Yazın translate English
24,039 parallel translation
Uçak tutup gökyüzüne yazın.
Rent a plane, write it in the sky.
Şimdi söyleyeceklerimi bir köşeye yazın.
Okay, note down the following sections.
İnanç ve cesaretin en büyük talihsizlikleri yenebileceğini yazın.
Write how faith and courage can overcome the worst misfortunes.
Hesabıma yazın, lütfen.
Put it on my account, please.
nasiluyanikkkalinir.net'teki ilk yazının da şu olmasına şaşmamalı :
We needed help. And no surprise, first entry on howtostayawake.net...
Burada, Lobos Jimenez'i ele vermeyi kabul ettikten sonra D.C.'den resmi isteği senin yaptığın yazıyor.
It says here that after Lobos agreed to flip on the Jimenez, you got the official request from DC?
İnsan düşünceleri alfabesinin evrenselliği vardır ve Jack Gallant ve meslektaşlarının bulduğu videolar için de geçerlidir aynı zamanda sözlü ve yazılı demeçler için de geçerlidir ve dilleri kesiştirir.
There's a universality of the alphabet of human thoughts and it applies to the videos that Jack Gallant and his colleagues have found but also applies to spoken and written speech and it crosses languages.
- Rowby'nin ilk yaptığı albümün kalitesinde ve o tarz bir albüm yapmasının gerekli olduğu yazıyor.
- He was obligated to deliver an album that was "substantially similar in quality and genre to artist's initial album."
Sayın yargıç, şarkının sözleşme geçerliyken yazılıp yazılmadığını tartışıyorduk. - Ne?
Your Honor, uh, we seek lead to argue that the song was written during the term of his contract.
Evet, şarkılarımın hepsini böyle yazıyorum.
Yes, that's how all of my songs come.
Ne yazık ki yazılıdan çaktın.
Regrettably, you failed the written exam.
90'ların ortalarında internette Terri'nin gıdıklama videosu istediği yazıları fark etmiş.
During the mid -'90s, he noticed Terri's online posts wanting tickling videos...
Bazıları da hayatını kaybeden kardeşin hakkında ve bu şeyleri annene yazıyor.
- has passed away and... - Uh-huh. Writing this stuff to your mother,
"Şirket Avukatının Ofisi ve New York Genel Merkezi" yazıyor.
It says "office of corporate counsel and New York headquarters." Romeo :
- Kumaşın üzerinde bir yazı var.
There's some writing on this cloth.
Eğer bu bir yazı ise, belki bize bunun ne işe yaradığını söyleyebilir.
If there is writing, maybe it tells us what that thing is.
Polis için iletişim detaylarını yaz.
Wrote down his contact details for the police.
İş yazışmalarını gözden geçirmek bir fikir verecektir.
A review of her business correspondence should settle it.
Adının yazılı olduğu başka cesetler de bulacak mıyız?
We gonna find any more bodies with your name on'em?
- Değil, sorum şu evet ya da hayır deyin, az önce planları hakkında konuştuğunuz bombanın Borns Tech'e ait olduğuna dair üzerinde herhangi bir tanımlayıcı yazı ya da işaret var mı?
- No. Here's the question. Yes or no, the model on the blueprints that you were just talking about, did any of them have the Borns Tech name or any identifying markings on them?
- Şehirli, küçük burjuvalara özgü kitapta, eski yüzbaşı olarak yazılmışsınız.
In the urban residential book You are recorded as a captain in resignation.
- Yazılanlara göre hareket etmeye alışkınım.
I think he is accustomed to monitor, what is written.
Bir daha telefonuma izleme yazılımı koymadığın sürece.
Unless you put tracking software on my cell phone again.
- Nereden aldın? - Bu yaz, Doug'la seyahat ederken, küçücük tatlı bir dükkanda her şeyi kendisi yapan bir sanatçı vardı.
This summer when Doug and I were traveling in the tiniest, cutest little shop this artist makes everything by hand.
Adamın plakasında bile "Film Yapıyorum" yazıyor.
I mean, his license plate says, "Makin'Movies."
Hayatında durmadan hatalar yapmasaydın bu kitaptaki tavsiyelerin yazılması mümkün olmazdı.
