Zippo translate English
113 parallel translation
Bu çakmağı da o verdi. Zippo!
And he gave me this lighter.
Daha sonra zippo.
Then zippo.
Ben de sana çakmağımı veriyorum.
I want you to have my Zippo.
İşte bu da en ünlülerinden biri..... en genç palyaço Zippo ile birlikte.
Here's a famous one with the youngest clown in the world, Zippo. Clown for a day.
Benzini duvarlara serpti bir zippo çekti ve "foşşş", oda alevlerle doldu.
She splashes it over the walls pulls out a zippo and "whoosh", the room goes up in flames.
Şu ana kadar sıfır.
So far, zippo.
- Koca bir sıfır.
- A big, fat zippo.
- Tatlım, tatlım, zippo'n var.
- Hon, hon, you have zippo.
Zippo.
Zippo.
- Evet. Sıfır.
Zippo.
Ona bir şey söylemedim.
I told him zippo.
Zippom sayesinde Chester'ın arabasını alacağım.
The fucking truth is, my lucky Zippo is gonna win me Chester's fucking car.
Ben iki çubuğu birbirine sürtüyorum. Sen Zippo'yla geziyorsun.
I'm rubbing two sticks together, you're walking around with a Zippo.
Evet, ama senin annenin elektriği bir Zippo çakmağı kadardır, Scott.
But your mom has the wattage of a Zippo lighter.
- Kitlendik!
- Zippo.
Sıfıra sıfır, elde var sıfır.
We've got nothing. Zippo.
Kimseyle, hiç, sıfır.
No one, zilch, zippo.
- Büyük Zippo.
- Big zippo.
Hiç.
Zippo.
Doğruyu anlatmadı.
Heavy on B.S. ; zippo on truth.
- Evet, ama netice yok.
- Yeah. So far zippo.
- Zippo yanmıyor.
It doesn't work.
Hem de hiç!
Zippo.
( zippo )
( lighter clicking )
Şimdi ise sırtıma bağlı şu zippoyla Saipan adasındayım. İnsanları kızartıyorum.
Now I'm on Saipan with this giant Zippo strapped to my back and I'm roasting'human beings.
2 zippo çakmağı ve bir karton sigarayla.
Two zippos and a carton of cigarettes.
Enkaz yoktu, moloz yoktu.
There was no wreckage, no debris, zippo.
Tık yok.
ZIPPO.NADA.
Flea, zippoluya nişan aldın mı?
Flea, you got the Zippo?
Önce zippolu.
Zippo first.
- Koştur askerleri.
- Run zippo.
Art Nouveau saati kızı, çakmağın var mı?
Art Nouveau Clock Girl, you got your Zippo on you?
Genelde Yaşlılar Merkezi'ne gittiğimde hanımların hayranlık dolu bakışlarını yakalardım ama bugün hiçbir şey yok.
Well, usually, when I go to the Senior Center, I get quite a few admiring glances from the ladies, but today, zippo.
Zippo kullanmasını bilen.
Guys that know how to use a Zippo.
Frophla çamuru da neyse ki çıktı.
Zippo luck getting out the Frophla slime.
Hiçbir denizci, böyle bir zippoyu arkasında bırakmaz.
No Marine would leave a Zippo like this behind.
- Şu Zippo çakmağımı çıkartayım,
- Let me get my Zippo.
- Zippo için teşekkürler.
- Thanks for the Zippo!
Sence nasıl olurdu? Hiçbir şey bilmiyor.
He knows zippo.
- Bu ilk Che zipposudur.
- This is the first Che zippo.
- Tabi, aptal serseri.
- Yeah, stupido zippo.
Zippo çalışıyor.
Lighter works.
Sürünün aklı başında tek üyesi Missy.
Zippo on Zoli and Amina.
Bu Zippo markası bir cakmak.
It's a Zippo.
Onun için mi elemanlar sana Zippo diyor?
So, that's why the guys are calling you "zippo."
Ellerine tüttürgeç ile zippo da verelim, olsun bitsin.
Might as well hand them a bong and a lit Zippo.
Bulduğumuz Zippo marka çakmağın üstünde Kazama'nın parmak izlerini bulduk.
We got Kazama's fingerprints from that Zippo lighter we got.
- Aklından bile geçirme, yoksa karına giderim.
Listen zippo, you even think about it and I'll go to your wife.
Tükendi.
It's zippo.
En azından biri. Çünkü diğer elinde bir çakmak mı vardı.
Well, one anyway, since the other was holding onto a Zippo.
Zippo. Zippo, Zoli ve Amina.
Yeah, Zippo.