Youth translate English
4,980 parallel translation
Günde yedi yolculuğa çıkmayı başardığı söyleniyor.
It is believed that in his youth he managed to make up to seven trips per day :
Çünkü iki tane çok manyak çocuk yurdu buldum, birisi Miami'de.
Because I just found two kick-ass youth shelters - in Miami and- -
Evet, genç futbol takımımızın logosu.
Yes, that is our youth soccer team.
Gençler için gayet başarılı bir üründü.
It was quite successful in the youth market.
Ben de zamanında yenilikçi kararlar vermiştim.
In my youth I made some very avant-garde decisions.
Gençliğimi yeniden yaşıyorum.
I'm reliving my youth.
İçinizdeki onuru, değişimde kararlı olan yeni Mısır jenerasyonunun simgesi olarak görüyorum.
Egypt's youth in Tahrir Square. I speak to all of you from the heart,
MEYDAN çeviri :
And that the youth who are calling for change
yaşlıları ve gençleri kuçaklar.
"embracing old age and youth."
Ama benim gibiler için gençlik yılları o kadar eğlenceli değildir.
But for guys like me, this is not a fun youth.
Bana lazım olan damarlarımdan zindelik gençlik zerk edilmesi.
What I need is an infusion of vitality. Of youth.
Gençlik pınarımız bitti.
We're all out of fountain of youth.
Gençleri Batı ile savaşmaları için veya Cihadın ön saflarına katılmaları için özellikle çağırıyorum.
I specifically invite the youth to either fight in the West or join their brothers in the fronts of jihad.
♪ Youth will pass away ♪
♪ Youth will pass away ♪
Gençliğini göz önüne alarak bu yanlışını bağışlayabilirim.
A thing that could be forgiven in light of youth.
Bir zamanlar çocuk olarak bağrıma bastığım oğlan büyüyüp, gençliğin verdiği hassasiyetten uzak birine dönüştü.
The boy that I once held to breast as a child has now grown far removed from the tenderness of youth.
Onun gençliği, Pompey'in gardını düşürmesini sağlar. Ve pişman olur.
His youth will but cause Pompey to lower his guard, to deepest regret.
Sözde gençlik kültürleri ve şeytani müzikleri.
Their so called youth culture and Devil's music.
Çocukluğumda kilisede cemaat ayrıldıktan sonra özellikle gençlerle ilgilenen bir rahip vardı ama ben hariç...
There was a particularly youth-oriented priest in my childhood parish who went after everybody but me...
- Genç özel timi, sonsuza kadar.
- Youth task force forever.
Nellie gençlik özel timini kapatmak zorundasın.
Nellie, you have to shut down youth task force.
Ama gençlik özel timini yeniden oluşturmak zorundayım.
But I am going to have to reassemble the youth task force.
Gençlik çok arsız.
"Youth is so brazen."
Oturup kayıp gençliğin için ağlayacağız.
"Sit and mourn for your lost youth"
Çevrede yardıma muhtaç gençlere yardım etmek isteyen yardım derneği...
Okay, it's a charity that helps at-risk youth in the inner city...
Destek olduğumuz yardıma muhtaç gençlerden.
They're two of the at-risk youth that we're trying to help.
Şimdi de imkanları az olan gençlere satranç falan öğreteceğini söyle.
Now you gonna help the underprivileged youth learn to play chess or whatnot.
Gençlik grubu için geç kalacağım.
I'm gonna be late for youth group.
Ve her ikimiz de gençliklerini uygun olmayan erkeklerin peşinde tüketmemesi gereken çekici kadınlarız.
And because you and I are both attractive women who shouldn't be wasting our youth on available men.
Bir grup genç yolunuzu mu kesiyor?
A group of youth's gathering on your road.
Hâlâ elimizdeyken gençliğimizin tadını çıkaralım, olur mu?
Let's enjoy our youth while we have it, shall we?
"Ben de gençliğimin tadını siz umursamaz ergenler kadar çıkartıyorum" diyor?
"I'm enjoying my youth as much as you reckless teens"?
Sen de bu şehirde tanıştığım diğer acınası orta yaşlı adamlar gibi gençlik pınarının 20 yaşındaki kızlarda saklı olduğuna inanıyorsun.
You are like every other pathetic, middle-aged man I have met in this town who's convinced the fountain of youth is hidden in some 20-year-old's panties.
Peki ama sen sordun. City of Courage'ın yönetim kuruluna katılmanı istiyorum.
I would like you to join the City of Courage board of directors and the board for the Harlem Youth Outreach Program.
Genç kızlığıma geri döndüm sanki.
It took me back to my youth.
Gençliğin Eğitimi Girişimi?
The Youth Education Initiative?
Genç bir göçmen dün öldürüldü.
An young immigrant youth was killed yesterday.
O bir gençlik eylemcisiydi.
He's a youth activist.
"Dinamit" ; doğalı, insancılı, naifi adanmışı, mutluluğu, ihsaniyetliyi ve turist çekiciligini temsil ediyor.
"Dynamite" stands for daring, youth-friendly, natural, amazing, merry, inviting, tourist attraction-y, and eco-friendly.
Gençlik!
Youth! Pop!
Kalben ve zihnen bir savaş içerisindeyiz ve sense Amerikan gençliğini Pakistan'daki terör kamplarına postalıyorsun resmen.
We are in a war for hearts and minds you are shipping American youth to terror camps in Pakistan.
II söyledim benim seyyar gençlik hakkında hikayesi.
I-I've told you the story about my itinerant youth.
Ayrıca, bu gençlik yurtları güvenli mi zaten?
Besides, are youth hostels that safe anyway?
Bütün gençliğim o yolda geçmişti.
My entire youth was dedicated to it.
"... gençlik merkezine bütçemiz nasıl yetecek? "
"Well, in these economic times, how can we afford to build this youth center?"
Sen de biliyorsun, ben de bu gençliğin bir daha gelmeyeceğini.
yöu know it So do I... that yöuth never comes back again
Efendim, gençler için mesajınız nedir?
Sir, what's yöur message for the yöuth?
Gençler için mesaj mı istiyorsun?
Do yöu want a message for the yöuth?
Eğer Uttar Pradesh gençliği, Raja'nın ölümünü protesto ederse o zaman işin içine sen de girersin.
If the yöuth of Uttar Pradesh protest against Raja's death.. Then it will be yöur job to contain them.
Layığıyla döşe başka bir şey istemem.
What I mean is what I have is the youth my dad doesn't, and the enthusiasm agility, speed, can-do attitude and dynamism that youth brings. Just lay it down the best you can, that's all I ask.
Harlem Youth Outreach Programı yönetim kuruluna da. İhtiyacın olan derin cepler bende yok...
Sophia, y-you know I don't have anything like the deep pockets you need for...