Ödedim translate English
2,493 parallel translation
O zamana kadar, vergilerimi ödedim ve buraya girmeye hak kazandım.
Until that time, I paid my dues, I earned my entry.
O ödemedi.Ben ödedim.
He didn't do it. I did it.
Ve çok ağır bir bedel ödedim.
And I paid a pretty heavy price.
- Ödedim. Zaten ödedim.
- I paid, I already paid.
- Morocho'ya ödedim.
- I paid Morocho.
Zaten paramı ödedim.
I already paid.
Julius adında bir adama alması için para ödedim.
I paid a guy named Julius to dump it.
1,2 milyon dolar ödedim.
I paid $ 1.2 million.
Ona 450.000 dolar ödedim.
I paid $ 450,000 for that.
Monica, düğün masraflarını, tüm o lanet elbiselerini,... balayımızı, gezip tozduğumuz tüm yerlerin parasını ödedim. Ve şimdi kalkıp benimle bu şekilde konuşuyorsun.
Monica, I paid for our wedding, for all of your fucking dresses, for the honeymoon, for all the goddamn trips and now you're talking to me like this.
Seninkini ödedim çünkü genelde kredi kartı bloke olmuş kadınlarla pek karşılaşmıyorum.
I paid for your bill because I don't usually meet women whose credit cards get blocked.
- Kablo yayının faturasını ödedim.
And now you're stuck, aren't ya?
Hatta tüm yılı ödedim, böylece 15 dolar karımız oldu.
How are you watching tv? I paid for the cable.
İzninizi almadan faturayı ödedim.
I took the liberty of settling the bill.
Ben gece teslimâtı için para ödedim.
I paid for overnight delivery.
Ödedim işte.
- Well, I paid.
Odanın parasını ben ödedim. Yani bas git.
I paid for the room, so just back off.
Günahlarımın bedelini ödedim ve ölmeden bir kez olsun oğlumun elini tutabildim.
I have paid for my sins. And I get to hold my son's hand one time before I die.
Tamamlanmamış bir hizmetin parasını ödedim.
Now, I paid for a transaction that was never completed.
Ben bir milyon ödedim.
I paid a million for them.
Permalarının, sigara şekerlerin, gerçek sigaraların parasını ben ödedim.
I paid for perms, candy cigarettes, real cigarettes.
Yarım günlük çalışması için tam gün ödedim.
A day's pay for half a day's work.
İki bini hemen ödedim. Üç tanesi de tutunca. Tuttu mu?
Two grand up front, three if it took.
"Sana paranı ödedim, hesaplaştık" dedi bana.
I paid you, he said, fair and square.
Çünkü Jake'in saç kesimi parasını ben ödedim.
Because I paid for Jake's haircut.
Dinleyin, Jennifer sorarsa,... biletleri ben ödedim, tamam mı?
Listen, if it comes up with Jennifer, I did pay for the seats.
Ben borcumu ödedim.
I'm done paying my debts.
Ona 5 yıl önce 300 dolar ödedim.
I paid $ 300 for it five years ago.
Çocuklar Noel sabahı açabilsinler diye APS'ye 20 doları buraya atsınlar diye mi ödedim?
I spent $ 20 for rush delivery so the kids could open it Christmas morning only to have them dump it down here Christmas night.
Beni buraya ne diye getirdiniz bilmiyorum ama, söylemek isterim ki, ben yaptıklarımı ödedim çok uzun zaman önce, ve o zamandan beri de sizinle dalaşmadım,
Whatever the hell you dragged me down here for, I wanna tell you right now that I paid my tab with Johnny Law a couple of lifetimes ago, - and he's got nothing on me since. - Oh, this guy is gold.
Beleşe yapmadın ödedim hep sana
Y0u didn't d0 it f0r free. I always had t0 pay f0r it.
Sarhoş ve çıplak resimlerlini çektiğimi unuttun garson kızların peşinden koştuğunu da Resimler için 30 bin ödedim
Y0u f0rget y0u've been ph0t0graphed naked and drunk as a skunk, running after the waitresses? I paid 30 grand t0 get the ph0t0s!
- Rüşvet almadım, ödedim
- I didn't bribe any0ne. I paid y0u.
Tarihi vücut parçaları müzayedesinde ona bir servet ödedim.
I paid a fortune for it at an auction of historic body parts.
Kira senin için ödedim.
The rent I paid in your stead.
Parayı sana geri ödedim.
I paid that money back.
Anlaşma iptali için lastik bantlar içinde 4.5 milyon yen ödedim.
A cancellation fee of 4.5 - Million-yen bound in rubber bands.
Borcunu ödedim, onlar da serbest bıraktılar.
I paid what he owed and they released him.
Seks için para ödedim mi?
Pay for sex?
Ayrıca bu lanet şeyin parasını ben ödedim, ben oyacağım.
I don't know what to call it exactly, and... Plus, I paid for the damn thing, so I'm carving it.
Ben ödedim.
I did.
Hatta Depozitosunu bile ödedim, lanet olsun
I even paid the deposit.
Onun için de çok para ödedim.
I paid pretty good money for her, too.
Parasını ödedim, ekmeği almak istiyorum.
I paid for crazy bread, I want my crazy bread.
Ama depozitomu ödedim, eşyalarımı da yerleştirdim.
But I paid the deposit and moved my stuff in!
Açık artırmada parça başına 15.000 dolar ödedim.
I got those for 15 grand a pop at auction.
Ben ödedim.
I paid for it.
Dur biraz. Onu, eşimin 5 kıratlık pırlanta yüzüğünü satarak ödedim.
Oh, no, wait... now, I-I sold my wife's 5-carat diamond ring
Adaylık ücretini nakit parayla ödedim.
Paid the fees with cash money.
Daha yeni ödedim.
- Try again.
Bu gezi için çok para ödedim, tamam mı?
Hey, I paid good money for this cruise, okay?