English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ç ] / Çiftçi

Çiftçi translate English

2,101 parallel translation
GÜZEL BİR GÜN Bir "çiftçi bileti", lütfen.
One "farmer", please.
Bir çiftçi için iyiydi.
Well played, for a hillbilly.
Ama iyi bir çiftçi her zaman sürecek bir şeyler bulur.
But a good farmer always finds something to plow.
Çiftçi de öyle yaptı.
Still, the farmer kept it.
Wisconsin'li bir çiftçi kızının oldukça iyi başardığını düşünmüştüm.
Thought I was doing pretty good for a farm girl from Wisconsin.
Eğer hasat kötüyse, çiftçi ve ailesi açlıktan ölmekte özgürler.
If the harvest is bad, why, they and their family are completely free to starve to death.
bir çiftçi etrafta dolanıp yiyecek bir şeyler aranıyor.
A farmer walking around trying to find something to eat.
Sanırım çiftçi kızı gördüm.
I saw that farmer's daughter... I think.
Bir çiftçi varmış ve onun tavukları varmış ama yumurta vermiyorlarmış o da bir fizikçi çağırmış.
There's this farmer and he has these chickens but they won't lay any eggs, so... he calls a physicist to help.
Oh, şey, çiftçi kızını sarmaşığa dolamak onu stajdan alıkoyamayacak.
Oh, well, turning the farm girl into an Ivy is not gonna stop her from getting the internship.
5 km. uzaklıktaki bir çiftçi dumanı görüp, bizi aradı.
Farmer three miles away saw the smoke, called it in.
Aynı bir çiftçi çocuğu!
He's like the son of a farmer!
Belki de eğer çiftçi botları giymeseydin.
Maybe if you weren't wearing plowman's boots.
Çiftçi botları giymiyorum Shawn!
I'm not wearing plowman's boots, Shawn!
Sen çiftçi falan değilsin evlat.
Hell, you ain't no farmer, son.
Kuzey Amerika'da gen aktarılmış bir tohum satın alan her çiftçi, bir teknoloji anlaşması imzalamak durumunda.
In North America every farmer who buys bioengineered seeds must sign a "Technology Agreement"
... meseleyi hem çiftçi hem de Monsanto açısından tatminkar bir çözüme kavuşturmak üzere çalışacağız. "
"we will surely work to resolve the matter to the satisfaction of both the farmer and Monsanto."
Yüzün üzerinde dava ve iflas eden bir sürü çiftçi olduğunu söylüyorlar.
It found "at least 100 lawsuits and many bankruptcies".
Mağdurlar arasında Indiana'dan bir çiftçi, Troy Roush da var.
Among the victims : Troy Roush, an Indiana farmer.
David Runyon, çiftçi. - 2003 yılının Temmuz ayı civarıydı,..
Summer, it was in July of 2003.
David Runyon, çiftçi. ... evime geldiler... Temmuzun sonuna doğruydu, akşam 7 gibi.
And they came, it was the latter part of July, they came to my house, it was like 7 p.m.
Hala konuştuğum iki çiftçi kaldı sadece.
By myself, I probably only have two farmers that I talk to, that are close to me.
- Neden o halde pek çok çiftçi BT tohumlarını alıyor?
- How do you explain that so many farmers are buying BT seeds?
Sonrasında çıkan ayaklanmalarda,.. ... Kishor Tiwari gibi onlarca küçük çiftçi tutuklandı.
Three days later riots broke out and dozens of small farmers, including Kishor Tiwari, were arrested.
Binlerce yıldır, milyonlarca Meksikalı çiftçi bu hazineyi korumuşlar.
Millions of Mexican farmers had maintained it for thousands of years.
Segundino, Çiftçi. - Bu mısırlar aile için mi üretildi?
- This corn is for the family?
Segundino, Çiftçi. - Evet. Sadece aile için.
Yes, only for the family.
Segundino, Çiftçi. Bu yılki boyutlar çok iyi,.. ... bu yüzden bunlardan tohumluk ayıracağız seneye ekmek üzere.
This ear is a good size so we'll save it as seed for next year's planting.
Jorge Galeano, yeşil çöl olarak adlandırdığı şeyin yayılmasına karşı savaşan bir küçük çiftçi örgütünün lideri.
