English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Z ] / Zayıflıyor

Zayıflıyor translate English

447 parallel translation
Kaleden gelen ateş zayıflıyor!
The fire from the fortress is weakening!
Vay, döğüşün zayıflıyor.
Why, your fight is fading.
# Rengârenk tarlalarda # Batan güneş zayıflıyor
In the rape fields the setting sun grows thin,
İyonizasyon, ana bölgede zayıflıyor.
Ionization failing at prime sector.
Ateş zayıflıyor.
The fire's getting low.
Zayıflıyor.
She's getting weaker.
Hakanın oteritesi gittikçe zayıflıyor.
The Khan grows idle and full of years.
Sinyal zayıflıyor.
Echo faded.
Sinyal zayıflıyor kaptan.
He fades, Herr Kapitén.
Ama gittikçe kolaylaşıyor. Çünkü o gittikçe zayıflıyor, bense gittikçe güçleniyorum. Ve bir gün, ben dışarı çıkacağım, dışarıda kalacağım görürsünüz.
But I tell you one thing, though, it's getting easier...'cause she's getting weaker and I'm getting stronger... and one of these days, just like I tell you, I'm gonna come out and stay out.
Temas zayıflıyor, efendim!
Screws diminishing, sir!
Andrey gittikçe zayıflıyor.
Andrey is getting weaker every day.
Hafızam gün geçtikçe zayıflıyor.
My memory seems to get worse every day.
Akım zayıflıyor.
The current's weakening.
Gelmesi gerek, gittikçe zayıflıyor. Yemiyor ki.
She must come, she's gotten thinner.
Direncin her geçen gün zayıflıyor.
Your efforts grow weaker every day.
Ey Denizler Tanrısı, rüzgar bizi terk ediyor. İnsanlarımız zayıflıyor ve ölüyorlar.
Oh, God of Waters, the winds forsake us, our men weaken and die.
Kalp zayıflıyor.
The heart gets weak.
Lakin bu demek oluyor ki bedenim zayıflıyor.
But this means that my body is weakening,
Ama pazarlık durumum her geçen saniye daha da zayıflıyor!
But my bargaining position is getting weaker every second.
Sinyal zayıflıyor.
His signal is growing weak.
Olumsuz tarafım revirde kontrol altında. Kararsızlığım gitgide artıyor ve irade gücüm hızla zayıflıyor.
My negative self is under restraint in Sickbay, my own indecisiveness growing.
- Yörüngemiz zayıflıyor.
The orbit is beginning to decay.
Etkenler zayıflıyor.
Variance fading.
Kalkanlar zayıflıyor.
Escape impossible, shields failing.
Saptırıcılar dayanıyor ama zayıflıyorlar.
Deflectors holding, but weakening.
Mr. Spock yörüngemiz zayıflıyor.
Orbit decaying, Mr. Spock.
Dilityum kristalleri zayıflıyor.
Scotty, sir. The ships dilithium crystals are deteriorating.
Kalkanlar dayanıyor ama zayıflıyor.
Shields holding but weakened, sir.
Okumalarımız enerjinizin çok azaldığını gösteriyor, kalkanlarınız da zayıflıyor.
Enterprise, our readings confirm your power extremely low, your shields buckling.
Bölgeye ne kadar ilerlersek, hayati fonksiyonlarımız o kadar zayıflıyor. Neden olduğuna dair hiç fikrim yok.
All I can contribute is the further we travel into this zone of darkness, the weaker our life functions become and I have no idea why.
Tereddüt etmiyorum kararlılığım zayıflıyor.
Not for a second will my resolution weaken.
- Aktarım zayıflıyor.
Arthur. - The transference is weakening.
Acele etseniz iyi olur, nişan alma kabiliyetim gitgide zayıflıyor.
But hurry my aim is getting considerably less accurate.
Gözlerim zayıflıyor mu acaba?
Have my own eyes grown weak?
Kederden gözlerimin feri sönüyor,.. ... zayıflıyor gözlerim düşmanlarım yüzünden.
My body, weakened by mourning, has grown old and I am tormented from every side.
Vurma sesleri zayıflıyor ama gidecek iki yön var gibi görünüyor.
The tapping's growing fainter but there seem to be two directions to go.
Ana devrem patladı, ve her iki beslememde zayıflıyor.
My main circuit's blown, and both back-ups are failing'.
{ \ fnCooper Black \ fs36 } Günden güne zayıflıyor. Ne yapacağım?
She gets more and more frail every day.
Devrelerim zayıflıyor.
My circuits are fading :
Hafızan zayıflıyor mu?
Is your memory failing?
Sert kasların dokuları zayıflıyor pulluktaki kırlaşmış öküz gibi ve artık gece düştüğünde arkamda iki kanat ışıldamıyor.
The tissues of hard muscles weaken like hoary oxen at the plough and no longer when night falls do two wings gleam behind me
Gündüzleri radyo sinyali zayıflıyor.
The stations aren't strong enough in the daytime, tonight it'll work.
Yabancı düşman bizi yoketmeye çalışıyor bizim aptallıklarımız ve zayıflıklarımız sayesinde.
The alien enemy is trying to destroy us with our stupidity and our weaknesses.
İnsanlar bunu zayıflık işareti olarak algılıyor.
People take it as a sign of weakness.
- Zayıflıyor.
He's getting weaker.
Deflektör ekranımız zayıflıyor.
Our deflector screen's weakening, sir.
Bu hepimizi korkutuyor. Zayıflığımızı ortaya çıkarıyor.
Makes us all feel frightened.
- Zayıflıyor kaptan.
- Decaying, captain.
Bu yalnızca zayıflıktan kaynaklanıyor.
It's just weakness.
ve Şaolin.... gittikçe zayıflıyor!
And Shaolin...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]