Yorum translate English
639,398 parallel translation
Asla sadece ikimiz olacağımızı sanmıyorum.
I don't think it's ever gonna just be the two of us.
Oraya bayılıyorum.
Oh, I do love that place.
Neden yaşlı gibi davranıyorum?
Why do I keep saying old-people things?
86 yaşındayım ve kendi hayatımın en güzel vakitlerini yaşıyorum.
I'm 86 years old, and I'm having the time of my life.
Bu rüyayı gördüğümü hatırlıyorum.
I remember this dream I had.
İçeri attığın bir adamla aynı hücreyi paylaşmak hiç aklına gelmezdi, bunu anlıyorum.
You never imagined sharing a cell with a guy you threw in, I get that.
Bir kelime bile anlamıyorum, pislik herif.
I don't understand a word, you asshole.
Ben çıkıyorum.
I'm taking off.
Anlıyorum.
I see.
- Anlıyorum.
- I see.
Mahkum numaranı bile hatırlıyorum.
I even remember your prisoner number.
Kaçıyorum!
I'm escaping!
Bunun arkasında kirli bir koku alıyorum.
I smell something dirty behind this.
Neden ben de yararlanmıyorum?
Why can't I get any benefit?
Sadece şaka yapıyorum.
Dr. Kim just kidding.
Sanırım sana çok sık ve çok fazla borçlanıyorum.
I owe you too much too often, I guess?
Neler hissettiğini anlıyorum.
I understand how you feel.
Ayrılıyorum!
I'm leaving!
Yeterince düzeldiğine inanıyorum..
You've been reformed enough, I believe.
Ne demek istediğini anlıyorum.
I get what you mean.
Şimdi hatırlıyorum.
Now I remember.
Pislik bir mahkuma iyi davranıyorum ve sen de bir bok mu olduğunu sanıyorsun?
I treat a scumbag convict well, and now you think you're something?
Tekrarlıyorum!
I repeat!
Soruşturmanın geri kalanını size bırakıyorum.
I leave the rest of the investigation to you.
Beni vuranı tanıyorum.
I know who shot me.
Hayır, hiç anlamıyorum.
Don't you understand? No.
Koyboyların işi bırakmasından sonra tamir işlerini kendim yapıyorum.
Since the vaqueros quit, I've been doing the repairs by myself.
Anlıyorum, bunca şeyden sonra Sally ile yaşadığınız yol ayrımı.
Mm, makes sense, you and Sally havin this rough patch, after all you been through.
Şu an bunu konuşabileceğimi sanmıyorum Finn.
I don't think we can talk about this, Finn.
Hayatta kalmaya çalışıyorum, diğerleri gibi.
I'm surviving, no different from anybody else.
Pedro Garcia'nın kapısına dayanmadan önce ne olup bittiğini anlamaya uğraşıyorum.
I'm just trying to get all the facts before I go banging on Pedro García's door in the middle of the night.
Baban seni buraya neden gönderdi onu anlamaya çalışıyorum.
I'm just trying to figure out why your father sent you to say this.
Döndüğüne inanamıyorum.
I can't believe you're back.
Anlamıyorum.
I don't understand.
Ve sen Eli. Hatamı şimdi anlıyorum.
And you, Eli, you, now I see my mistake.
Anlıyorum doğal olarak üzgünsün.
I know you're understandably upset.
Satışı $ 563.64'dan başlatıyorum.
I will begin the bidding at $ 563.64. Are there any bidders here?
Satıyorum.
Going twice. Sold to the McCulloughs.
Şu an mıntıkadayım... olayı anlamaya çalışıyorum.
I'm at the precinct now trying to sort it all out.
- Hayır, ve danışman olarak Mitch Morgan'ı atıyorum.
- No, and I'm appointing a co-counsel, Mitch Morgan.
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
I don't think that's a good idea.
Ve dürüst olmak gerekirse, anlıyorum.
And to be honest, I get it.
Neden yalan söyleyip gerçeği sakladığını anlıyorum.
I get why you lied and hid from the truth.
Ben Jamie'yi tanıyorum.
I know Jamie.
Buna inanamıyorum.
I can't believe it.
Sanmıyorum.
I don't think so.
Havalimanında sürekli sıkıntı yaşaıyorum çünkü.
I always have trouble at the airport.
Beni çalıyor, çalınıyorum.
He's stealing me! I'm being stolen!
Uyarılıyorum.
I'm being warned.
Satıyorum.
Going once.
Şey dostum, seni kıskanmıyorum.
Man, I don't envy you.