Zorla translate English
9,251 parallel translation
Beni zorla kapattı. Beynimi yıkattı, eziyet ettirtti. Babama inancımı kaybedene kadar.
She had me locked up, brainwashed, and tortured until I stopped believing, too.
Zorla girilme izleri var mı?
Any signs of forced entry?
Sırf sizi ele veremeyeyim diye konyak dolu kahveyi zorla içirmiştiniz bana.
Y'all made me drink a coffee cup full of brandy Just so i couldn't tell on you? No.
Zorla seçtirmelisin.
You must make it for him.
Hey, Charles, eğer içinde hala oynamak için bir heves varsa it oğlu iti patlayana kadar zorla, dostum.
Hey, Charles, if you have any itch to still play, you scratch that son of a bitch off until it bleeds, buddy.
Ve Stone'un koruyucu elbisenin içindeki oksijen seviyesini o kadar düşük... -... tutuyor ki adam zorla nefes alıyor.
And he's keeping Stone's O2 levels in his Hazmat suit so low, he's barely breathing.
Zorla açarsak hacker sistemden görür... -... ve anında gazı salıverir.
We breach'em, the hacker sees this on the system, and instantly releases the gas.
Şu anda o ve Bioman'leri adamlarıma eski dünya müziklerini zorla dinletiyor.
Right now, he and his Bio-men are subjecting the men to old-earth show tunes.
Burayı terk edin yoksa zorla gönderirim.
Leave this place or I will make you leave.
1947'de, Komünistler onları evden zorla çıkarmışlar.
In'47, the Communists kicked them out of the house.
Kendini zorla Sue.
So, to hell with practical, Sue.
En iyi arkadaşın zorla ağzından laf mı alsın yani?
You're gonna make your best friend have to pry it out of you.
Birkaç saatin daha var. Zorla biraz daha. Anlamasını sağla.
You have a few more hours, so push him, make him see that.
Babası onu zorla evlendirmeye çalıştı, ama o bundan kaçtı ve doğrudan bana geldi.
His father tried to push him into a marriage, but he got out of it and came straight to me.
Henry seni sahiplendi, Bash'le zorla evlendirildin,
Henry essentially claimed you, your marriage to Bash was forced,
- Lola'ya da öyle. - Onları zorla kaçırsınlar diye..
- Lola was never harmed.
Mulholland Çıkmazı yakınında bir dizi eve zorla giriş olmuş.
There's been a series of break-ins of homes near Mulholland drive.
Birisi bu kapıyı zorla açmış.
Someone forced this door open.
Birisi zorla içeri girip Victoria'ya saldırmış.
I think someone broke in here and attacked Victoria.
Eve zorla girilmemiş.
No evidence of a break-in at all.
Hırsızlık ya da zorla giriş yok.
There's no sign of robbery or forced entry.
Christine'nin evine zorla girip onu öldürmen için sana epey zaman veriyor.
Which would have given you plenty of time To break into christine's house and kill her.
Vito Genovese, patronluğunu kaybettikten yirmi yıl sonra Luciano suç ailesindeki yerini zorla da olsa geri aldı.
Two decades after losing his position as acting boss, Vito Genovese forcefully takes his seat at the head of the Luciano crime family.
bu uyuşturucuyu siz gençlere zorla satmamı istedi.
He asked me to sell drugs at young people here.
Arama emrimiz var ama zorla alırsak ve amcasıyla bağlantıdaysa kaçacaktır.
We already got a warrant, but if we go in heavy, the uncle could be watching- - might tip him off.
Işıkta bekliyordum ve çılgın bir adamın kenara çekip sokaktan bir kızı zorla arabasına soktuğunu gördüm.
So I'm at this light, and I see this crazy guy pull up, grab a girl off the street, shove her in his car.
Bu şartlar altında onu zorla alıkoymalı... -... ve eğitimde öğretilenleri yapmalıyız.
Under the circumstances, we're empowered to detain him, and we have the training to do so.
Ya kendin bin ya da zorla bindiririm.
Get in the truck or I'm gonna put you in the truck.
Düşen UFO'ların teknolojisiyle yapılmış gemilerde özenle sahnelenen sahte kaçırılmalarla her şeyden habersiz insanlar üzerinde deneyler yapılıyor. Gen düzenleme ve uzaylı embriyolarının zorla yerleştirilmesi yöntemi ile uzaylı melezi yaratmak da dahil.
Tests were done on unsuspecting human subjects in elaborately staged abductions, in craft using alien technology recovered from the downed saucers... including human hybridization through gene editing and forced implantation of alien embryos.
Zorla itiraf ettirildi.
It was coerced.
- Zorla alıp götürmediler onu.
- They didn't take her.
- Zorla mı yaptırıyorlar acaba?
Are they making him do it? No.
Ve sonra zorla... Benimle zorla sevişti.
And then... and then he made... and then he made me have sex with him.
Eğer seninle rızan olmadan, zorla cinsel ilişkiye girildiyse evet, bu tecavüzdür.
If sex is forced on you without your consent, yes, it's rape.
Failler araçlara zorla giriyor sonra da onları kısa mesafelere götürüyorlar.
The perpetrator breaks into the vehicles and then just moves them a short distance.
İşlerini yürütebilmek için zorla işyerini kullandılar.
They forced him to let them use his office to conduct their business.
Dışarı çıkarmak istiyorsan zorla çıkarman gerek.
If you want me out, you'll have to use force.
Her şeyi zorla söyledim.
I'd hardly call that everything.
Sonuçta herkes Sierra Leone'deki elmas madenlerinde zorla çalıştırılan çocuklara üzülüyor, peki bizim asil yazarın yardım hattı nerede?
I mean, everyone feels sorry for kids forced to work in the diamond mines in Sierra Leone, but where is the telethon for the noble writer?
- Biraz zorla oldu.
- I'm afraid I forced her.
9-9'dan zorla dışarı atılıyorum.
I'm being forced out of the Nine-Nine.
Ölmeden hemen önce zorla sökülmüş, sekizi birden.
They were pried out... eight of them... shortly before he died.
Biri seni zorla götürmeye mi çalıştı?
So, someone tried to kidnap you?
Polise göre, zorla giriş yapılmamış. Bir şey çalınmamış yani soygun uzak ihtimal.
According to the police, there was no forced entry, nothing stolen, so a robbery is unlikely.
Dairesine zorla giren adamın görüntüsü.
It's footage of the man we disturbed at her flat.
Zorla girmiş.
- HE SIGHS - She broke in.
Birisi zorla girip Victoria'ya saldırmış.
Someone broke in here and attacked Victoria.
Kamu iddiası, TV'de ondan ne kadar nefret ettiğini açıklamanın ardından yeraltı garajında ona saldırdığın, dairesine zorla girdiğin yolunda olacak.
The state's going to argue that a week after you went on TV and told the world how much you hate Victoria Grayson, you terrorized her in a parking garage, broke into her penthouse, attacked her,
- Zorla yaptırdı.
- He made me do it.
- Zorla yaptırdı!
- He made me do it!
- Zorla açmamız lazım.
- We need to force it open.