Ölmeyi tercih ederim translate English
443 parallel translation
Ölmeyi tercih ederim ki en sonunda öleceğim, tabii ki.
♪ I'd rather die ♪ ♪ Which I will eventually, of course ♪
Onu sadakatsizlik etmektense ölmeyi tercih ederim! "
I'd rather die than be unfaithful to him! "
Ölmeyi tercih ederim.
I would rather die.
- Hiçbir şey duymadım. Ama size ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim.
I heard nothing, but I would die before I would betray you.
Benden çekinirsen eğer, ölmeyi tercih ederim.
If you shun me, I'd rather die
Efsun yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.
I rather die than use sorcery.
Bu hayatı yaşamaktansa... sokaklarda ölmeyi tercih ederim.
I'd rather drop dead in the streets than continue this life.
Yakalanmaktansa ölmeyi tercih ederim.
I would rather die than suffer the shame of being arrested.
Aşksız, kedersiz, güzelliksiz bir dünyadansa ölmeyi tercih ederim.
I don't want a world without love or grief or beauty. I'd rather die.
Seninle yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
I'd rather be dead than living with you.
Ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die.
Köyünde bir gün daha geçirmektense bu yolda ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die than risk the to stay in his village one day.
Senden ayrılmaktansa ölmeyi tercih ederim.
I'd rather be dead than away from you.
Ona bakmaktansa ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die than have to look at her.
Onların kölesi olmaktansa ayakta savaşarak ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die in an unwinnable war than be their slave as things stand now.
Eğer ölmem gerekiyorsa... güzel bir kadının elinden ölmeyi tercih ederim.
Well, if I have to die I prefer being killed by the hand of a beautiful woman.
Eğer bir şekilde zaten bizi öldüreceklerse, savaşarak ölmeyi tercih ederim.
If they're going to kill us anyway, I'd rather die fighting.
Gianni hemen anneme bir mektup yazdı. Mektubunda yatılı okula gitmektense ölmeyi tercih ederim diyordu.
Gianni wrote mother immediately saying he'd die rather than go to boarding school
Hanımın bir batakhaneye döndüğünü görmektense ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die than have my inn turned into a gambling joint.
Ölmeyi tercih ederim...
I'd rather die...
Ölmeyi tercih ederim.
I will choose to die.
Ölmeyi tercih ederim.
I would rather be dead.
Gözlerime güvenememektense ölmeyi tercih ederim.
I'd rather be dead than unable to trust my own eyes.
Geri dönmektense ölmeyi tercih ederim.
I would rather die than return.
Ölmeyi tercih ederim!
I'd rather die first!
Aklımı kaçırmaktansa, öldürülmeyi beklemektense, ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die now than go out of my mind, waiting to be murdered.
Hem de nasıl... Öldürmektense ölmeyi tercih ederim.
You bet — because I'd rather die than kill.
Böyle kişisel bir soru sormaktansa ölmeyi tercih ederim ama, ama neden? Çünkü zengin.
Oh, I'd rather die on the rack than ask such a personal question, but as long as we're on the subject, why would you?
Scotty, seni incitmektense ölmeyi tercih ederim.
Oh, Scotty, Scotty, I'd rather die than hurt you. I'd rather die.
Ölmeyi tercih ederim. Pekâlâ, şimdi.
All right, now.
Seni böyle görmektense ölmeyi tercih ederim
I'd rather die than see you cry
Onur içinde ölmeyi tercih ederim!
One can die in glory or in shame
Ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die...
Ama senin hastalıklı, berbat, iğrenç bokunu yemektense, ölmeyi tercih ederim!
But we'd rather die than eat your dung, which is sick and lousy and foul!
Ben Song soyundanım, senin gibi hain değilim önünüzde eğilmektense, ölmeyi tercih ederim
I'm a Song subject, not a traitor like you I'd rather die than kneel before you
Ölmeyi tercih ederim!
I`d rather die!
Bunun vicdan azabıyla yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die than live with this weight on my conscience.
Ölmeyi tercih ederim.
Now you'll die instead!
Burada ölmeyi tercih ederim!
I'd rather just die here!
Ölmeyi tercih ederim Bay Cale.
No, I'd rather be dead, Mr Cale.
Bir an önce ölmeyi tercih ederim.
I'd rather die right away.
Oraya gitmektense ölmeyi tercih ederim demiştim.
I told you I'd rather die than go there.
Şu an olduğum şekilde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
I mean I'd rather be dead than living the way I've been living.
Ölmeyi tercih ederim!
I'd rather die!
Onu yemeden ölmeyi tercih ederim.
I would rather die before I eat that.
Kadın olmaktansa ölmeyi tercih ederim!
I prefer to die than to be a woman!
Eğer ölmek üzereysek, dövüşerek ölmeyi tercih ederim.
If we're about to die anyway, I'd rather die fighting.
Açlıktan ölmeyi tercih ederim.
I'd sooner starve first.
" Eğer bulamazsam, ölmeyi tercih ederim.
How do I find the way there?
Açlıktan ölmeyi tercih ederim, çünkü karımı seviyorum.
I'd rather starve first.
Sadece "Senin için, ölmeyi yaşamaya tercih ederim." de.
Just say, "For you, I prefer death to life."
ederim 242
ölmeyeceğim 47
ölmeyecek 29
ölmeyeceğiz 19
ölmeyeceksin 77
ölmeye hazır ol 19
ölmeye hazırlan 32
ölmeyeceğim 47
ölmeyecek 29
ölmeyeceğiz 19
ölmeyeceksin 77
ölmeye hazır ol 19
ölmeye hazırlan 32