Zahid translate English
22 parallel translation
Şefik, Karaçi'ye kuzeni Zahid ile geldi.
When Shafiq came back to Karachi, he brought his cousin Zahid with him.
Yani sırasıyla, Haider, Roomi Yolu, Zahid, NoGaza ve Taimur.
So that's Haider, Roomi Road, Zahid, NoGaza, Taimur.
Yanmış araba, telefonla arama- - Zahid DeGramont tarafından yönetilen Fransız-Fas silah tüccarı çetesinde kullanılan aynı metot.
Burnt car, telephone call- - same M.O.'s used by a French-Moroccan arms-dealing gang led by, uh, Zahid DeGramont.
- Zahid Al-Zahid.
- Zahid Al-Zahid.
- Zahid, El Fetih'ten.
- Zahid is Fatah.
- El Zahid ile bir bağlantımız yok.
- We have no contact with Al-Zahid.
El Zahid'e anlatmayı unutmuşsunuzdur belki.
Maybe you've forgotten to tell that to Al-Zahid.
Tarek'in kardeşi Zahid öldürüldü.
They killed Tarek's brother, Zahid.
Zahid. Kızlarla çıkmayı sever misin?
Zahid... do you like dating girls?
Merhaba Zahid.
Hey, Zahid.
Arkadaşım olan Zahid.
Zahid's my friend.
Birazdan ısınır, Zahid terlemeye başlar.
The room's gonna heat up. I know Zahid runs hot.
Metotlarını anlamıyorum Zahid ama sana güveniyorum.
I don't understand your methods, Zahid, but I trust you.
Zahid burada.
Zahid's here.
Zahid'i davet ettim çünkü tanıdığım en şık insan.
I invited Zahid, because he's the most stylish person I know.
Bu harika balina tişörtü ve bu berbat deri ceket. Zahid, chicas bulmana yardım eder, diyor. Bu da "kız" demek, ki zaten bu yüzden geldim.
this wonderful whale shirt and this terrible leather jacket, which Zahid says will help me get chicas, which means "girls," which was the whole reason for coming.
Zahid ceketli diyor ama bence ceketsiz.
Zahid thinks jacket, but I think no jacket.
Zahid'in kaba sevgilisi Claire's'te indirim yaptı.
Zahid's mean girlfriend got me a discount at Claire's.
Bazen Zahid gibi hoş biri olabilmeyi istiyorum.
Sometimes I wish I was smooth, like Zahid.
- Zahid, bu adam ne anlatıyor?
Zahid, what's he saying?
Zahid.
Zahid.