Öderim translate English
2,670 parallel translation
Ben öderim.
I'm buying.
Evet, tabi, ben öderim.
Yeah, sure.
Ben öderim.
I got it.
- Yo, yo, ben öderim.
- No, no, no, I got it.
İş bulamazsam, bursu alamam, o zaman okul taksitimi nasıl öderim?
if I don't have a job, then I can't get this scholarship, then how am I gonna pay for college?
Bakın, bizimle yaşadığına dair bir belge imzalar ve sigortayı da öderim.
Look, I will sign something that says he lives with us. We'll pay for all of the insurance.
Yemin ederim, gerekirse ona $ 50,000 öderim.
I promise you, I'll pay him $ 50,000 if I have to.
Yarın gitmek için ne isterseniz öderim
I'll pay you whatever you want.
Bu konukseverliğinizin ve yardımlarınızın karşılığını zor öderim, bayan.
I can hardly repay your hospitality with idleness, Ma'am.
Hayır olmaz, ben öderim.
Really, it's okay.
Söz veriyorum, bütün hasarınızı öderim.
I promise I'll pay for any damages.
- Nakit öderim.
- I'll pay cash.
Ben öderim.
My treat.
Hayır ben öderim.
No, I got it.
Yarın öderim.
I'll pay tomorrow!
İki gün içinde karşılığını fazlasıyla öderim.
Two days and I'll have it back to you with interest.
Beni bilirsin, paramı zamanında öderim...
You know me, I pay on time.
25 yılda öderim, sonra da kira vermeden yaşarım.
Probably have it paid for in 25 years, and then I'd be living there rent-free.
Sonra öderim.
- I pay later.
Sonra öderim.
Then I pay.
- Ücretini nasıl öderim?
- How should I pay for it?
- Ben kendi odamın parasını öderim.
- I'll pay for my own room.
Özel hastanede yaptırıp, bir servet öderim, veya devlet hastanesinde yaptırırım.
I do it privately, and pay a fortune, or I get it done on the State.
Ben yanında baharatlı avokado ile çimiçanga alacağım ve gerekirse fazla öderim.
I'll have the chimichangas with extra guac on the side and I'll pay extra.
Mutlaka geri öderim.
I will pay you back
Ben bedelini öderim.
And I can pay.
3,000,000 dolar öderim.
I can get you $ 3,000,000.
Sen katilsin Bedelini öderim.. al..
- I've got paper man, take it.
Sonra öderim.
I'm gonna pay you back.
Florida'ya gidebilmem için arabanı bana ödünç ver sadece iki aylığına. Karşılığında ben de bu aradaki araba sigortanı öderim.
what if you were to let me borrow your car to keep with me in florida, just for two months - in exchange for my paying your auto insurance during that time.
Kalanı bir iş bulunca öderim.
I can pay back the rest when I get a job.
Bak, parayı önceden öderim. Etrafı dağıtmam.
Look, I will pay front money for the room, proper wedge.
Öderim.
I'll pay.
200 dolar öderim. Ama önce avukatınız beni muhtemel bütün sorumluluklardan azat eden... 200 dolar Judy için,
I will pay $ 200 to your father's estate when I have in my hand a letter from your lawyer absolving me of all liability from the beginning of the world to date...
Okul başlar başlamaz sana geri öderim.
I'll pay it back when school starts.
Hukuk bürosuna gideceğim, otuzundan sonra depozitoyu öderim.
I'll come up to the law firm and pay the further deposit on 30th.
Parasını öderim.
I'll pay ya.
Biraları öderim daha iyi.
I pay for the beer anyway.
Ben kanunlara saygılı bir vatandaşım. Bütün vergilerimi öderim.
I'm a law abiding citizen now I pay all my taxes
Makyaj seanslarını da öderim.
I'll pay for their makeup session, too.
Hakkınızı nasıl öderim bilmiyorum. Farriol iyi biridir.
I don't know how to repay you.
Sana arabamı bırakacağım, sen tamir ettir, ben sana öderim.
I'll leave you my car, you get it fixed and I'll pay you back.
Ben... hesabı öderim.
I will... pay the bill.
Bedeli neyse, öderim.
I would pay for it, of course.
- Geri öderim.
I will repay you.
Hatta parasını bile öyle öderim.
Hell, I'll even pay her.
Sen bir hafta o otu içersen altı aylık kiranı öderim.
You smoke this shit for one week straight, and I'll pay your rent for six months.
Param olunca öderim.
When I have some money, I'll pay.
Şarkı söylersen, parasını öderim.
If you sing, I will pay.
- Ben öderim.
I'll get them.
Parası neyse öderim!
I'll pay for it!