Ziplining translate English
30 parallel translation
Bu dört öğrenci için sıradan bir gün, tam bir eziyete dönüşüyor. Hepsi : Halatla Kaymaya Gitmemeliydim'de.
For four elementary school boys, an ordinary day becomes a descent into madness on tonight's episode of I Should Have Never Gone Ziplining.
Sonra birisi birden "halatla kayma" fikrini öne sürdü.
And then, like, out of nowhere, somebody came up with the idea of ziplining.
- Evet, halatla kayma çok güzel olabilir.
Hey, yeah, ziplining! That could be really cool.
- Harika, halatla kayma!
Cool! Ziplining!
- Halatla kayma, budur be!
Ziplining! Hell, yeah!
30 dakika içinde çocuklar, Stan'in amcası Jimbo ile halatla kayma teçhizatının satıldığı yere doğru yola çıktılar.
Within 30 minutes, the boys are getting a ride to the ziplining outfitters from Stan's Uncle Jimbo.
Halatla kayma!
Ziplining!
2 senedir orada yaşıyorlar. Uzun lafın kısası, dağa çıkınca halatla kaymayı denememizi söylediler. Uzun lafın kısası ; gazetelere baktık, internetten araştırdık reklam panoları falan derken...
They been livin'there about 20 years now, and, long story short, they told us that as long as we were in the Rockies, we should try ziplining, so, long story short, we looked around in the newspapers and on the Internet and...
Kaymaya başlamadan önce bu ağaçların biyolojisini öğrenmek isteyen var mı?
But before we climb up and start ziplining, does anyone care to know about these trees'biology?
O dalyarak, biyoloji dersini aldıktan sonra halatla kaymaya geçebildik.
So after asshole gets his biology lesson, we finally get to go ziplining.
Gençler, halatla kayma kabuslarının daha yeni başladığını anladılar.
The boys realise that their ziplining nightmare has only just begun.
" Buldum, halatla kaymaya gidelim.
" I know, let's all go ziplining.
Kimse bu fikri benim öne sürdüğümü hatırlamıyordu.
Nobody remembered it was me who came up with the idea to go ziplining.
Suç benim ishalimde değil. Bizi halatla kaymaya götüren sendin, pis Yahudi!
It's not my diarrhoea's fault that you took us all ziplining, you fucking Jew!
Halatla kayma senin fikrindi, koca götlü.
Ziplining was your idea, fat ass.
Kenny, halatla kaymaya gitmek kimin fikriydi? Benim mi Kyle'ın mı?
Kenny, whose idea was it to go ziplining, mine or Kyle's?
Cartman'ın ishalini temizleyip kunduzlarla mücadele ettikten sonra gençler, tekne gezintisinin de en az halatla kayma kadar sıkıcı olduğunu fark ettiler.
After cleaning Cartman's diarrhoea and fighting off beavers, the boys have made a terrifying discovery that boating is just as boring as ziplining.
Halatla kayma fikrin yüzünden neler oldu!
You! Look what your ziplining idea has done!
Dört gün önce halatla kaymayla ilgili bir broşür buldum.
Four days ago. I came across a brochure for ziplining.
Yani en başından beri bizi halatla kaymaya götürmek için plan mı yaptın?
So, you intended for us to go ziplining all along?
Halatla kaymanın bu kadar sıkıcı olduğunu bilemezdim.
I had no idea ziplining would be so boring.
Stan Marsh, kendini insanları halatla kaymanın sıkıcı olduğu konusunda bilgilendirmeye adadı ve videoları o kadar popüler oldu ki kendini bir kez daha çıplak halde San Diego'da caka satarken buldu.
Stan Marsh dedicated himself to raising awareness about the boredom risks of ziplining. His awareness videos became so popular that Stan once again ended up jacking it in San Diego.
Afişlerden tüm şehri saran tel örgülere kadar.
From advertising to ziplining across town...
- Kauai'de halatla kayayım dedim de.
Ziplining in Kauai. Tore my achilles.
Kauai'de halatla kayayım dedim de.
Ziplining in Kauai.
24 saat boyunca ziplining, yürüyüş ve doğayla iletişim. Yani Tanrı'yla.
24 hours of zip-lining, hiking and communing with nature slash the Lord.
Kocam ve beni zepline aldın mı?
Did you take me and my husband ziplining?
- Kocam ve beni zepline aldın mı?
Did you take me and my husband ziplining? Yeah!
Kosta Rika'da ziplining.
Zip-lining in coast rica.
Halatla tırmanıyoruz, köpekbalıklarıyla yüzüyoruz.
We've gone ziplining, swam with sharks.