Ölmedim translate English
905 parallel translation
Ne yazık ki ölmedim, değil mi?
So it's a pity that I'm not dead, eh?
Henüz ölmedim.
I ain't dead yet.
Hayır, ölmedim!
No, I'm not!
Öldüğümü sanıyorlar ama ölmedim.
They think I'm dead, and I'm not dead.
Daha ölmedim.
I ain't killed yet.
Ve daha ölmedim.
I isn't dead.
" Ama henüz ölmedim.
Thou art on thy deathbed!
- Ölmedim mi?
- I won't die?
- Ben ölmedim.
- I'm not dead.
- Ben ölmedim.
- I am not dead.
Daha ölmedim.
- I'm not dead.
Ölmedim. Aslında...
As a matter of fact...
- Açıkça görülüyor ki ölmedim.
Obviously I'm not dead.
Ölmedim.
I did not die.
Ama ölmedim işte, Chiv.
Well, I just ain't, Chiv.
Ama ben ölmedim.
But I'm not dead.
Ölmedim, ama şimdiden geri dönmeye başladım.
I didn't die. But I've already started to come back.
Henüz ölmedim.
I'm not dead yet.
Hayır, ölmedim.
No, I'm not.
Ama ölmedim Nevers'de.
But I didn't die in Nevers.
Yaşıyorum, ölmedim.
I'm alive.
Birliğim yok edildiğinde yanı başımda bombalar patladı ama ben ölmedim.
When my unit was wiped out, shells burst right in front of me, but I survived.
Hayır, ölmedim.
No, I'm not dead.
Daha ölmedim.
I'm not dying yet.
Ben ölmedim.
I'm not dead.
Niçin ölmedim?
Why am I not dead?
Sevdiğim her şey ellerimden alınmıştı ve ben ölmedim.
Everything that I loved... was taken away from me and... I did not die.
Neden anne karnında ölmedim ki?
Why did I not die in the womb?
Misako, ölmedim.
Misako, I haven't died.
Ölmedim!
I wasn't killed.
Ölmedim, değil mi?
I ain't dead, am I?
Ölmedim aksine giderek ünlendim.
I could not die I made a name for myself instead
Ben daha ölmedim.
I'm not moldering.
Neden onunla birlikte ölmedim ki?
Why didn't I die with him?
Daha ölmedim yabani herif!
I ain't dead yet, you bushwacker!
Savaşta düştüm, kalbim parçalandı ve ölmedim.
I fell in battle, pierced to the heart, and did not die.
Endişelenme, ben ölmedim ve sen de ölmedin.
Don't worry, I'm not dead and you are neither.
- Ben ölmedim.
I'm still alive.
Yaşıyorum, ölmedim!
I'm not dead!
Daha ölmedim Eric.
Not till I'm dead, Eric.
Daha ölmedim. Lanet olsun.
Hell, I ain't dead yet, God damn it.
Ölmedim... ve seni Marktplatz, 43'te bekliyorum.
- No I'm alive... and I'm waiting for you in Marktplatz, 43.
Nasıldır bilirim, ölmedim daha.
That's how I know I'm not dead.
Neden Sophie ile aynı kazada ölmedim?
Why didn't I die with Sophie?
Ölmedim... mi?
Didn't I... die?
- Ben ölmedim ki.
- That wasn't my wake.
Laos'ta kendimi vurdum ama ölmedim.
I shot myself in Laos, but didn't die.
Ama ölmedim.
Well, I ain't dead.
Ben ölmedim.
I am not dead.
Ben ölmedim.
Listen to me.
Ben ölmedim.
I didn't die.