Zeno translate English
85 parallel translation
- Ben Büyük Zenoyu arıyorum.
- I'm looking for The Great Zeno.
- Bay Zeno?
- Mr. Zeno?
- Bay Zeno...
- Mr. Zeno...
- "Bay" değil, sadece Zeno.
- Not "mister," just Zeno.
Büyük Zeno.
The Great Zeno.
Bay Zeno, içeri girebilir miyim?
Mr. Zeno, may I come in?
Bayanlar ve baylar, Büyük Zeno.
Ladies and gentlemen, The Great Zeno.
- Aslında Zeno'nun yerine dün gece sen sihirbazlık yağtın, değil mi?
- The fact is you did Zeno's magic act for him last night, didn't you?
Oh, Zeno.
Oh, Zeno.
Zeno iş bulmuş, gerçek bir iş.
Zeno's got a job, a real one.
Zeno, bensizde çok iyi yapabilirsin.
Zeno, you'll do very well without me.
Zeno tek başına uçmayı öğrenmek zorunda.
Zeno has to learn how to fly under his own power.
Zeno, barları bıraktığını sanıyordum.
Zeno, I thought you'd given up bars.
Zeno, ağlama.
Zeno, don't cry.
Merhaba, Bay Zeno.
Hi, Mr. Zeno.
Kimi kandırıyorum ben? "Büyük Zeno." Hiçte öyle değilim.
Who am I kidding? "The Great Zeno." I was never great.
Zeno, bebeğim!
Zeno, baby!
- Bırak boş ver, Zeno, ben giderim.
- Never mind, Zeno, I'll leave.
Neden Zeno buna engel olmuyor?
Why doesn't Zeno stop her?
Haydi, Büyük Zeno için.
Come on, let's hear it for The Great Zeno.
Zenoyu bu işe sen mi aldın?
You got Zeno this job?
Sadece Zenoya iyi şanslar dilimeye geldim.
I just came down to wish Zeno good luck.
- Zeno.
Zeno.
Zeno'nun paradoksu.
Zeno's paradox.
Eğer bize yardım etmezseniz, Zeno sizi öldürecek.
If you don't help us, Zeno will kill you.
- Hey, Zeno.
- Hey, Zeno.
Bu nedenle Zeno'nun ayakları geri geri gidiyor.
That's why Zeno's dragging his heels, or so he says.
Kesinlikle çok çabuk fikir değiştiriyorsun, Zeno.
You certainly change your mind fast, Zeno.
- Zeno, susturucum yerine oturmuyor.
- Zeno, my silencer doesn't fit.
Zeno, henüz hazineye yaklaşmadık mı?
Zeno, are we getting close to the treasure yet?
Zeno, neler oluyor?
Zeno, what's going on?
Zeno, hazine nerede?
Zeno, where is the treasure?
Altın tabaklar nerede, Zeno?
Where are the gold plates?
- Afedersin, Zeno.
- I'm sorry, Zeno.
- Hala aynı yaşlı Zeno.
- Still the same old Zeno.
Zeno, Lanky Nibs'i gördün mü?
Zeno, have you seen Lanky Nibs?
Zeno, 10 numaralı konuma ayarla.
Zeno, sync to coordinate 10.
Zeno, we get the hold.
Zeno, we get the hold.
Senin gibi parlak ve ünlü bir bilim adamının Zeno'nun Paradoksu'ndan habersiz olduğunu söyleme bana.
Now, don't tell me that a famous and brilliant scientist such as yourself doesn't know about Zeno's paradox.
Zeno Yanıltmaçlarına benziyor.
Sort of like Zeno's Paradox.
Mascius ve Zeno hariç, herkes öldü.
All but Mascius and Zeno are dead.
Zeno'nun Paradoksları gibi.
It's like Xeno's paradox.
Ama bir eksik vardı, Zeno.
But one was missing. Zeno.
Zeno'a bir futbol topu verdim.
I gave Zeno a football.
Zeno!
Zeno!
Ama bir gün, bir saat, bir dakika bile seni, Zeno'yu düşünmeden geçmedi.
But a day. an hour. A minute hasn't gone by that I haven't thought of you... of Zeno.
Ama sonra Zeno...
But then Zeno...
- 3 güneş mi diyorsun? - Sen vaaz verirken.
Cardinal Zeno feasted upon my poison.
Benim gibi "Filozof Zenon'un öğretileri" ni takip ediyor mu?
Like me, he subscribes to the teachings of the philosopher Zeno?
Zeno'nun paradokslarından bir farkı yok bunun.
This is nothing less than Zeno's paradox.
- Zeno, güvenilir biri.
- Zeno can be trusted.