Çoy translate English
519 parallel translation
Bu kadar çekingen olma.
Don't be so coy.
Utangaç olma.
Don't be coy.
Bu tür şeyleri çok yaparlar.
They're always full of coy little tricks.
Sorarsam, parmağını emerek, cilveler yapar.
If I did, she'd just suck her thumb and look coy.
- O kadar utangaç olma.
- Don't be so coy.
- Coy.
- Coy.
- Joe, Kid Coy'u tanıyorsun.
Joe, you know Kid Coy.
Takvim kızımız yalnızca ilham veriyor Coy kardeşim.
Our calendar girl is just an inspiration, Brother Coy.
Kendini kandırıyorsun Coy.
You're kidding yourself, Coy.
Umarım başarırsın Coy.
Hope you make it, Coy.
- Evet.
- Coy.
- Coy.
- Yeah.
Coy, Spencer ile şu molozu boşaltın.
Coy, you and Spencer dump this dirt.
Spencer, sen ve Coy biraz elektrik kablosu sökün.
Spencer, you and Coy strip some of that electric wire.
- Çekinme, göster bakalım.
Don't be coy. Lets see it.
Ne cilveli, ne kurnaz, ne de basmakalıp.
She's not coy, or cute, or corny.
Çekingen olmaya çalışma.
Don't try to be coy.
- Pekala. Coy!
- All right Coy!
Belirsiz, sırlı ve zor olan acı ve ızdırap çevreni sardığında, fısıldayan bir meleksin!
Uncertain, coy, and hard to please When pain and anguish ring the brow, A ministering angel thou!
Uzatmasana.
- Don't be so coy.
Yerel bir cinayet gibi görünen bir vaka çözmeye çalıştığınızı biliyorum... ama lütfen inanın, size naz yapmıyorum.
I know you are concerned with solving what is essentially a local crime but please believe me, I am not being coy with you.
Çekingen davranan Doktor'un eşi Madam Lokotoro bir bayan elbisesi alıyor.
Acting coy, Madame Lokotoro, the Dr's wife, recieves a womans dress.
Sana gelince, fazla nazlanma, Vanessa.
And you, now, don't you look so coy, Vanessa.
- Bence sen nazlanıyorsun.
- I think you're being coy.
Bak, bunun için utangaç olmaya gerek yok.
Look, I see no reason for being coy about this.
Coy, köpeklerin işe koyulsun.
Coy, put your dogs to workin'.
Coy Peters'in köpeklerine mi vereceksin?
Oh, you rather give him to Coy Peters'dogs?
Coy, Köpekleri cipte dinlendir bir kaç saat sonra getirirsin.
Coy, you can rest the dogs in the jeep and bring'em up in a couple hours.
Senin için kaba, soğuk ve suratsız demişlerdi ;
They tell me you are rough and coy and sullen.
Bana çekingen numaraları yapma.
Don ´ t be coy with me.
Coy Cavendish.
Coy Cavendish.
Coy.
Coy.
Değil mi, Coy?
Right, Coy?
Söylesenize, Coy'u ne zaman asacaksınız?
Tell me, when are you gonna hang Coy?
Pekala, Coy. İşte sana fırsat.
All right, Coy, now's your chance.
Ama Coy?
But Coy?
- Tanrı aşkına, naz yapma.
- Oh, my God, don't be coy.
Mahcup rolü mü yapıyorsunuz?
Are you being coy?
Mc Coy, biri bende, diğerini kaçıracağım.
McCoy, I get one, I'll lose the other.
Alınan habere göre Almanlar naza çekmeye başladı.
And the germans are now reported to have gone all coy.
Utanma.
Don't be coy.
Çekinme öyle, sevgili kuzenim.
Don't be so coy, my pretty cousin.
Şimdi dalın ve aptallık etmeyin.
Help yourself and don't be coy.
Kız çok çekingendi ve Jack ona dedi ki : "Ateistliğin yeterli mi?"
She was being very coy, and he said, "Aren't you pagan enough?"
- Dürüst ol lütfen.
Don't be coy.
Çekinmene gerek yok.
Well, there's no need to be coy.
Seninle oyun oynamayacağım Gordon.
I won't be coy.
Haydi, çekinmene gerek yok.
Don't be coy.
Umarım adı kolay söylenenlerdendir
I hope it doesn't have a coy name.
- Kim? Patsy sana utangaçlık dersi mi verdi?
"Who?" Is Patsy teaching you coy lessons?
Nazlanma. Eğimli alına yakışmıyor.
Don't be coy. lt doesn't go with the sloping forehead.