Zahmet translate English
5,034 parallel translation
Bencilsin. Olay olduğunda zahmet edip babanı görmeye bile gelmedin.
You couldn't bother to come right out and see your father.
İkisi de üstümü pislettiğimi görmesine rağmen zahmet edip tek kelime etmediler.
They both saw me soil myself and they didn't bother to say a word about it.
Zahmet edip kendini tanıtacak mısın?
Care to introduce yourself?
Evlendikten ancak iki ay sonra zahmet edip bana haber verdi ve hâlâ babaanne olup olmadığımın haberini bekliyorum.
He never bothered to tell me that he had gotten married until two months after the fact, and I'm still waiting to find out whether or not I'm a grandmother.
Hiç zahmet etme.
Oh, don't bother.
Lord Tyrell, size zahmet olacak.
Lord Tyrell, be a good man.
Kanun, kocasının isteğini karısının isteklerinden üstün tutuyorsa o da bir zahmet teşrif etsin!
Since the law favors a husband's will over a wife's wishes, at least he could show up!
Onu savun zahmet olmazsa.
Defend it, if you please.
- Neden zahmet edip geliyorsun ki öyleyse.
- No. - Why do you bother coming?
Corrine, zahmet etmeseydin.
Corrine, you shouldn't have.
Hayır, sen zahmet etme.
No, don't worry about it.
Ayrıca, Ajan Gardner'ı bulmak için hiç zahmet etme.
Also, don't bother looking for Agent Gardner.
Zahmet olacak ama kapıyı çalmak daha uygun olurdu.
A knock would be more appropriate, if you don't mind.
Düş peşine bi zahmet?
Get after him, would you?
- Zahmet etmeseydiniz.
- You shouldn't have!
Boşuna giyinip zahmet etmişsin.
You got dressed up for nothing.
Evet, zahmet olmazsa.
Sorry to trouble you.
Zor zahmet gördüm.
Hardly saw it.
Yalan söylemeye zahmet etme.
Don't bother lying.
Neden zahmet edeyim ki?
Why bother?
Ben olsam, zahmet etmezdim.
I wouldn't bother.
Evet, zahmet olmazsa üst katta evin önüne bakan bir oda var.
Yeah, if you wouldn't mind. It's just, erm... up the stairs, it's the room at the front of the house.
- Bir zahmet.
- Oh, please.
Bacaklarımı aralamak için değilse, bunca zahmet ne için?
What is all this for if it's not to pry my legs apart?
- Zahmet etmeyin. - Niye?
- Don't bother.
Susar mısın bir zahmet?
Hey, would you shut up?
Eve gelmek için zahmet etme, Kirk!
Don't bother coming home, Kirk!
Gerçekten size zahmet vermek istemem.
- Honestly, I don't want to inconvenience you.
Zahmet verdiğim için kusura bakmayın.
I'm sorry you were inconvenienced.
Hiç zahmet etme. Beni korusun diye kendimi beyaz ruh ışığıyla çevreledim.
I've surrounded myself with the white spirit light to protect me.
Hiç zahmet etmeyin yani.
Don't bother.
Zahmet olmazsa eski dostuna kralın neyi uygun gördüğünü söyler misin?
Would you be so kind as to tell your old friend the King's verdict?
Neden zahmet ettiklerini merak ederek.
Wondering why they bother.
- Size de zahmet oluyor, teşekkür ederim.
- Sorry for the trouble.
Zahmet olmazsa eğer.
If you would.
Neal, zahmet olmayacaksa eğer, bitirici dokunuşu sen yap istersen.
Now one. Neal, if you'd be so kind as to apply the finishing touch.
Bir not falan bile bırakmaya zahmet etmemişsin.
Couldn't even be bothered enough to leave a note or nothing.
" Ceza hukukunu düzeltmeye zahmet etmeyin,
" Don't bother fixing the sentencing laws,
Zahmet verdiğimiz için kusura bakmayın.
So sorry to inconvenience you.
Evelyn, sana zahmet.
Evelyn, if you'll be so kind.
Şefim, zahmet olmazsa işaret verdiğimde antene konuşmanızı rica edeceğim.
Captain, if you will, when I point to you, please speak into the horn.
Şu adamı bir zahmet susturacak mısınız?
Will someone please shut that man up?
Zahmet olmazsa biraz daha klemp alayım.
More clamps, if you please.
- Zahmet etmeseydin.
- Oh, you shouldn't have.
Aradığımda telefona bi'zahmet bak.
Answer your damn phone this time.
Zahmet verdiysek kusura bakmayın.
Sorry for the inconvenience.
Golf oynamayı bir zahmet bırakıp buraya gelsin hemen!
Tell him to put his damned golf clubs down and show his ass here now.
Size de zahmet olacak ama.
- ♪ when I'm feeling no pain ♪ - I'm sorry. It's messier than I had hoped.
Zahmet olmazsa!
A name, please.
Bir zahmet.
Yeah.
Sana zahmet olmasın.
Let me get that for you.