English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ü ] / Üniforması

Üniforması translate English

1,208 parallel translation
Futbol üniformasının cepleri olmaz.
A football uniform doesn't have pockets.
Büyük pantolon, kesinlikle, hatta, Amiral üniforması, zira, bütün kızlar buna bayılır, değil mi?
Well, enormous trousers, certainly, and perhaps an Admiral's uniform, because we know what all the nice girls love, don't we?
Sigara kutusunu burada üniformasının göğüs ceplerinde taşırdı.
Now, he used to keep his cigarette case here, in the breast pocket of his field tunic, or battle blouse.
Korktuğum başıma geldi, bu Ayak Klanı'nın üniforması.
it is the uniform of the foot clan.
- Efendim mi? Bu bir subay üniforması değil mi?
Do you see anything on this uniform indicating an officer?
Bir Guilder subayının üniformasında bulunan kumaş parçası.
It is fabric from the uniform of an army officer of Guilder.
Gazoz fabrikasında çalışan şu bizim Rita kadınların ordu müfrezesine katıldı ve üniforması ona çok yakıştı.
Our local soda jerk, Lita, joined the WACS... and looked good in uniform.
Clark Gable bu hafta resmi üniformasıyla kente geldi. Ve nereye gitti?
Clark Gable was in town this week in uniform... and where did he go?
O polis üniformasıyla, sert hareketleriyle çok çekiciydi.
She looked so damn adorable in that cop's uniform, putting on a tough act.
Bu manyak, rozet yerine hapishane üniforması taşıyor olmalıydı!
This maniac should be wearing a number, not a badge!
Aradığımız adam beyaz tenli, 180 cm boylarında polis üniforması giyiyor ve öldürme sebebi yok.
Otherwise, We're looking for a white man well over six feet tall, wears a police uniform, doesn't have an alibi.
İyi para veriyorlardı, şapkasında tüy olan şık bir üniforması vardı.
They paid good, had a nice uniform... with a feather on the hat.
Milli takım üniformasıyla oynamak benim hayalim.
It's my dream to play in the national team uniform.
Aşağıda asi üniforması giymiş yüz kişi şahidim olur.
Those 100 do-gooders down there dressed in rebel crap will be my alibi.
- Onun üniformasını beğenmiştim.
- I liked the look of his uniform.
Siyah garson üniforması.
Black, waitress uniform.
Bana İngiliz üniforması verin, sizinle gitmek istiyorum.
You just give me a English uniform. I would very much go with you.
İki numaralı kapıda ise Birinci Şube'nin kırmızı üniformasıyla Erich Blor var.
And in gate number two, it's Erich Blor wearing the red uniform of First Section.
Peki, Palyaço Krusty sarkan pantolonlarını Springfield Hapishanesinin, nispeten daha dar üniformasıyla değiştirecek mi?
So, is Krusty the Clown about to trade in his baggy pants... for the relatively snug uniform of Springfield Penitentiay?
- Yıldızfilosu üniforması da alabilir miyim?
- Can I have a Starfleet uniform?
Yıldızfilosu üniforması giyiyor.
She wears a Starfleet uniform.
Kaptanın üniformasını ve iletişim cihazını bulduk.
We've found the Captain's uniform and communicator.
Shelby'den Atılgan'a. Kaptan'ın üniformasını ve haberleşme cihazını bulduk.
We've found the Captain's uniform and communicator.
Nasıl oluyor da bir Klingon "şapşal" ının.. Yıldızfilosu üniformasıyla dolaşmasına izin verebiliyorsunuz?
How do you allow Klingon pahtk to walk around in a Starfleet uniform?
Yıldızfilosu üniformasıyla gelen riskleri başından beri biliyordum.
I've always known the risks that come with the Starfleet uniform.
Bayan Lomax okul üniforması için ölçü alıyordu. Neden?
Miss Lomax was measuring Mary for a school uniform.
Birden bire bu ufak herif geldi ufak mavi şapkası ve mavi üniformasıyla.
All of a sudden, this little man came in... with a little blue hat and a little blue suit.
Yıldız Filosu üniforması giymiş herhangi biri olabilir.
But perhaps they merely wore Starfleet uniforms.
Bir Klingon üniforması!
The uniform of a Klingon!
Yoksa fantazilerin, profesyonel bir kadın, belki de Yıldızfilosu üniforması giyen bir kadınla ilgilidir?
Or do your fantasies turn toward a professional woman, one, perhaps, who wears a Starfleet uniform?
Geordi'nin üniforması.
Geordi's uniform.
Mühendislik'ten Kenicki bana... eski bir Yıldızfilosu üniforması giyen birini turbosansörde gördüğünü söyledi.
Kenicki in Engineering told me he saw a man in an old Starfleet uniform riding the lift.
Büyükbabamın üniforması.
It's my Grandad's uniform.
Neredeyse her akşam eski üniformasını giyip buraya gelir.
He comes in nearly every night in his old uniform.
Bu adam üniformasını giymiş, odanın ortasında durmuş nikel kaplama tabancasını kılıfından çıkarmış ve ağzına bir kurşun sıkmış.
This guy... got into full dress uniform, stood in the middle of that room... drew a nickel-plated pistol from his holster... and fired a bullet into his mouth.
O beyaz çarşafları bırakıp, polis üniforması aldılar.
Please, please. They've traded in those white sheets for police uniforms.
Pearl Harbor'ın yaptığı şeylerden biri de Ed Leland'ın üniformasını ve gerçek kimliğini dolaptan çıkarmak olmuştu.
What Pearl Harbor also did was bring Ed Leland's uniform and true identity out of the closet :
Frank'i tanımıyorsun Frank geldi ve şoför üniformasıyla direksiyona geçti.
you don't know frank... frank came up and started driving for this particular trucking outfit.
Kişisel eşyaları arasında bir saat iç çamaşırı, pembe garson üniforması varmış.
Personal effects include a watch, undergarment, pink waitress uniform.
- Zavallının bir üniforması bile yok.
- Poor boy doesn't have a dress uniform.
Sizi üniformasız tanıyamadım.
I didn't recognise you out of uniform.
Bir daha erkek oyunu oynayacağın zaman erkek üniforması giy.
Next time you play a man's game, wear a man's uniform.
Daha üniformasını vermemişler.
So they didn't have a uniform for her yet.
O ise, üniformasını giymemiş.
Well, if he is, he's out of uniform.
Bu herif üniformasını giyseymiş keşke.
Maybe he ought to wear one.
- Sandra'nın üniformasını neden giydin?
- What you wearin'Sandra's uniform for?
Merasim üniforması mı?
Dress uniform?
Yalnızca üniformasının tüniğini çıkardı ve iş yapmaya koyuldu.
She simply removed her uniform tunic and started building.
Ebediyyen üniformasız kalmak için oldukça şansı bulunuyor.
She stands a pretty good chance of being out of uniform permanently.
Yani polis üniforması giymiş herhangi birisi olabilir, değil mi?
Well then it could have been anyone in a policeman's uniform, right?
Polis üniforması giydi.
He put on a cop's uniform...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]