Yılmaz translate English
1,116 parallel translation
Yılmaz bir kararlılıkta,... sahaya fırladım.
Oh, Steve, is the plus the positive or the negative? Oh, that's all right. We'll find out soon enough.
- Fena sayılmaz. 20 yıldan beri hiç günah çıkarmadım.
L haven't been to confession in over 20 years.
Parlak bir mücevhere benzer ; aydınlatır karanlığını gecenin Dünyaya fazla gelir bakmaya kıyılmaz güzelliği,
It seems she hangs against the cheek of night like a rich jewel in an Ethiope's ear.
Bunlar deniz kıyısına götürülecek şeyler sayılmaz.
Not exactly the kind of thing you take to the seashore.
Bunca yıllık hizmetinizden sonra... pek de fazla sayılmaz.
After all your years of service... it doesn't seem like a lot.
Onların hayaliydi... bir avuç yılmaz öncünün... hayaliydi... halk için halk tarafından oluşturulan... bu ülkenin namuslu insanları için oluşturulan... kanunlar onların hayaliydi.
The dreams... ... the dreams of a few struggling pilgrims who imagined a system of laws of the people, by the people and for all the decent people of this land! God bless you!
On gün önce şehire geldim bir sürü hayalle, bu dünyada kendi yönümü belirleme kaygısıyla belki biraz tecrübesizim, ama son derece kararlıyım tam bir çalışma ahlakı, ve geleceğe dair yılmaz bir inancım var...
I arrived in town not ten days ago full of dreams, anxious to make my way in the world a little naive perhaps, but armed with determination a solid work ethic, and an indomitable belief in the future...
Annesiyle evlendin bile sayılmaz. Hem bu beş yıl önceydi.
You were hardly even married to his mother and that was five years ago.
Gazeteci de sayılmaz mıyız?
We're not as good as reporters?
Babam Yılmaz Güney'e hayranmış.
My father adored Yilmaz Güney.
Babam Yılmaz Güney'i taklit ederdi hayatında.
In everyday life my father imitated Yilmaz Güney.
Ama biz kızlar zaten buna bayılmaz mıyız?
But, hey, don't us girls just love that?
Dedim ki : "Emily, yılın bu zamanlarında maytap patlatılmaz."
I said : "Em, there're no firecrackers this time of the year."
Umarım yıkılmaz daha yeni taşındık.
I hope not we've only just moved in
" Lincoln'da dolaşan bir genç var yıldırım kadar hızlı, çok güçIü ve inanılmaz yetenekli.
" Advices from Lincoln say the young lad of iron nerve and marvelous skill
Mrs. Hollo, inanılmaz bir hafızanız var öyle ki, 40 yıl önce gördüğünüz bir yüzü hatırlayabiliyorsunuz.
Mrs. Hollo, you must have an amazing memory... to recognize a face you saw only briefly 40 years ago.
Ki bu da bizi kaçınılmaz bir sonuca götürüyor, kapıyı açıp katili içeri alan Madame Clapperton'dı.
That takes us to the inevitable conclusion which Lady Clapperton unlocked the door and it let the murderer in.
Örnek alınacak bir görev sicili var, ama sizin de bildiğiniz gibi, bir yıldızgemisi kaptanı sonradan yapılmaz.
His work record is exemplary, but, as you know, a starship captain is not manufactured.
Üç gün süren inanılmaz acılar sonrasında, yılan ölmüş.
After three days of intense pain, the snake died.
# Oh, Charlie, lütfen hatırla # # aşağıdaki dünyada bir dolu kullanılmış arabalar # # ve tek düze yaşamlar # # kırılmış hülyalar # # ve ulaşılmaz yıldızlar # # ama sonu değil her şeyin # # bu serserinin #
♪ Oh, Charlie, Please remember ♪ Down There's A world of used cars ♪ And Singles Bars
İşte sen, bütün bu sorunların var... beyninin her yanına yığılmışlar, ve basit, inanılmaz basit- - bir çözüm var.
There you are, you got all these problems... swarming around in your brain, and here is one simple- - one incredibly simple solution.
Yıldızfilosu Komutanlığı yenilginin kaçınılmaz olduğuna inanıyor.
Starfleet Command believes defeat is inevitable.
Herşeye rağmen yılbaşı partisi vermeleri inanılmaz.
It's unbelievable they're having their party anyway.
İnanılmaz görünse de baylar bayanlar garip, tüyler ürpertici, yıkıcı saldırılarından sonra bu garip yaratıklar şu anda müzikal bir gösteri yapıyorlar.
Incredible as it seems, ladies and gentlemen after their bizarre, bloodcurdling rampage of destruction these strange creatures now appear to be mounting what seems to be a musical number.
Burada ve ayrıcalıklı olduğumuz için inanılmaz şanslıyız, ve bu ayrıcalığı boşa harcamamalıyız.
We are amazingly lucky to be here, privileged, and we must not waste that privilege.
