Öfkeli translate English
3,176 parallel translation
Sarhoş. Öfkeli.
He's enraged.
Neden öfkeli?
Why is he enraged?
Nasıl da öfkeli ve intikama susamışsın.
This blind rage and thrist for revenge..
Amerikan hükümetinin önceki sızıntılara öfkeli olduğu açıktı ama birden çok sert davranmaya karar verdiler.
For the previous leaks, the American government, they were obviously angry, but they suddenly decided, "Right, now it's time to get Draconian on their ass."
Bizden sana bu kadar da öfkeli olmaman gerektiğini iletmemizi istedi.
He told us to tell you to not be so angry.
Patrick o zamanda beri öfkeli.
He's been chewed up about it ever since.
Öfkeli, nefret dolu bir küçümsemeydi.
It was hot, hateful scorn.
Bana ne kadar öfkeli olduğunu söyle.
Tell me how angry you are at me.
Bunu bana öfkeli yaptık Bugün ben... Şimdi oturmalıdır.
You've made me furious that today I... should sit now.
O şimdi l beni çok öfkeli yaptı... Şimdi oturmalıdır.
you made me so furious that so now I... should sit now.
Sen çeyrek asır önce ölen öfkeli kafadar Moe Howard'ı diyorsun.
You're thinking of Moe Howard, the angry stooge who's been dead for a quarter century.
Neden dünyaya bu kadar öfkeli olduğunu söylemiyorsun bana?
Why don't you tell me why you're so angry at the world'?
Ama o çok öfkeli.
He's in a rage,
Öfkeli tekme!
Kick of fury!
O çocuk niye bu kadar öfkeli?
And why is this kid so angry?
Katilimizin öfkeli olduğunu biliyoruz.
Yes. We know our killer is angry.
Öfkeli bir insanım, çocuklarımı, işimi ve sevdiğim herkesi incitiyorum.
I'm an angry person and I hurt my kids, my work and everyone I love.
Tabii bu konuda üzülebiliriz. Kızabiliriz. Hatta parlamenterlerimizle ilgili basına öfkeli mektuplar da yazabiliriz.
Now, we can fret about it, become indignant, write an angry letter to the newspapers or our Members of Parliament.
Sen öfkeli misin?
You must be angry. Be angry.
Küçük hücren, öfkeli şerefsizin, beni korkutuyor mu sanıyorsun?
You think you scare me, with your little cell and your snarling grunt?
Bize öfkeli.
He is angry with us.
Ama bize öfkeli değil.
But he's not angry with us.
Ben senin tarafındayım, ama Linda çok öfkeli.
Now, look, I'm on your side. But Linda is furious.
Öfkeli olduğumu söylesem bile, çiçek taklidi yapıp "om" sesi çıkarmak, beni daha kötü yapar.
Even if I was angry, saying "om" and pretending I'm a crocus bud would only make it worse.
İşte fikirler geliyor, hızlı ve öfkeli.
Okay, here come the ideas, fast and furious.
İnsanlar romalıların inşa ettiği tapınak fonundan para almamıza öfkeli.
The people are furious that the romans used our temple funds To build it.
Öfkeli bir Muppet gibisin.
You sound like an angry Muppet.
Arka planda daha fazla konuşma ve öfkeli sesler olsun.
Okay? Less restaurant hubbub and more aggro conversation in the background.
Öfkeli bir dokunuşa maruz kalmışsın.
It looks like you have a touch of rage going on.
Jesse çocuk konusunda çok öfkeli.
Jesse is upset about the boy.
- O sadece öfkeli.
He's just angry.
Öfkeli ve muhbir değil.
Angry non-rat.
Ne kadar öfkeli?
How angry we talking, by the way?
Halk öfkeli.
The people are angry.
Arkadaşım, sana kızgın ve öfkeli çünkü sana aşık olmasaydı Max'e olanlar olmazdı.
My friend, she's filled with guilt and anger, because what happened to Max would not have happened if she had not fallen in love.
Mesele nedir bilmiyorum ama öfkeli olduğun belli.
Look, I don't know what this is all about, but I can see you're angry. I get that.
Başkan Reagan, KGB'nin Amerikan topraklarında dokunulmazlığı olan birini kaçırabileceğini düşündüğü için öfkeli.
President Reagan is outraged that the KGB thinks it can kidnap someone with impunity on American soil.
İnsanlar öfkeli bir hâldeler ve durumun kontrolü güçleşiyor.
This makes people angry, and very difficult to stabilize.
Size karşı öfkeli falan değilim, annemin yaptığı utandırdı beni.
It's not that I am angry with you. I'm embarrassed for what my mom did.
Aniden öfkeli birine dönüşüverdi ve sonra beni öldürmek için orada olduğunu anladım.
Suddenly he became violent, and I realized he was there to kill me.
Efendimi daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemiştim.
I've never seen sir so angry before.
Yani, kızımız Bo ile seks yaptı ve, sonra saatler sonra öfkeli Mısırlı bir Fae tarafından öldürüldü bu terkedilmiş alana sürüklendi?
So, our girl has sex with Bo, then a few hours later is killed by a rare Egyptian Fae, then dragged to the alley from this dump site?
Öfkeli ağzımdan kurtulman imkansız!
There's no evading my mouth of fury!
Ülkemiz öfkeli! Kovalayın onu!
The wrath of the English people to chase him out of our country!
Ama müzik videosu için Mike, bilirsin, çarptıracak bir şey olmalı ve hızlı ve öfkeli, ama aynı zamanda aşırı hassas ve düzgün,'smoov'gibi.
But for the music video, Mike, you know, it's got to be bumping, and fast and furious, but also soulful and smooth, but like "smoov,"
Roger, Jetlerden olan bir serveti kaybettikten sonra senin bacaklarını öfkeli bir tefeciden korumak için senin karın ödemedi mi?
Roger, didn't your wife have to pay off an angry shylock to save your legs after you lost a fortune betting on the jets?
- Hayır, gerçekten çok öfkeli bir gölge gibiydi.
- No, it was like - a really angry shadow.
Korkunç bir günde, öfkeli bir gecede güçlü kalplerle ruhumuzu tutuştururuz.
In fearful day, in raging night, with strong hearts full, our souls ignite.
Bir yanda senin öfkeli ergen ateşin diğer yanda benim hayaletim.
You with your teenage bundle of fury... and my ghost.
- O öfkeli.
- He's angry.
- Hâlâ öfkeli misin?
Are you still angry?