Jorge Galeano leads a small farmers'organization, which is fighting against the progression of what he calls the "green desert".
Jorge Galeano, Yerel Çiftçi Aktivisti. - Burada genetiği değiştirilmiş soyaların bir örneğini görüyoruz.
What we have here is an example of a GM extension of soybeans.
Jorge Galeano, Yerel Çiftçi Aktivisti. Bitkiler, ağaçlar, manyok, mısır.
plants, trees, manioc, corn.
- Şimdi size Monsanto tarafından pazarlanan... Jorge Galeano, Yerel Çiftçi Aktivisti. ... GD soyanın dayattığı üretim modelinden bahsedeceğim.
We are going to talk about the production model of GM soybeans promoted by Monsanto.
Peki bir milyarder ile çiftçi çocuğu arasında ne gibi bir ortak nokta olabilir?
Now, what would a worldly billionaire have in common with a simple farm boy?
Ve küçük bir şansla, birkaç gün içinde çiftçi Frank'in nezlesi tamamen geçmiş olacak.
And with a little luck, in a few days, Farmer Frank's cold will be all gone.
İşte bu yüzden çiftçi Frank'in nefesi ilaç gibi kokuyor.
And that's why Farmer Frank's breath smells like medicine.
Değil mi, çiftçi Frank?
Right, Farmer Frank?
Çiftçi Frank için son bir sorusu olan?
Any last questions for Farmer Frank?
Hey sen, çiftçi çocuk.
Hey, you, farmer boy!
Doğada sadece 150 kadar Çin Timsahı kalmış durumda ve çoğu da hayatını bu timsahları korumaya adamış olan emekli çiftçi Chang Jin Rong gibiler tarafından bakım ve koruma altındadır.
There are only around 150 Chinese alligators left in the wild, and it's mainly down to the care and protection offered by dedicated people like retired farmer Chang Jin Rong that any survive at all.
Tanrı aşkına kimsin sen? Yobaz çiftçi Jedidiah mı? Neden yayığa gidip bizim için biraz tereyağ yapmıyorsun?
Oh, for god'sasake, who are you, jedidiah the amish farmer why don't you go churn us some butter.
Bir çiftçi ya da bir marangoz ya da bir gitarist ya da her ne olursanız olun bu insan yapımı nesnelerle dövüşmek zorundasınız.
Whether you're a farmer, or a carpenter, or a guitar player, or whatever it is. you have to fight these man-made materials.
Usta Crane, bu çiftçi Bayan Lian. Onlar bize yardım ediyorlar.
Master Crane, this is the farm of Madame Lian.
Büyük çiftçi arkadaşlarına yeni toprak vermek için bunu bahane olarak kullanacak. Ve kendi ceplerini dolduracak.
Using that as a pretext, to give his large farmer friends the new land... and line their own pockets
Üstelik, yeni alanlar yetiştirmek zorunda olan çoğu çiftçi kendi alanlarını bile zararlı otlardan temizleyemeyecek.
On top of that, many farmers forced to cultivate the new fields, will not even be able to satisfactorily weed their own fields
Yıllık vergi biraz daha azaltılmazsa zarar gören çiftçi sayısı artacak!
At this rate, if the annual tribute is not decreased even slightly the number of ruined farmers will only grow!
Ama ben yine de elinde tüfeği olan bir çiftçi olmayı yeğlerim.
But I'd still rather be the farmer with the rifle.
Ama aynı zamanda bize ateş edenlerin üniformalı mı yoksa basit bir çiftçi gibi mi olacağını bilmiyoruz.
But at the same time, we don't know if the people shooting at us are gonna be in uniform or looking like farmers.
Çiftçi falan vurmak istemiyorum.
I don't want to shoot no fuckin'farmer.
Çiftçi-yardımı gibi. Ama onun tam aksine biz bizzat kendi fakirliğimizle mücadele edeceğiz
It's like Farm Aid, but instead of farms fighting against AIDS, it is us, fighting against our own poverty.
Troy Roush, çiftçi.
A gentleman, and I use that term loosely, showed up at my mother and father's farm, and he claimed to be a private investigator hired by Monsanto.
Çiftçi Herb araziyi sürerken sen çapanı eline bile alamadın.
... you couldn't even get your hoe into.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]