English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Z ] / Zekamla

Zekamla translate English

47 parallel translation
O hep zekamla ilgilendi.
He's interested in my brains.
Rekabeti sürekli zekamla alt ederim
I am so constantly outwitting the opposition
Emirlerim ve zekamla ilgili olarak hiç sorgulanmadım hiçbir Federasyon temsilcisi tarafından.
Starfleet Command will hear about this... I have never questioned the orders or the intelligence of any representative of the Federation.
Evet, senin cihazların, benim zekamla bu soyguncuların parasını alabiliriz dostum.
Well, with your equipment and my finesse, we're going to give those crooks a run for their money, eh?
Ama senin gibileri zekamla alt edebilirim ben.
But I could outsmart guys like you!
İçerisinde, beyni benim zekamla beslenecek.
In there, its brain will be fed the formal structures of my own intelligence.
Sanırım, keskin zekamla adamı parçalara ayırdım.
I guess I did carve the guy up a bit with my rapier wit.
Zekamla dalga geçme Ipkiss.
Don't insult my intelligence.
Kalbimdense ince zekamla tanınırım yine de karar sizin.
My wit has greater renown than my heart... but you decide.
Ve Kurbağa Malikanesi benim cesaretim ve zekamla kurtarıldı.
- [Laughing] And so Toad Hall was saved... by my daring and cleverness.
Zekamla dalga mı geçiyorsun?
Are you insulting my intelligence?
Bazen zekamla yardımsever olabiliyorum.
Sometimes, I'm too clever for my own good.
Bazen zekamla yardımsever olabiliyorum...
Sometimes I'm too clever for my own good...
Bazen zekamla yardımsever olabiliyorum.
Sometimes I'm too clever for my own good.
Her şeyden önce David Ravell'in sana arabada saldırdığını söyleyerek zekamla alay etme.
First of all don't insult my intelligence by telling me that David Ravell attacked you in that car.
Hiçbiri zekamla ilgilenmez.
They're never interested in my intellect.
Ve bu geçmişten gelen zekamla gerçeğe dönüştü.
And this... ... is where my genius truly comes to pass.
Deniz kumu benim keskin zekamla dönüşümünü tamamladı.
Beach sand transformed by the acumen of yours truly.
Benim zekamla.
My brains.
Benden uzak tut şunları dostum, zekamla Brooke'u etkilemeye çalışıyorum.
Well get those outta here, man I'm trying to impress Brooke with my intelligence.
Ama bu ünü zekamla yakalamadığımı herkes biliyor.
But we all know that I'm not famous'cause of my brains.
2008 yılında Beyaz Saray'ı keskin zekamla ve düşman hükümetlerden gelen yardımlarla ele geçiremem.
Well, I'm not gonna take the White House in 2008... on just my sparkling wit and funding from hostile governments.
Ben pembe savaş toplarını keşfetmeye gittiğimde büyük zekamla evet
Anyway, by my great intellect and a little Research, I discovered, right now, as we speak on this island, Victor Stagnett is here.
Benim için her zaman bir şeyler hissettiğini biliyordum ama bunun asla benim zekamla ilgili olacağını düşünmezdim.
You know, I always knew you had a thing for me but I never thought you wanted me for my brain.
Zekamla ve cesaretimle.
With my intelligenoe and guts.
Benim iş zekamla...
With my business acumen...
Zekamla dalga geçip benimle bir kedinin bir ip şeyiyle oynadığı gibi... oynuyor.
He's toying with my mind like a cat with a ball of... Something.
Sizin kuş zekanız benim insan zekamla kıyaslanamaz bile.
Your bird intelligence is no match for my people intelligence.
Zekamla dalga geçme o yüzden sen bu işin yaşayan kanıtısın.
So don't go knocking my words of wisdom... when you're living proof that they work.
Hani Hakan'la bi görüşeyim de, kendi zekamla onun çevikliğini bir araya aldığımızda bir ortaklık anlamında...
So I thought to myself I should discuss this with Hakan, we can reach an arrangement. ... if we combine my intelligence with your drive, make a partnership...
Sonra muhteşem ticari zekamla politünelde kenevir yetiştirme işine girdim.
Then with my great business acumen, I invested in a polytunnel full of ganja.
Zekamla.
With my wits.
Ve zekamla.
And my intelligence.
Ben zekamla burada yalnız kalacağım.
I'll stay here alone with my genius.
Veya zekamla ekarte ettim.
Or outsmarted them.
Gallium yolunda bir fırtınayı zekamla alt etmeye çalıştım.
I tried to outsmart a storm on the road to Gallium.
İşte, dedim. Sonunda, zekamla rekabet edebilecek gibi görünen bir zeka...
Here, at last, seemed to be a mind that...
Bilimsel zekamla bu sorunu çözene kadar.
Until I use my scientific genius to figure something out. [cat meows]
Dün onu zekamla zar zor yendiğimi görmedin mi?
Did you not see how I barely outwitted her yesterday?
Bu zekamla adımı duyurdum.
I used the wits to build the name.
Kontrolsüz öfkenizin üstün zekamla kıyaslanamayacağını hala öğrenemediniz mi canavarlar?
( GRUNTS ) ( CRASHING ) Haven't you monsters learned by now that your uncontrollable rage is no match for my superior intellect?
Kaba kuvvetinin benim üstün zekamla kıyaslanamayacağını ne zaman öğreneceksin, seni kaba soytarı?
When will you learn... your brutish strength is no match for my superior mind, you lumbering buffoon?
Canavarlar, zekamla asla denk olamazsınız.
You monsters are no match for my intellect.
Uzayda yolculuk yapmak isterdim, yalnızca zekamla ve lazer silahlarımla.
I wanted to travel through space, surviving only by my wits and laser guns.
Onları zekamla alt ettim.
I outwitted'em.
Çok tatlısın. Zekamla ilgili iltifatın için çok teşekkürler.
That's sweet, complimenting me for being clever.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]