English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yelkenli

Yelkenli translate English

435 parallel translation
Yelkenli onları bulduğunda, sadece içlerinden biri hayattaymış.
When the bark picked them, there was one alive.
Çok yakında gelecek olan bir yelkenli var.
There'll be a schooner or something along pretty soon.
Evet, sanırım bir yelkenli gemi daha yararlı olurdu.
Yeah, I guess maybe a sailboat would be more useful.
- Pruva, görünürde yelkenli var mı?
- Foretop, any sail in sight? - No sail, sir.
- Yelkenli yok, efendim.
- No sail, sir.
Yelkenli gemi tasarımı yapar.
He designs sailboats.
Şey, geminin dibini incelemek için dalan dalgıç başka bir teknenin gövdesine rastlamış küçük bir yelkenli.
Well, the diver who went down to inspect the bottom of the ship... came across the hull of another boat- - a little sailboat.
Biiyorsundur, bu üçgen yelkenli son savaş gemisi.
You know, that's the last man-of-war with a lateen sail aft.
1807 yılı... Kraliyet donanmasına ait küçük bir yelkenli gizli bir hedef için İngiltere'den ayrıldı.
In the year 1807 a small ship of the Royal Navy set sail from England for a secret destination.
- yukarı yelkenli.
- Up the shrouds.
sol tarafta küçük bir yelkenli!
Sail off the larboard bow!
iskele tarafında yelkenli!
Sail off the larboard bow!
İki limuzin. 50 bin değerinde bir yelkenli.
Two limousines. A sailboat worth 50,000.
Acaba oraya açılmak için yelkenli bir sal yapamazmıydım?
Could I not hack out a canoe to sail to it?
Yaptığım küçük yelkenli salı, akıntı denize doğru sürükledi.
I hewed out a tiny sailing canoe, and was swept out to sea by some great current.
Buradan hiç yelkenli geçmedi.
No sailboats have come by.
İki kişinin olduğu yelkenli mi?
A sailboat with two people?
Lucia adında krem rengi bir yelkenli gördünüz mü?
Did you see a cream-colored sailboat called Lucia?
Açıkta Ito'ya yönelmiş bir yelkenli görmüştük.
We saw one pretty far out headed toward lto.
Sonuçta bir yelkenli, rüzgar da yok.
It's a sailboat, and there's no wind.
Öyle ki, dünyanın diğer yerlerindeki insanların nasıl yaşadıklarını öğrenmek için yelkenli bir gemiyle uzun bir yolculuğa çıkmaya karar vermiş.
So he decided to see how people live in other parts of the world and set out for a long journey on a tall sailing ship
Bir yelkenli!
A sail!
Bu yelkenli oldukça tuhaf...
That sail is very strange...
Bizim için gelmek de geminin emirlerine aykırıydı. Peder Phillips de bazı yerliler üstünde baskı kurarak.. .. bize bir yelkenli getirmelerini sağladı.
It was against the ship's orders to come for us... so Father Phillips prevailed upon some natives... to bring us in a sailing craft.
Sekizinci doğum günümde babam bana ilk yelkenli teknemi verdi, ve o tekne hala bende.
On my eighth birthday my father gave me my first sailing boat, and I've still got it.
Arnold bir liseli çocuktan küçük bir yelkenli tekne kiraladı.
Arnold rented a little sailing boat from a high school boy.
Yelkenli kullanmaktan hoşlanır, kendi evi var, dokuz yıllık tutu ödemesi bulunuyor.
Likes sailing, owns own home, nine years of mortgage payments due.
Biz olmadan Birleşik Devletler için yelkenli taklidi yap.
Do an imitation of the boat sailing for the States without us.
- Yelkenli, balıkçıyı mı geçiyor?
- A sailboat take a fisher?
Yelkenli!
Schooner!
Yelkenli tekne!
Sailboat!
Portakal taşıyan şu yelkenli gemilerden biriyle.
On one of those saiΙing ships that transports oranges.
Yazları Main eyaletinde yelkenli kullanırmış.
Used to spend his summers sailing in Maine.
Biz yelkenli tekne satıyoruz.
Place like ours, we only sell sails with boats.
Siyah bir yelkenli!
A black sail!
Bir yelkenli.
A sail boat.
Kızkardeşim Hilde ile oraya yelkenli gezisine giderdik.
My sister Hilde and I used to go sailing there.
Yelkenli mi?
Sail boat?
- İyi bir yelkenli ayarlayabiliriz.
We can set sail on a fine ship.
Bir zamanlar yelkenli gemilere sadakat vardı ama gemiler buhara geçince, belki adamlar da değişmiştir.
Once, there was loyalty to ships under sail but when ships changed to steam, perhaps men changed too.
- İstediğini seç sampan, yelkenli, barg.
- Take your pick sampan, sailboat, barge.
Robert Louis Stevenson eserlerindeki gibi bir yelkenli.
A sailboat, like in Robert Louis Stevenson.
Yelkenli gemilere bayılırım!
I... I love sailing ships!
Hey, buraya, yelkenli!
Hey, over here, sailboat!
Sen bir yelkenli değilsin!
You're not a sailboat!
Bir yelkenli gemiydi.
- It's got sails. - Which color?
İçinde gençler olan siyah kırmızı yelkenli bir tekne gördünüz mü?
Did you see a boat with red and black sails, with young people on it?
Yelkenli gibi dolanırlar.
Was the prettiest ever cloud.
- Yelkenliyi getir! - Yelkenli!
- Serve the ferry!
- Bir yelkenli bekliyor olacak.
A skiff with a sail will be waiting.
yelkenli!
Sail!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]