Çine translate English
181 parallel translation
- Çalışmak için çine gittiğimde Wang Kang'la aynı kaptan yerdik.
When I went to China for training Wang Kang and I ate from the same pot.
Japonlar Çine saldırmasaydı, kimse ölmüş olmazdı!
If the Japanese hadn't attacked China, your father would still be here.
- Çine benziyor.
It looks like China.
harita çine ait sen onu alamazsın burada kalması gerekir
The map belongs to the Chinese so you can't take it away. It must stay here.
Roberto p.çine söyleme.
Don't tell Roberto, that bastard!
Seni Çine kadar zevkten uçurtacağım.
I'm going to drive you to China.
Çine geri döndü!
He went back to China!
İ çine biraz limon atacaksın.
- He put in a little bit of lemon... - Hairy too.
Yabancılar uzak yollardan Çine gelir. bizden çok para kazanmak isterler.
The foreigners came a long way to China... just so they can take as much as they can rob from us.
Çine dönerim.
I will return to China.
Bhse varım çine bile gideriz bununla
I bet we could go all the way to China.
İtalyaya, Çine, Yunanistana gidebiliriz.
We could go Italian, Chinese, Greek.
Çine
Back to China
Unutma, bir cine daima doğruyu söylemelisin.
Remember always, to a djinni, you must tell the truth.
Cine neden ihtiyaç duyarlar?
Why do they need gin?
Bir fincan çay için, cine duyduğum heyecandan daha fazlasını duyuyorsun.
You carry on more over a cup of tea than I do over a glass of gin.
Cine söz verdim.
I made a promise to the genie.
Sine kamera.
Cine camera.
Sun Probe'un ekipmanlarından biri de uçuş boyunca dakikada bir kere olmak üzere fotoğraf çeken bir kameraydı.
Part of the sun probe's equipment was a cine camera set to take one picture a minute for the duration of the flight.
Eğer dikkatlice izlerseniz kameranın güneşten kayıp kendini çeken başka bir güce doğru yöneldiğini göreceksiniz.
If you watch your screens carefully, you'll see that the cine camera was panned off the sun towards the force that was attracting it.
Sen Bangu Sinemasına giremezsin ama bir Tarzan filmi varmış.
You can't enter Cine Bangu, but they're showing a Tarzan movie.
Götürüldüğüm yer kardeşlerim daha önce gördüğüm hiçbir sinemaya benzemiyordu.
Where I was taken to, brothers was like no cine I ever viddied before.
İlk film Hollywood'da çekilmiş gibi çok güzel ve profesyonel bir sinema eseriydi.
The first film was a very good, professional piece of cine like it was done in Hollywood.
Masal kahramanı İrlandalı bir cüce cine âşık olduğuma inanamıyorum.
I can't believe I'm in love with a leprechaun.
Cine ne dersin?
How about some gin?
Temiz cine.
She's clean.
Yoksullaştı. Tüm parasını cine ve biraya yatırdı.
Enter poverty, he used up all his money, swilling gin and beer.
- Kim?
- Cine?
- Kim mi?
- Cine?
O da bana : "Fazla para kazanmazsın ama Sinatra'dan daha ünlü olursun." dedi.
A spus : "N-o sã câstigi cine stie ce, dar vei avea mai multe femei ca Sinatra."
Birkaç ay sonra, menajerinden ya da her kimse, birinden bir mektup aldık. Onun öldüğünü söylüyordu.
Câteva luni mai târziu am primit o scrisoare de la impresarul sãu, sau cine o fi fost, anuntându-ne decesul lui.
Levon, orada yanınıza kim geldi?
Levon, cine e originar de acolo?
Pari sineması, Pire
"Cine Paris", Piraeus
# Küçük cine baksana...
"See the little goblin..."
# Küçük cine baksana # Küçük ayaklara baksana
See the little goblin See his little feet
# Küçük cine baksana...
Oh no...
SONRAKİ GÜNÜN ŞAFAĞI # Küçük cine baksana # Küçük ayaklara baksana
Ah yes, Flash, let me introduce my... fiancee Kate.
Ama kız biliyormuş ki cinlerin kralı bebeği sonsuza dek kalesinde tutup bir cine çevirecekmiş.
But the girl knew that the king of the goblins would keep the baby in his castle forever and ever and ever and turn it into a goblin.
Labirenti çözmek için 13 saatin var kardeşin sonsuza dek bir cine dönüşmeden önce.
You have 13 hours in which to solve the labyrinth before your baby brother becomes one of us forever.
Doğulu bir cine benziyorsun.
You look like an Oriental leprechaun. You like it?
Cine neden su kattın anne?
Why are you watering down the gin, Mom?
Cine su katmıyorum. Onu bitkileri sulamak için kullanıyorum.
I'm not watering down the gin, I'm using that to water the plants.
Size ve cine bir şey getireyim mi?
Can I get you and Gene anything? Cookies?
O film Kanun sinemasında oynuyordu.
That movie was shown in the Cine Kanun.
Pansiyonda kalanlar bana soru sormuyorlar ve Cine Monde'da daima bana eşlik ediyordu. Bütün silahların teslim edilmesi gerekiyordu.
He had to surrender with all his weapons.
Dergiler, Noir et Blanc, Detective, Match ve son beş yıla ait Cine Monde'un eksiksiz olarak bütün sayıları.
Magazines : Black and White, Detective, Match. And Cinémondes from the past five years.
- "Doktor alkol almamasını ve ilaç kullanmamasını söyler."
"... tells her not to drink any " al-co-hol or take any me-di-cine.
Bir şişe cine karşılık rehin mi bıraktın yoksa?
Hock it for a bottle of gin?
Dünyanın hiçbir ilacı kurtaramaz seni.
No med'cine in the world can do thee good.
"Gecenin Hanımının Zevkleri" Üç bölümden oluşan bir sine-drama Yapımcı ve oyuncu Carl Akerblom.Mia Falk, Pauline Thibault, Osvald Vogler.
"The Joys of a Lady of the Night" a cine-drama in tree acts by and with Carl Akerblom, Mia Falk, Pauline Thibault, Osvald Vogler.
De Cine?
De'Cine?