Yazacağım translate English
2,663 parallel translation
Doğum günü kartını arabalara mı yazacağım?
I'm writing birthday cards to cars?
Sana da bir tane getirecektim, ama arkasına ne yazacağımı bilemedim.
I was going to get you one but I didn't know what to put on the back.
Hiç tereddüt etmeden yazacağım normal meblağlı bir çek olsun o zaman.
It's a normal-size check for an amount that won't make me think twice.
Ama bir gün burayla ilgili bir kitap yazacağım.
But someday I'm gonna write a book about this place. Mm-hm.
Bir e-mail yazacağımı söyle.
Just tell them I'll write an email.
Gelecek yıl, kendi konuşmamı kendim yazacağım.
Next year, I'm writing my own material.
Kısa bir düzeltici not yazacağım.
I'll be writing a corrective memo.
- Pekala, Murray'e yazacağım.
- Well, I'm going to write to Murray.
Gözlerin için şiirler yazacağım. ~
The sparkle in your eyes are my poetry.
Düşük yapmanızı önlemek için size birkaç ilaç yazacağım.
I prescribe some medicine for you to prevent miscarriage
Yazacağım da bu olacak.
That's what I'm writing.
Okul için bir kompozisyon yazacağım.
I have to do a report for school where I interview my family.
Şimdi buraya bir rakam yazacağım.
I'm gonna write down a number.
İstediğiniz isimleri yazacağım.
You shall have all the names you need.
"Kâğıda bir şey yazacağım" demiş köylü.
He says, " I write something On a piece of paper,
Elvis'li hikâyeyi yazacağım.
I think I'm just gonna go with the Elvis stuff.
- Mutlu yıllar yazacağım.
- I'll put happy birthday.
Skee-Ball oynayarak nasıl şarkı yazacağımı anlamıyorum.
I don't see how playing Skee-Ball is gonna get this song written.
Sırf bu yüzden sıradaki kitabımı Esposito üzerine yazacağım.
Just for that I'll base my next book on Esposito.
Senmişim gibi yazacağım.
I'm gonna write back as you.
- Acayip ürkünç. -... ve yeni evliler için konuşmanı yaptıktan sonra ki ben yazacağım ama sen ana fikri önermekte serbestsin sen ve Carole, herkesin önünde çok hoş bir anne-oğul dansı yaparsınız.
Incredibly creepy. and give your speech to the newlyweds... which I will write, although you are free to suggest overall themes... you and Carole will have a lovely mother-and-son dance in front of everyone.
Bunu yazacağım.
I'm gonna write that down.
Sana yazacağım.
I'll write you.
Ayrıca size o birim numarasını da yazacağım.
And I will text you that unit number.
Düşük dozda ativan yazacağım size.
I'm going to prescribe you a low dose of ativan.
Ama sanırım senin hesabına yazacağım.
Guess I'll just put it on your tab.
Yazacağım.
I'll write.
Hafifçe kurşun kalemle yazacağım.
I'm gonna lightly pencil it in.
Şimdi yüzüne adımı yazacağım bir köpek boku dolusu pislik ile.
Now I'll step on your face. With a shoe full of dog shit.
Ben ona bir çek yazacağım, sen de borcunu ödemek için Sean'ın annesinin yanında çalışacaksın.
So I'll write a check, And you will work off the cost of repairs In Sean's mother's office.
- Destan yazacağım.
- It's gonna be epic.
Ian'a söyle burası dönmek için güvenli olduğunda mesaj yazacağım.
Tell Ian I'll text when it's safe to come back.
- Ne yazacağım?
Write what?
Bu sabah kalktığımda tarih yazacağımı sanmıştım.
When I woke up this morning, I thought I was gonna be making history.
Ama onları nasıl yazacağımı bilmiyorum.
but I don't know how to write them down.
Benim yazacağım tek not aşk notları.
The only notes I write are love notes.
O zaman ben yazacağım, sen sadece açıkla.
I'll write, so can you explain to me?
Aklıma geldikçe yazıyorum. Yazacağım.
I'm writing it down as I remember.
İstek olduğunda, o odaları temizlemen için listeye senin adını yazacağım.
Hash. When I get a request, I put you on the housekeeping schedule for those rooms.
Pekala, aşılarını tamamlayacağız,... ve reçeteye yüksek kalorili bir mama yazacağım.
Well, we're gonna catch him up on his vaccines, and I'm gonna prescribe a high-caloric formula.
Patronuma mail atıp iyi hissetmediğimi ve bugün gelemeyeceğimi yazacağım.
I'm going to e-mail my boss, I'm going to explain to him that I'm not feeling well and that I can't come in today.
Seninle ya da sensiz bu hikayeyi yazacağım.
I'm gonna do this story with or without your input.
Ben, Inouye'yi yazacağım.
I will write Inouye's name.
Bu yazıyı yazacağım Nancy, seninle ya da sensiz. Ya boşlukları sen doldurursun, ya da ben kendim doldururum.
I'm writing this article with or without you, Nancy, so fill in the blanks or I'm gonna do it myself.
Ne yazacağım?
Quick. How do I write her back?
Buraya ufak bir rakam yazacağım böylece bu oyunları oynamamamıza gerek kalmaz.
I'm gonna write down a little number, and we'll stop playing these games.
Pekala ağrıların için ilaç yazacağım.
I'll write a prescription for the pain.
Yazmayı bilseydim tuvaletin duvarına yazacagım bu şiiri.
Ifl could write, I'd jot It down and pass It around.
Bununla ilgili bir kitap yazacağım.
I'm gonna write a book about it.
Tamam sanırım önce "Anne" yazacağız.
Okay, I guess I'll type in "mom"?
Gece çalıştığım için iki katı ücret yazacağım.
I charge double for night work.