Yell translate English
4,126 parallel translation
Ağzıma geleni sayacağım ona.
I'm totally going to yell at her.
Oregon'a gidip kendim almam gerekse bile.
If I have to drive to Oregon and pick it up myself. Maybe that's why I had to say things happen for a reason, so you'd yell at them. See?
Bana bağıramazsın!
You don't get to yell at me.
Şunu söylemek için aradım. Kırmızı giyince anan, Çok şişman oluyor aman. İnsanlar bağırıyor :
And I just called to say... your mama is so fat, when she wears red, people yell, "hey, kool-aid."
Bana bağırma.
Don't yell at me.
Bağırma bana, tamam mı?
Don't yell at me, okay?
O sırada bir polisin "eller yukarı" dediğini duyunca da ellerimi kaldırdım ve üstüne düştüm.
And then I heard a cop yell to put your hands up, so I did and I fell... onto him.
Minoanlar, mağaralardan medeniyete olan yolculuğun... dehşet verici olduğu temel gerçeğini hatırlatan... herdaim gizemli insanlar... olarak kalacaklar, doğaya karşı ya da insan doğasının... karanlığına karşı... kesinlikle nihayi zaferler kazanılamaz.
The Minoans will always be a mysterious people..... and yet they do remind us of a fundamental truth, which is that although the journey from caves to civilisation had been awesome, there would be no final victories - certainly not over nature, nor over the darker side of human nature. THEY YELL RHYTHMICALLY
Sadece "Başla" diye bağıracağım.
I'll just yell, "go!"
Sanırım bunu, birinin kafasına top atmadan önce söylemen gerekiyordu.
I think you're supposed to yell that before it hits somebody in the head!
Seni havuzun dibine batırıp "yüzsene aptal" demedim.
I didn't drop-kick you into the deep end of the pool... And yell, "Swim, idiot."
Bağırmak istiyorum.
I want to yell.
Şimdi sakın unutma, biz buraya Damon'la konuşmaya geldik, bağırmaya değil,... geçmişi deşmeye değil ve en önemlisi kavga çıkarmaya değil.
Now, just remember, we're here to talk to Damon, not to yell, not to dredge up the past, and most definitely not to pick a fight.
Bana bağırma, patron.
Don't yell at me, boss.
ön benim de.
Yell "shotgun" real loud.
ön benim de.
Yell "shotgun."
- Evet.
- and yell "surprise."
Çığlığını duydum.
I heard you yell.
Sonra bana seslenirdi...
And then he'd yell up the stairs,
İstediğiniz kadar bağırın!
Go ahead, yell all you want!
Brick'e bağıramazsın.
You don't yell at Brick.
- Bir daha bağırma dostum.
- Don't yell no more, man.
İsmini bağır.
Just yell his name.
Birden kafamı kaldırdım ve oradaydı, tam bağıracaktım ki... şortlu, Margaritaville tişörtlü, kısa ve kıllı bir adamın... elini tuttuğunu gördüm.
Then all of a sudden, I look up and there she is. I'm about to yell out. I see she's holding hands with some hairy guy in board shorts... and a Margaritaville shirt.
O kızın anasına bağırmam gerek sanki.
I feel like I have to yell at that girl's mother.
- Yani Randy bir ponpon falan mı?
- So Randy is a cheerleader? - Yell leader.
- Amigo. - Amigoymuş.
- Oh, yell leader.
Ne olduğunu söylemene bana bağırmana gerek yok.
You don't get to say what happens and you don't get to yell at me.
Çocuklar penceresinin önünde bekleşip şöyle bağırdılar :
Kids would stay outside his window at night and yell :
Sana söylediğimde, bağır.
When I tell you, you yell.
Evet, aynen öyle, bağır!
Yes, that's right, yell!
Bağırmana gerek yok.
You don't have to yell.
Bağırmasana bana.
Don't yell at me, all right?
Bağırmaz mı?
Wouldn't he yell?
Bir tür özel telefon bağrışmaları yapacağız onunla.
I'd kind of like to yell at him in private.
Ona bağırma.
Don't yell at her.
Bir şey olursa seslen.
Yell if anything happens.
Onu azdırmanın yolu "ucuzluk" diye bağırmaktır.
The way to get her off is to yell Sale.
Belki de Bay Yang'e bağırmalısın.
Maybe you should yell to Mr. Yang.
O herife, arkadaşımı kaçırdın dediğini duydum.
I heard you yell to that guy, "Did you take my friend?"
Ne be, bağırmakta ne var?
For christssake. You yell stuff, man.
Bağırmakta ne var?
You yell stuff, man. It's a show.
Bu marka size uyar mı?
Rebel Yell. Does that appeal to you?
Bağırma.
Don't yell at me.
- Bana bağırma.
- Do not yell at me.
Size yakın oluruz. Bir şeye ihtiyacınız olursa bağır.
We'll be right down the hallway, so if you need something, just yell, okay?
Tamam, bağırmaya gerek yok.
Whoa, we don't, we don't have to yell.
Bağırdığım için özür dilerim, dediğim gibi, kart çalışmadı.
I'm sorry to yell at you, but as I said, it was declined.
Yani bu adamlara canımın istediği gibi bağırabilir miyim? Hatta benim yapabileceğimden çok daha iyisini yapabilmelerine rağmen?
So i get to yell whatever i like at these people, even though they're doing way more than i ever could?
Bağırıp çağırmamı mı?
Scream and yell?
Asla kalabalık bir ortamda yangın var diye bağırmayın.
Fire, fire! Never yell "fire" in a crowded place.