.
Yes, come on, baby.
Hadi, yavrum, bin artık.
Come on, baby, get in.
Pekala, yavrum, gidiyoruz.
All right, baby, here we go.
Pardon, yavrum.
Hyah! I'm sorry, baby.
Yavrum, bu mahsüle bakmak bana seni düşündürüyor.
♪ Baby, staring at this corn makes me think of you ♪
Buradan çıkıyoruz, yavrum.
We're out of here, baby.
Yavrum kaç yaşındasın sen?
Little girl. How old are you?
Vay yavrum vay.
Boy, oh, boy.
Asla onu bırakma yavrum.
Don't ever let it go.
Tamam, geçti yavrum.
Baby, baby, baby.
En sevdiğim şeyler de elmas ve yüzlük banknottur yavrum.
You know there's two things daddy likes is diamonds and hundred dollar bills, baby.
Hoşça kal Walter, küçük yavrum.
Goodbye, Walter. My little man.
- Hadi bakalım yavrum.
- All right, baby.
Gel yavrum.
Come, my dear.
Donnie, dayan yavrum!
Donnie, hang in there, baby!
AYnen öyle yavrum!
That's right, baby!
Onlara göstereceğiz yavrum.
We're going to show'em, baby.
- Bana dokunmaz, yavrum.
- Gonna mess with me, kid.
Otur, yavrum.
Sit down, girlfriend.
Sakin ol, neyin var yavrum?
Calm down, what's wrong baby?
Hey yavrum hey.
Hallelujah. Oh!
Hayır yavrum.
No, baby.
- Senin ait olduğun yer burası yavrum.
See, this is where you belong, baby.
Yavrum dediğim için kusura bakma.
Sorry I called you homeboy.
Dinle yavrum.
Listen.
Yavrum, minik oğlum nerede?
Where's my little boy?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]