Yetenekli translate English
6,551 parallel translation
İki yetenekli erkeğim de buradaymış!
There are my two talented guys!
Ligdeki her takımın seve seve kabul edeceği yetenekli bir oyuncu o.
He is a talented player that any team in the league would be happy to have.
Çocukken ben de sokak hokeyi oynardım ama bunlar gibi yetenekli değildim.
I used to, when I was a kid, play street hockey, but I was not... I used to play... I was not skilled like these people.
Hatta yerleri silen bir aşçının ya da yetenekli bir uşağın bile Kung fu yapması mümkündür.
Even the cook, the one who sweeps steps... or a masterful servant... can have kung fu.
Süründe kaç atın olduğunu ve savaşçılarının ne kadar yetenekli olduklarını sordu.
How many horses in your herd, how able a warrior.
" Savaşta yetenekli olanlar, düşmana karşı hareket ederler, düşman tarafından değil.
" Those skilled in warfare move the enemy, and are not moved by the enemy.
Muhtemelen yetenekli.
Possibly gifted.
Bazen yetenekli saldırgan bireylerin icabına bakılır.
Sometimes hostile gifted individuals are put down.
Ve tabii ki en kıymetli kaynağımız, bu yetenekli genç bayanlar.
And, of course, our most precious resource, these talented young ladies.
- Dışarıdan seksi, atletik, yetenekli, - politikal ikon bile olsa sonuçta erkek.
It turns out even sexy, athletic, talented, political icons are still just men.
Yetenekli olduğunu kanıtladın.
- You have proven yourself capable.
Birçok yetenekli elemanınızın olduğuna eminim.
I'm sure you've got plenty of capable operatives.
Yetenekli bir genç bayan.
Talented young lady.
- Yetenekli olduğunu söylemiyorum.
I-I'm not saying he's not capable.
Oğlun bir Piyade Keskin Nişancısı. Arazide iz sürmede ve nişancılıkta oldukça yetenekli.
Your son is a force recon Marine Scout Sniper highly skilled in field craft and marksmanship.
Auggie, bu adam yetenekli.
Auggie, this guy is skilled.
Oldukça yetenekli birisidir.
He's extremely capable.
Amaç basitti. Arazideki en güçlü ve en yetenekli kamyoneti bulmak.
The goal was simple... to find the strongest, most capable truck in the land.
Gerçekten yetenekli bir adamsın.
You are a truly talented man.
Tüm o güçlü, yetenekli tırmanışçılar sağlıklı bir rekabet ortamı yaratmışlardı. Bu da bir sonraki seviyeye doğru itiyordu.
All these strong and talented climbers created a healthy competition that always kept you going to the next level
Ancak belki de, hiç bir Taşın Efendisi, Güney Kaliforniya'lı yetenekli John Bachar kadar parlamamıştır.
But perhaps no more than Stone Master brightness legend in Southern California, John Bachar
Bu işlerden anlayan yetenekli birini arıyorum.
I'm looking for a skilled gamesman.
Ridges'ın bu kadar yetenekli olduğunu düşünmüyor muydun?
You didn't think Ridges was capable of all this?
Ama topuklu ayakkabı giymekten biraz daha yetenekli olmalıyım.
- Nope. But I do need to be slightly more skilled than a high-heeled shoe.
"Sevimli ve yetenekli bir yüzücü."
"Cute and talented what a package."
Tan yetenekli biri ama ben değilim, bu yüzden çok çalışmam gerek.
Tan is gifted. I'm not so I need to train harder.
Çok yetenekli olduğunu duydum.
I hear you're very talented.
Oldukça yetenekli birisidir.
Dr. Mason. He's extremely capable.
Since you are in sales, insanları okumakta çok yetenekli olmalısın.
Since you are in sales, you must be very skilled at reading people.
- Yetenekli başka elemanların da var.
You've got other qualified candidates.
Sivil Haklar'a doğuştan yetenekli olamazsın.
You can't be naturally gifted at torts.
Çok yetenekli olduğunu söylemem gerek.
I must say, you're a real artist.
Carter böyle yetenekli bir kardeşi olduğu için çok şanslı.
Carter's lucky to have such a cool sister.
O elimizdeki en yetenekli gizli görev ajanı.
He's the most naturally gifted deep-cover operative that we've got.
Onların gerçekten yetenekli olmadığını biliyorsun, değil mi?
OK, you know they're not really gifted and talented, don't you?
Yetenekli çocuklar için bir uzay akademisine mi göndereceksin?
Find a space academy for the gifted and talented?
Gerçekten yetenekli olduğumu düşündüm, bu yüzden vazgeçemedim.
I really thought I had talent, I couldn't give that up...
Donna Victoria Paulsen daha önce hiç bu kadar güzel bu kadar yetenekli ve mükemmel olmamıştın.
Donna Victoria Paulsen, you have never been more beautiful and talented and perfect than you are at this very moment.
Bu çocuk yıllardır gördüğüm en yetenekli çocuk.
This kid's the best talent I've seen in years.
Olayın ardındaki sır perdesi henüz aralanmamışken bu iki yetenekli sanatçının aileleri ve arkadaşları da...
And while little is known about the night in question, the friends and family of these two talented artists have found refuge...
- Efendim, bu, ünlü Hollywood filmi'Yetenekli Bay Ripley'in taklidi.
Sir, this is the plot of the famous Hollywood film.. " Talented Mr. Ripley.
O çok şey görünüyor... yetenekli.
She seems very, uh... competent.
Bayan, Crandon duymuş olduğum en yetenekli karnından konuşan kişi.
Mrs. Crandon is the most gifted ventriloquist I have ever heard.
Bo, yetenekli birisi.
Bo... she has a gift.
Glen Babbit, size sevgili ve yetenekli bayan...
Glen babbit, may I introduce to you the lovely and talented... Glen :
Bayan Truman, yetenekli olduğunuz kesin ama işe birini alırken tek önemli olan bu değil.
Mrs. Truman, you clearly have talent, but that's not the only thing I consider when I look to bring someone onto the team.
Firmanın en yetenekli adamıdır.
He's... he's the most talented guy in the firm.
Ya siz Bayan Cochran, siz de müziğe yetenekli misiniz?
And you, Mrs. Cochran, are you musical?
Senin çok yetenekli bir kadın olduğunu duymuştum.
I'd heard you were a woman of many talents.
- O çok yetenekli bir kadın.
She's a very talented woman.
Evet ama oğlum sizin gibi özel yetenekli.
No. But my son is enabled, like you. Oh.