Yeo translate English
460 parallel translation
Sizce... O beni sevebilir.
Yeo...
Pu-yeo ve Gong-ju.
To Pu-yeo and to Gong-ju.
Kim Yeo-Jin.
Kim Yeo-Jin
Yeo Kun-Bu ve onun fındıkkıran hareketi, Kim Il ve kafa uçurması..... Chun Kyu-Duk ve Tangsoo-chop'u, Chang Young-Chul ve su damlası vurşu!
Yeo Kun-Bu and his nutcrackers, Kim II and the nuclear head butt.. .. Chun Kyu-Duk and the Tangsoo-chop, Chang Young-Chul and the drop kick!
Original Story by YEO Gyun-Dong
Original Story by YEO Gyun-Dong
Screen Adaptation by YI Sang-Woo YEO Gyun-Dong
Screen Adaptation by YI Sang-Woo YEO Gyun-Dong
Director YEO Gyun-Dong
Director YEO Gyun-Dong
Yeo Jin'i çağırın.
Call in Yeo Jin.
Yeo Hye-su'yu tanıyorsunuz, değil mi?
You know UH Hae-Joo, right?
Ya Yeo Gun-bu'yu?
How about Yeo Gun-bu?
Efsanevi Yeo!
The legendary Yeo!
Yeo-soo'ya gelirsen eğer...
So if you'll come down to Yeo-soo...
Neden Yeo-soo ya gelmiyorsun?
So why don't you come down to Yeo-soo?
"YEO-SOO'YA HOŞGELDİNİZ."
"WALCOME TO YEO-SOO."
Bu olaydan sonra Dolsan ailesinin patronu Yeo-soo'yu terk etti.
The Dolsan family's boss left Yeo-soo ever since.
Ben YEO Min-seok.
YEO Min-seok here.
Sen çaylak model, YEO Min-seok'sun, değil mi?
So you're the rookie model, YEO Min-seok, right?
Yoo-jin, YEO Min-seok.
Yoo-jin, YEO Min-seok.
- Bakan Jung Yeo-kyoon öldü.
Minister Jung Yeo-kyoon has died.
Yeo-jin, bundan böyle bana Vasumitra de.
Yeo-jin, call me Vasumitra from now on.
- Yeo-jin!
- Yeo-jin!
Yeo-jin, okula gitmeden birşeyler atıştır.
Yeo-jin, eat before you go to school.
Yeo-jin, içeri gir.
Yeo-jin, get in.
Sorun ne, Yeo-jin?
What's wrong, Yeo-jin?
Yeo-jin, neyin var senin?
Yeo-jin, what's with you?
Yeo-min, baban gidiyor.
Yeo-min, your father's leaving.
- Yeo-min geldi.
- Here comes Yeo-min.
- Hey, Yeo-min!
- Hey, Yeo-min!
Biz de bu yüzden Yeo-min'in reis olmasını istiyoruz.
And that's why we want Yeo-min to be the Captain.
Baek Yeo-min, Oh Keum-bok, Shin Ki-jong!
BAEK Yeo-min, OH Keum-bok, SHIN Ki-jong!
Woo-rim, Yeo-min'in sandalyesini tut.
Woo-rim, hold the chair for Yeo-min.
Yeo-min, bundan sonra perdelerden sen sorumlusun.
Yeo-min, you take care of curtains.
Yeo-min de aynı şekilde.
Yeo-min too.
Yeo-min, adımına dikkat et!
Yeo-min, watch your steps!
Yeo-min, oksijenli su ve pamuk getir.
Yeo-min, bring some cotton and antiseptic.
- Yeo-min için de ver.
- Give me Yeo-min's, too.
Yeo-min!
Yeo-min!
Yeo-min, bu kafesin anahtarı hep sende mi?
Yeo-min, do you always have the key to the cage?
Yeo-min...
Yeo-min...
Yeo-min, keşke benim annem de hayatta olsaydı.
Yeo-min, I wish my mom was with me, too.
Yeo-min, nereye gidiyorsun?
Yeo-min, where are you going?
Yeo-min, yanıma gel.
Yeo-min, come up front.
Baek Yeo-min, buraya gel.
BAEK Yeo-min, come up front.
Yeo-min, benim önümde de eğilmeyecek misin?
Yeo-min, aren't you gonna bow to me?
Yeo-min, hala ona mı bakıyorsun?
Yeo-min, were you looking at her again?
Keum-bok, Yeo-min ile burada buluşacağımızdan emin misin?
Keum-bok, are you sure we're supposed to meet Yeo-min here?
Hey, Yeo-min!
Hey, Yeo-min!
Yeo-min, benimkini de al.
Yeo-min, take mine too.
Yeo-min, gidelim.
Yeo-min, let's go.
Yeo-min, hadi.
Yeo-min, come on.
- Yeo-min!
- Yeo-min!