Ziyan translate English
2,000 parallel translation
Bu gezegende milyarlarca çocuk her gece yatağına aç yatarken yüz milyon dolarlarca para bu saçma ölümsüzlük hayali için ziyan ediliyor.
A billion children go to bed on this planet every night hungry while hundreds of millions of dollars are thrown away on ridiculous dreams of immortality.
Sığır kıyması... ucuzdur ve hayvanlar yemezse ziyan olur.
Ground beef heart... it's cheap, and if the animals don't eat it, it goes to waste.
Bu insanın bildiği hayatımızın en büyük ziyanı, zaman, ruh ve değer savaş iğrençliktir.
this is the most profound waste of life, time, and spirit and treasure known to man. war is an obscenity.
Eğer bizi yaradılışa kadar götürmek niyetindeyseniz, ev sahibeme haber göndereyim de, kahvaltı için bana yumurta hazırlayıp ziyan etmesin.
If you plan on taking us to creation itself, I should like send word to my landlady, she should not waste any eggs for my breakfast.
Çocuklar içinizden biri şu yemeklerden almazsa ziyan olacaklar.
If you guys don't take some of this food, it's all gonna go to waste.
Bu, büyük bir kaynak ziyanı.
It is a huge waste of resources.
Bu potansiyel ziyan olacak.
So much wasted potential.
Ziyan olmuş bir üçüncü soru oldu.
A bit of a wasted third question.
Ki az önce yorumlarım hakkında yorum yaparak bu zamanı ziyan ettin.
Which you just wasted with that comment about my comments.
Suyu böyle ziyan etmeyelim.
Let's not waste the water like this Arif.
Hiçbir şey ziyan edilemezdi.
Nobody used to waste anything then.
Gerçi seni güzel bir dilimi ziyan ettiğin için tutuklamam gerekir ama.
Although I should lock you up Just for wasting a good slice.
- Bir biranın ziyan olması gerekirdi.
- That Would've been a Waste of beer.
Katile yaklaşmamız gereken yerde, çok değerli zamanımı bir yalanın izini sürerek ziyan ettim.
I wasted valuable time chasing down a lie. What were you thinking?
Akıl, ziyan edilmeyecek kadar değerlidir, derler.
You know what they say, right? A mind is a terrible thing to waste.
Boşa mermi ziyan etmeyelim.
I'm not wasting ammo.
- Şekerlemelerimi ziyan ettin. Onlar sıcak çikolata içindi.
- You ate my marshmallows... those were for hot chocolates!
Benim gibi olmak zorunda değilsin ama kendini ziyan ediyorsun.
No, no. You don't have to be like me! But you're more than what you are.
"Carmen, tatlım, sen güzel ve yetenekli bir kızsın" hayatını demir işçisiyle ziyan etme "...
She would say, Carman honey... You're a talented beautiful girl... don't go wasting your life on an iron worker.
Bir Arjantinli olarak, bu topluluğun içinde olmaktan, ve bir insan ziyanı olan... George Bush'u reddetmekten gurur duyuyorum.
I am very proud, as an Argentine, to be riding on this train and to repudiate that piece of human garbage, George Bush.
Ziyan olursa gerçekten yazık olacak.
It would be a terrible shame to waste it.
- Ziyan etmişler.
- What a waste.
Dostum, bu stüdyolar iyi bir senaryo yapmak için bir sürü para ziyan ediyorlar.
Man, all these studios waste a lot of money making good scripts lousy.
Tatlım, üstünü ziyan etme.
Honey, don't ruin your outfit.
Ve paranı böyle ziyan etmen lanet utanç verici bir şey.
And it's a damn shame that it's just going to waste like that.
Onu ziyan etme.
Don't throw that away.
10 dolar ziyan oldu.
What a waste of 10 bucks.
Bir hiç uğruna ziyan oldu.
Ηe got killed for nothing.
- Yiyin çocuklar bu güzel yemeği ziyan etmeyin.
- Eat up, boys. Don't be wasting any of this good food.
Evet, hepsini ziyan edelim.
Yeah, let's get rid of all this.
Ziyan olsun istemem.
I hate to see this go to waste. This little bit.
'Bundan sonra, derecelerini ziyan etmem.
'Til then, I wouldn't throw away those classifieds.
Neredeyse yarısı bitti zaten. Elimizdeki önemli dokümanları ziyan etmeyelim, tamam mı?
Nearly half of it's gone, and we're wasting valuable material, okay?
Topladığım hayat iksiri de ziyan oldu.
The elixir of life that I collected are gone too.
Üstelik yüzeye çok yakın gidiyoruz, denizaltı kaptanı torpido ziyan etmek istemez.
Besides, we're riding too high in the water for a U-boat captain to waste a torpedo.
Yoğun bakım ünitesini ziyan ediyoruz burada.
It's a waste of a goddamn ICU.
Ziyanı yok.
I don't mind.
Her bir işi zarar ziyan. Her bir işi kendine yontmakmış, keserin beriki tarafı gibi.
He only thought of himself, causing harm to everyone around him.
Evindeki boş yeri böyle ziyan edemezsin.
You cannot be eating up space like that.
Ziyanı yok.
It's all right.
Ziyanı yok.
It's okay.
Ziyanı yok ama.
It's okay, though.
Ziyanı yok ama biliyor musunuz?
And it's fine, but you know what?
Ziyanı yok.
That's okay.
Ziyanı yok.
That's right.
Elime geçmeseydi ziyan olacaktı.
Would have been wasted, only for me.
- Nasıl ziyan olacaktı?
- How did you mean "wasted?"
Yeteneğimi kullanmazsam ziyan oluyor.
I feel like every day I'm not using my gift, I'm wasting it.
Ne büyük ziyan.
What a long time to waste.
O gece ziyan haldeydik.
We were just so wasted that night.
Sosyal sigortandan şu bokluk için ne kadar para ziyan ettin kim bilir?
How much of your social security did you waste on that piece of shit?