- İnanılmaz serinkanlıydın.. - Korkmamışmıyım?
It was just so unbelievably cool.
Altı yıldır hiç sırtı yere gelmedi. Ama bu kaçınılmaz bir kasım pazarı geldi. Ceylanı bir tuzak bekliyordu.
For six seasons and two Pro Bowls he grazed on the tasty green turf of the end zone... until one fateful Sunday in November... when the Gazelle was stopped in his tracks... by a big cat named Wayne Shashefski.
İnanılmaz, yılın bu mevsiminde.
It's incredible, this time of year.
İnsanlarımız arasınd a yıkılmaz bir arkadaşlığın kanıtı olarak gösterdikleri ve kalplerimize kazınan bu sıcak karşılama İçin Belgrad'ın en iyi arkadaşı Zagreb'e teşekkürü bir borç biliriz. Bizi kasten mi rezil etmek istiyorsun?
We would like to thank Zagreb, the best friend of Belgrade... for its warm welcome that shall stay engraved in our hearts... as an indestructible proof of friendship between our people.
Son 80 yılda hayli inanılmaz bazı gelişmeler elde ettik.
We've made incredible advances these last 80 years.
İnsan kalbi inanılmaz. Her gün 6750 litre kan pompalıyor ama incecik bir damarda incecik bir yırtık oluşuyor ve yoksun.
It's amazing, it can pump 1,800 gallons of blood each and every day but just a tiny tear in the tiniest artery, and poof you're gone.
Tatlım, inanılmaz bir yıldız falın var.
Honey, you have an amazing horoscope.
Şu andan itibaren, böyle inanılmaz numaralar yapan insanlar olarak yaşamalıyız.
From now on, we must live as humans who perform these impossible tricks.
Hudsucker Yönetim Kurulunun seçkin üyeleri Romans Raca, Ayışığı Melodisi inanılmaz, unutulmaz Bay Vic Tenetta'yı sunuyorum!
Ladies and gentlemen, distinguished members of the Hudsucker Board I give you the Rajah of Romance, the Ministereo of Moonlight the incredible, the unforgettable Mr. Vic Tenetta!
Geçen yılın finallerinde inanılmaz paniklemiştim.
During last years'finals, I panicked.
Yörüngede geçirilen iki yılın insan üzerindeki etkileri inanılmaz.
I mean, it's amazing what two years on the Rim can do to you.
Pekâlâ, Dick. Hikâyemiz bir kaç yıl önce benim laboratuvarımdayken galaksimizin içine sızan inanılmaz bir olayla başladı.
Well, Dick, our story begins several years back in my lab when an amazing phenomena came streaking into our galaxy.
İnanılmaz, yıllarca idmandan sonra, biri birinin vücudunu nasıl eğebiliyor.
It is amazing, after years of training, how one can contort one's body.
Bayan O'Brien, ne derler bilirsiniz, iki kişi, birlikte ölümle yüz yüze gelirse aralarında yıkılmaz bir bağ oluşur.
They say when two people face death together, it creates a bond that cannot be broken.
İtki hızına düşürmek için çektiğimizde gövde yırtılmaz mı?
Once we pull it back to impulse, won't the strain rip both hulls apart?
Emre'CiNNeT666'Yılmaz DiVXPlanet
[Chorus] "The Simpsons" [Bell Ringing ] [ Tires Screeching]
Emre "CiNNeT666" Yılmaz
[Bell Ringing ] [ Tires Screeching] D'oh!
Beş inanılmaz, inanılmaz yıl.
Five incredible, incredible years.
Bazen çok dayanılmaz oluyorsun.
Y... you're so irresistible!
İnanılmaz derecede yavaş büyüyorlar. 1 santimetrekareyi kaplamaları 50 yıl alabilir.
They grow incredibly slowly, and may take 50 years to cover a square centimetre.
Son dokuz yılda ne kadar sapıklaştığımızı görmek inanılmaz.
Good.
Ne inanılmaz yıkım gücü.
What incredibly destructive power.
Sürprizlerle dolu donuk gibi görünüyor, ama ışığa tutulduğunda bir yıldız gibi parlayacaktır. Görüyor musunuz, nasıl parıldıyor? İnanılmaz, değil mi?
It may seem dull, but in another light, it will glow like a star.
İnanılmaz. İki yıl geçti, hala onu seviyorsun.
So after two years, you still love her?
İnanılmaz görünebilir ama bugün bildiğimiz madde evrendeki gördüğümüz herşeyi oluşturan şey binalar, ağaçlar, insanlar gezegenler çok uzak galaksilerdeki yıldız toplulukları hepsi bundan daha küçük bir hacmin içine tıkılmış durumdaydı.
It seems incredible but we think that the matter making up everything we see in the universe the buildings, trees, people, planets stars out to the most distant galaxies was once crammed together into a volume smaller than this.
İnanılmaz! O teneke yığını soytarıyı nasıl da kovdun ama.
You ejected that tin-plated buffoon with great panache.