Yea translate English
2,109 parallel translation
Evet, evet. Onun adı da Andy.
Yea, yeah, it's name Andy too.
İkimiz de Andy'iz.
Yea, we're both, we're both Andy.
Evet, kasetim hâlâ onda. Fakat bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
Yea, he still has the demo tape but there's really nothing I can do about that...
Evet, bu kişi onurlu ve saygılı biriyle tanışmaya ne kadar hazır olduğumu gösterdi.
Yea, this person... Has made me realize how ready I am to meet a decent, honorable guy.
Evet, tamam. Anlaşıldı.
Yea, right, okay, it's clear as it got.
Ne?
Yea..
- Sorun nedir?
- Yea, what's the problem?
- Evet, öyle oldu.
- Yea, he did.
Evet, tatlım.
It's just this little girl right here... who has a hard time. Most of'em are sleeping. Yea, baby.
Tabii, görünüşe göre bizimle önemli bir şey konuşacaktı. Geleceğimizle alakalı.
Yea, apparently he was going to talk with us about something important, something about our future..
- Evet, biliyorum.
- Yea, I know.
Tabii. Bu hiç gerekli değil adamım.
Yea, that's not necessary, man.
Evet, düello.
Yea, duel him.
Evet, duydum seni.
Yea, I heard you.
Tabii.
Yea..
- İyiyim.
- Yea, good.
Evet!
Yea!
- Öyle mi?
- Yea?
- Öyle.
- Yea.
Tabii. Bu bir hastalık, Vanessa.
Yea, it's a disease, Vanessa.
Evet.
Yea.
Tabii, tabii. Fakat umarım daha da dibe batmaz.
Yea, yeah, but hopefully this is rock bottom.
- Evet?
- Yea..
Evet, bu mantarlar bir harika.
Yea, those truffles are incredible.
Evet, evet.
Yea, yeah.
Gel de otur.
- Yea, yea. - Come on and sit down.
- Evet.
- Yea.
- Evet, bayağı iyi.
- Yea, very good.
- Evet, yarın görüşürüz.
- Yea, see you tomorrow.
Evet, Bay Park?
Yea, Mr. Park?
Alo, Bay Choi?
Yea, Mr. Choi?
Evet, ama bu yaz karar verdim.
Yea, but this summer I decided...
Saçlarım gerçekten de felaket değil mi?
My hair is really horrible now, yea?
Öyle...
Yea..
Evet, konuş onunla. Bir kez, çok zor olmaz.
Yea, just talk to her once, can't be too hard.
Evet...
Yea...
Ateş saldım her yana, bazen parçalara bölünüp her köşede ayrı yandım. Alevler, kükürtlü gümbürtü ve çatırtılar, ulu Neptün'ü kuşatmıştı. Küstah dalgaları titreşiyor onun üçlü zıpkını sarsılıyordu.
I flamed amazement ; sometime I'd divide and burn in many places the fire and cracks of sulphurous roaring the most mighty Neptune seem to besiege and make his bold waves tremble yea, his dread trident shake
Tabii, tabii efendim!
Yea, yea, my lord!
Ancak unutmayın ki unutturmamak benim işimdir değerli Prospero'yu Milano'dan sürdüğünüzü ona ve günahsız kızına yaptıklarınızı yukardaki güçler unutmadı, sadece cezanızı ertelediler. Sonunda size karşı, denizleri, sahilleri evet, tüm varlıkları size karşı ayaklandırdılar.
But remember for that's my business to you that you three from Milan did supplant good Prospera her and her innocent child for which foul deed the powers, delaying, not forgetting have incensed the seas and shores yea, all the creatures, against your peace
İşte tıpkı bu hayallerin elle tutulmaz dokusu gibi tepesi bulut kaplı burçlar, görkemli saraylar, ulu mabetler hatta şu yüce yerküre ve üstünde var olan ne varsa, bir gün eriyecek.
and, like the baseless fabric of this vision the cloud-capp'd towers, the gorgeous palaces, the solemn temples the great globe itself, yea, all which it inherit shall dissolve
Tamam, tamam.
Yea, yea, yea.
Evet, zevkim asla senin tüzüklerinde olmayacak,.. ... çünkü onlar hayal kurar ve aldatmacadır.
Yea, my delight shall be ever in thy statutes, for they imagine but deceit.
Evet.
Yea...
- Evet, bir kez.
- Yea. One time.
Evet, biraz daha iyi.
Yea, it's a little better.
Evet, ormanda çalışmanın senin için daha uygun olacağını düşünüyorum.
Yea, I believe that the forest will better suit you.
Evet, çok trajik.
Yea, it is tragic.
- Benim de.
- Yea, I need to talk to you too, Donny.
Tamam mı?
Yea?
- Beş yıldır.
- Five yea rs.
Tamam, şimdi oldu!
Oh yea!