Without your constant stumbles in life, the advice in this book would not have been possible. "
Yazılarınız görkemli.
Your writing is magnificent.
Bir süre yazı yazmanın beni kurtaracağını düşündüm, ama yazmak beni parçalara ayırdı.
For a while I thought writing would save me but writing took chunks out of me.
Ama bakın, Bay Trager ne olursa olsun size yardım etmemizi söyledi. Size, onun yazışma evraklarına randevu defterine ve bilgisayarına tam erişim izni vereceğiz.
But look, uh... you heard Mr. Trager tell us to help you in any way we can- - we'll give you full access to his secretarial staff, his date book, his computer.
Evet, takviminizde bu toplantının olacağı yazıyordu anlayışınıza sığınarak ben de kendi slayt şovumu hazırladım.
Yeah, um, your calendar mentioned this meeting, so I took the liberty of preparing my own slideshow.
Lafını açmışken, Senin kitabını yazıyor olman gerekmiyor muydu? Bir sonraki Nikki Heat kitabı?
Speaking of, aren't you supposed to be writing your next Nikki Heat book?
Annemin yazısını çözebileceğimden emin değilim.
I'm not sure I can decipher mum's writing.
Öylece bekleyecekler mi sanıyorsun? Kubbedeki işcilerin parasını yazı tura atar gibi veriyorsun. Borçlardan verdiğini duyacaklar.
Did you just expect them to wait while you toss more money into loans eh, artists, into the duomo.
Hayır, Floransa'nın yazışmasına cevap vermeliyim.
No, I have correspondence from Florence to answer.
Öyleydi, fakat Juanita'nın down sendromlu çocuğunun yaz kampı için fazla mesaiye ihtiyacı var.
I was supposed to, but Juanita needs the overtime for her Down kid's summer camp.
Olur tabii ama çıktı alamazsın çünkü yazıcımız yok.
Yeah, sure. You can't print it'cause we don't have a printer.
Sen benim alın yazımsın!
Our love was meant to be!
'Dünyanın sonu partisi'yazıyor burada.
It does say, "End of the world party."
Herkesin kendi "ya öyleyse" koşullu programlaması vardır. Belli koşulların bir araya gelmesiyle yazılım bombasının patladığı bir durum.
Everyone has their own if / then conditional programming, a situation where if certain conditions are met, then a logic bomb detonates.
En büyükleri Willa, sonraki Earp varisine Wyatt'ın yeteneklerinin miras kalması kaderinde yazılı.
Willa is the eldest, the next Earp heir destined to inherit Wyatt's abilities.
Evet, yazılı olmayan bir kurala göre şu an bakir bir köy kızını hamile bırakmak gibi bir görevim var.
Yeah, according to the fine print not actually written down, I have a virgin farm girl to impregnate.
Burası Plover'ın yazı odası.
It's Plover's writing room.
Adını şu arkadaki panoya yaz.
Put your name on the clipboard back there.
Onlarca karabalina geçtiğimiz hafta sonu South Bay'de karaya vurduktan sonra sadece birkaçını kurtarabilen gönüllüler için ne yazık ki durumlar iç açığı değil.
Unfortunately, it's been no party for rescuers who have saved a pod of over a dozen pilot whales after they were beached here in the South Bay this past weekend.
Onlarla IRC yazışmalarının ekran görüntülerinin olduğu bir klasör buldum.
Found an archive with screenshots of his IRC chats with them.
Saçlarını ilk seferkinden daha da kısa kestirdiğini yazıyorum.
- I'm torturing mom by texting her and telling her that you have an even shorter haircut than you got the first time...
Bunun üstüne "Güneş de Doğar" romanını yazıyor.
Then he wrote The Sun Also Rises.
O güdük parmaklarınla yaptığın yazım hatalarından senin yaptığını anlamalıydım.
I should have known it was you... all those typos from your stubby fingers.
Arayanın "Ira Burnbaum" olduğu yazıyordu.
Hi. The readout said "Ira Burnbaum."
Bilgisayarına yapıştırdığın, üzerinde şifren yazılı notu atmakla başla.
Get rid of the Post-it note on your laptop with your password on it.
Keşke yazım hatalarını yuvarlak içine almasaydım.
Now I wish I hadn't circled the typos.